|9| Yanlış anlaşılma

Start from the beginning
                                    

"Yaptım bile."

Şaşkınlıkla telefonun ekranına baktığında, 'ne çeşit bir sapık gaysin' der gibi Jungkook'a dönmüştü.
"O zaman yorum a-"

"Hayır! Tamam gidiyorum. Yeter ki telefonu bana ver."
Jungkook elini uzatarak ayağa kalktığında, Yoongi kaşlarını kaldırıp indirmiş ve gülümsemişti.

"Önce kahvaltı Kookie."

×

Jungkook aşağı indiği gibi geri çıktığında ilk başta şaşırmıştık ancak sonra kahvaltı sofrasının hazırlandığını söylediğinde daha da çok şaşırmıştık. Çünkü bu kadar kısa sürede yapması imkansız ötesiydi. Ancak sonradan söylediği şeyle hepimiz anladığımızı gösteren sesler çıkarmıştık. Nedeni ise, abisi olan Taehyung hyungun kahvaltı sofrasını bizim için hazırladığını söylemesiydi.

Hepimiz aşağı inerek masada yerlerimizi aldığımızda, bunun öncesinde tabi ki tuvalette işimizi görmüştük. Yanlış anlamayın, sadece kapıda sıra olup tek tek işemiştik.

"Jimin, klozetin kapağını kaldırıp işedin değil mi? Kenara damlatılmasını hyung hiç sevmez."

Gözlerimi kocaman açarak Jungkook'un omzuna bir tane yapıştırdığımda, sendelemiş ancak düşmemişti.
"Bağırmadan konuşsana, ayrıca ben ayakta yapmıyorum!"

Tabi Yoongi durur mu, yapıştırmış cevabı.
"Erkek adam ayakta işer."

Bunu duyan ve götünde kurtla yaşayan Jungkook ise hemen atlamıştı.
"Kanka sen ayakta olunca mal yetişmez ki tuvalete, parmak ucunda kalkıyor musun yoksa? Agucuk~"

Yoongi sinirden renk değiştirmeye başladığında, o sırada Hoseok ve biz tıkınmak ve gösteriyi izlemekle meşguldük.

"Jungkook o malı kıvırıp san-"

"Günaydın gençler, afiyet olsun rahatsız olmayın."
Tae hyung elinde kupa -sanırım içinde kahve var çünkü kokusu buraya kadar geldi- ve daha önce görmediğim kare siyah gözlükleriyle yanımıza gelmişti. Tek elini Jungkook'un sandalyesinin arkasına koyarak bize gülümsediğinde, ben de aynı şekilde gülümsüyor ve kıvırcıklaşmış saçlarına bakıyordum. Çok güzel duruyordu ve yakışıklı yüzüyle çok büyük bir uyum içerisindeydi.
Gel bi de suratıma sıç.

Hepimiz aynı anda 'günaydın' dediğimizde, o da tam karşımda olan Yoongi'nin yanına oturmuş ve dirseklerini masaya yaslamıştı.
"Umarım beğenmişsinizdir kahvaltıyı. Erken uyanmasaydınız birkaç çeşit daha yapmaya çalışabilirdim."

"Hiç gerek yoktu hy-"

"Hepsi Jimin'in yüzünden. Karga gibi erkenden uyandı. Ulan kırk yılın başı abim kahvaltı sofrası hazırlamış, bir hüner göstermeye çalışmış, hemen bozdu ya."

Jungkook'un sözümü kesip beni gömmesiyle, kaşlarımı çattım ve zorla gülümsemeye çalıştım.
"Ayağını ağzıma sokmuştun, hatırlatırım. Dua et zehirlenmedim, bir de çoraplarını da çıkarmamıştı pislik."

İğrenerek yüzümü buruşturduğumda, bir ses daha bize katılmıştı.
"Jungkook, neden dikkatli olmuyorsun? Ayrıca misafir odası vardı neden bir odayla kısıtlıymış gibi rahatsızlık verdin arkadaşlarına?"

Jungkook omuz silkti ve yanıtladı.
"Onlar istedi, zaten geceye kadar konuştuk, öyle çok uyumadık."

Tae hyung, Jungkook'un dediği şeyle tek kaşını kaldırıp onu incelemeye başladığında, fazla uzatmadan dudaklarını aralamıştı.
"Gündüz konuşulmaya vakit olmayacak kadar önemli olan konu neydi, hayır, meraktan soruyorum."

Hyung | vminWhere stories live. Discover now