5 février 1972

748 54 54
                                    

Şu an yapabileceğimiz tek bir şey vardı; öylece önlerine çıkmak.

Bizi şu an görüp göremediklerini sadece bu şekilde öğrenebilirdik.

"Five karşılarına çıkmak zorundayız."

"İyi de bundan daha kolay bir şey yok ki. Zaten bizi göremezler."

"Bilmiyoruz, buraya gelirken çok zorlandım. Gücümü sınırsız sürede kullanacak seviyeye henüz erişemedim, erişemedik."

"Tamam pekala-"

"Five ne yapıyorsun?"

"Dediğin gibi karşılarına çıktım."

"İyi de söylemeyi unuttuğum bir şey vardı. Bizi şu an göremiyorlarsa bile zamanımız kısıtlı olabilir. Dediğim gibi çok güç harcadım."

"Bak Ash telaşlanmayi bırak. Çok fazla her şeyin geleceğini düşünüyorsun. Geçmişi ya da geleceği bırak, sadece şimdiye odaklan."

"Zaman hakkında mı konuşacağız cidden. Bence son zamanalrda yeterince haşır neşir olduk, kalsın."

Bir yandan hala birbirmize laf yetiştirmeye çalışırken bir yandan da ufaktan ufaktan ortadan tüymeye çalışıyorduk.

"Ah zavallı çocuklar. Bizi sizin güçlerinizi bilmeyecek kadar saf mı sandınız?"

"Bizi görmüyorlardır değil mi?"

"Blöf de yapıyor olabilirler. Bilmiyorum. Ama olur da göz teması kurarsa sıçt-"

Ben daha cümlemi tamamlayamamıştım ki kadın gözlerimin içine doğru bakmaya başladı.

"Five ben bıraktım galiba şuraya bir yere"

Kadının bir anda gözlerimin içine bakmasının şokuyla olduğum yerde kalmışken Five kolumdan çekiştirmeye başladı.

"Ashley ne yaptığını sanıyorsun?"

"Five... Sanırım bizi görüyor."

Bunun üzerine Five göz devirip yanıma geldi ve elini kadının yüzüne yaklaştırıp bir sağa bir sola salladı.

"Bak görüyor musun? Bizi görmüyorlar."

Five tekrar kolumdan çekiştirmeye başladı ama bu sefer yıkıntının bıraktığı kumlara resmeb saplanan ayaklarım yavaş yavaş hareket edebilmişti. Daha sonra da koşmama izin vermişlerdi.

Bir yandan arkama bakarken bir yandan da elimden tutup beni peşine takan Five'a ayak uydurmaya çalışıyordum.

"Ashley hazır mısın?"

"NEYE?"

"Zamanda sıçrayacağız."

"Five bunu en son yaptığında neler olduğunu biliyorsun."

"Bana güveniyor musun Ash?"

"Dürüst mü olayım yalan mı söyleyeyim."

"Elimi bırakma"

"FİVE YAPMA YANARIZ."

"3 deyince benim peşimden hızlıca koşacaksın. Daha önce hiç ikili sıçrayışı denememiştim."

"FİVE SEN CİDDİ MİSİN AQ"

"3 deyince benimle birlikte aynı hızda koşacaksın. Anlaştık mı? 1...2...3 ASH KOŞ!!"

Five'ın dediklerini yerine getirdim. Az önce bomboş olan arazide dümdüz koşuyorduk. Birkaç metre sonra o dümdüz dediğim arazide bir yere adım attık, sanki bir yarığa girmiş gibiydik. Daha sonra diğer adım... Ve sonra bütünümle ben.

KAYIPWhere stories live. Discover now