|8| Bir şeyler var..

Comenzar desde el principio
                                    

"Olamaz."
Hızla berjerin arkasından çıkıp kendimi koruduğum yastığımla televizyonun yanına geldiğimde, elimdeki yastığı hafifçe sallayarak gözümü kısmıştım.
"Bence gelmek istemezsiniz.."

"Jimin biz aynı takımdayız buraya gel."
Jungkook eliyle 'gel' işareti yaparak soluduğunda, Tae hyung şeytani gülümsemesi ile kafasını olumsuz anlamda sallıyordu.

"Jungkook, hyungu tut-"

Sözümü kesen yastıkla televizyondan tutunarak dengemi sağladığımda, Jungkook da aynı anda Tae hyunga elindeki yastığı atmıştı.
Hızla o tarafa koşmaya başladığımda, bir yandan da yastığımı Tae hyunga doğru fırlatıyordum.

Kafasına isabet eden yastıkla saçları uçuştuğunda, elimle ağzımı kapatarak gülmüş ve Kook'un arkasına geçmiştim. Hemen yanımda olan yastığı alarak gövdeme koymuş ve onları gözetliyordum. Hoseok ve Yoongi de tekrar aramıza katıldığında, hepimiz aynı anda gözlerimizle anlaşmış ve bir anda yastıkları Tae hyunga doğru fırlatmaya başlamıştık.
Tae hyung dengesini kaybedip yere düştüğünde, Jungkook etrafa bakınmaya başlamıştı.

"Yastık! Başka yastık!"
Birkaç saniye ortalığı aradıktan sonra, bana bakmış ve gülümseyerek yaklaşmaya başlamıştı.

"Kook bende yok, n-ne yapı-"
Beni hızla kucağına alıp dibimizde olan hyunga doğru attığında, tabiri caizse çığlık atarak, kalkmaya çalışan hyungun üstüne düşmüştüm.

"Ah.."

Oturur pozisyondan tekrar yatar pozisyona geçtiğinde, korkudan ve heyecandan titreyen kalp atışlarımın arasından yavaşça gözlerimi aralayarak hemen altımda olan hyunga ürkek bakışlarımla bakıyordum.
O da acıyla kıstığı bakışlarının arasından gözlerime kenetlendiğinde, gözlerinin renginin çok hoşuma gittiğini fark etmem uzun sürmemişti. Bal ve kahverengi karışımı renk, içimi titretmeye yetiyordu.

Araladığı dudaklarının arasından yorgun nefesleri çeneme çarptığında, kendime gelerek hızla ayağa kalktım. Ben.. az önce ne olmuştu?

Hemen ayaklarının yanında ayakta bekleyerek dudaklarımı ısırırken, bir yandan da ellerimle oynuyordum.
"Ben.. çok üzgünüm. Jungkook öyle yapınca, kendimi kenara a-"

Yavaşça ayağa kalkarak tek kolumu tuttuğunda, gülümsemiş ve kafasını olumsuz anlamda sallamıştı.
"Sorun değil."

Daha sonra ise Kook'a dönmüş ve tek elini açarak inanamıyormuşcasına sormuştu.
"Tanrı aşkına çocuğu yastık olarak fırlatmak da ne tavşan? Oyun kuralları diye birşey var. Yastık ve insan, hm?"

"Ama hyung, yastık yerine insan atılamaz diye birşey yazmıyor?"
Jungkook şeytan bakışlarının altında, masum ayağına yatarak mırıldandığında, Tae hyung buna yanlızca göz devirmişti.

"Neyse. Hadi kankalar, odama çıkalım."

Hepimiz onu onaylayarak peşinden gitmeye başladığımızda, Tae hyung bize doğru bakıyordu.
"Beni bırakıp gidiyorsunuz demek, alacağınız olsun gençler."

×

"Jungkook neden öyle birşey yaptın?"
Odaya girer girmez Jungkook'u iterek yatağa düşmesini sağladığımda, kafasını kaldırarak bana bakmış ve kaşlarını çatmıştı.

"Ne yaptım ben ya?"

Gözlerimi devirerek kollarımı birleştirdiğimde, Hoseok ve Yoongi puflara oturmuş ve bizi izliyorlardı.

"Hangisinden başlayayım? Mesela önce şu sevgili muhabbetini açalım. Tanrı aşkına bir anda nereden çıktı o?"

"Bebeğim olay bir anda gelişti. Elime bir fırsat geldi ve değerlendirdim, öyle diyelim."

Hyung | vminDonde viven las historias. Descúbrelo ahora