Yeni Bir Başlangıç

7.4K 467 283
                                    


Selelellelelaaaaamm, ben Lucy. Uzun zamandır bölüm gelmiyor diye düşündüm. Bir de bir kaç arkadaşım gaz verdi, yazmaya karar verdim. Umarım kötü olmaz, Katrina ile buluşsak çok daha uzun bölümler gelirdi bir de daha sık ama.. Olsun. Bu arada kitap 1.06 okunma olmuş! Woah! İkimiz de çok şaşırmıştık, teşekkür ederiiiz. Yorumlarınızı eksik etmeyin.~💙💜

Jimin, bir kaç saatin ardından gözlerini aralamıştı. Üstünün ince yine de kendi örtüsünden daha kalın bir örtü ile örtülmüş olduğunu ve geniş bir yatakta yattığını anlaması biraz uzun sürmüştü, her yer çok karanlıktı.

Yatakta doğruldu ve karanlığa alışan gözleri ile etrafı incelemeyi çalıştı. Üstündeki kıyafetler değişmişti, artık daha sıcak tutacak şeyler giyiniyordu. Güzel de kokuyorlardı. Yeni olmalıydılar.

Yataktan kalktığında odanın içinde başka bir yatak daha olduğunu fark etti. O da genişti, oda zaten ayrı bir büyüktü. Kapıya doğru düşmemeye çalışarak ilerledi. Sırtında örtüyü de almıştı. Çünkü ne kadar iyi giydirilmiş olsa da üşümeye devam ediyordu.

Soracağı bir sürü soru olduğu için kafasını toparlamaya çalıştı yürürken. Kapının kolunu tutup bekledi bir süre. Kendisini kimin getirdiğini hayal meyal biliyor gibiydi. İki tane genç adamdı. Yine de yüzlerini pek hatırlamıyorum, sesleri de varla yok arasındaydı hafızasında.

Kaç saattir uyuduğunu da bilmiyordu. Nerede olduğu ve bir sürü şey. Yine de soracağı sorulardan daha çok, kendisine soru sorulacağının farkında değildi. Kapının soğuk kolunu sonunda aşağı indirdi, ses çıkarmamaya nedensizce özen gösteriyordu.

Odadan çıkıp kapıyı arkasından sessizce kapattı ve sırtındaki örtüye iyice sarılarak duyduğu konuşma seslerine doğru ilerledi. Karşısına çıkan merdivenlerden sessizce aşağı indi son üç basamağı inmeden karşısındaki insanlara baktı.

Karşında 4 kişi vardı, iki yüz çok tanıdıktı. Yüzleri gördüğünde nefesini tuttu. Bu ikisi okulda göz göze geldiği ikisiydi. Bir basamak daha indiğinde odadaki 4 kişinin de gözleri aniden kendisine çevrildi. Birden olduğu için Jimin donakalmıştı.

Tanımadığı yüzlerde birisi, yüzündeki soğuk bakışın yerini bir gülümsemenin almasına izin vererek ona yaklaştı ve elini uzattı. Jimin, bu eli tutarak kalan basamakları da indi ve elini bıraktı. Bakışları yere çevriliyken bir teşekkür mırıldandı.

"Rica ederim,"

Bırakmasına rağmen iki elini de tutmuştu genç adam. Ve yüzüne doğru eğilip Jimin'in saklamaya çalıştığı yüzüne baktı.

"Adın ne senin?"

Jimin kafasını karşındaki adam eğilirken yorulmasın diye kaldırmıştı. Yine de göz teması kurmak istemiyordu.

"Jimin, Park Jimin."

Karşındaki kişi gülümsedi ve kafasını salladı.

"Memnun oldum Jimin. Ben Seokjin, bana Jin diyebilirsin. Kaç yaşındasın?"

Jimin, bu kişiye ısınmıştı. Cana yakın olduğunu hissetmişti. O da ona karşı bir melek gülümsemesi sundu ve sorduğu soruya cevap verdi.

"19 yaşındayım."

Jin ise Jimin'in saçlarını okşadı ve konuşmaya devam etti.

"Ben de 28 yaşındayım küçüğüm."

Kafasını çevirip odada duran diğer üç kişiyi tanıtmaya başladı.

"Bu Namjoon, 26 yaşında. Olgun biridir. Bu ikisi ise yapışık ikizler, Taehyung ve Jungkook. Nereye gitseler hep birlikte olurlar. Seni getiren de ikisi zaten."

Hybrid. |vminkook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin