Kirli

8K 481 228
                                    

Yorumlarınızı eksik etmeyin, Lurina'dan kalpler~💙💜

Jimin'in kalp atışları, amcasının merdivenleri kırarcasına sert basarak çıkmaya başlamasıyla hızlanmıştı. Kapıyı çalıp kapıyı açması adına küfür savururduğunda Jimin yatağının yanına, yere, çöktü.

Eniştesi kapıyı tekmelemeye başladığında Kendini korumak istercesine kafasına koyduğu kollarını, sesler kesilince indirdi.

Eniştesi merdivenlerden aşağı indiğinde derin nefes aldı. Rahatlamıştı. Ne yazık ki erken sevinmişti. eniştesinin yedek anahtar ile geri geldiğini bilmiyordu. Tabii aynı sert ayak seslerini tekrar duyduğunda tüm rahatlığı uçup gitmişti.

Keşke o da uçup gidebilseydi.

Bir kaç saniye içinde kapı, yıkılmak üzere olan duvara çarptı. Jimin kollarını kendine siper etmek amacıyla kaldırdı.

Eniştesi, yandan bir gülüş sunarak iki ince kolu tek eliyle tuttu ve kafasının üstünde birleştirdi. Jimin'in ince ve eski tişörtünü çıkarmak amacıyla bir hamle yaptığında Jimin, bir çığlık bıraktı. Her ne kadar dirense de, hiç bir işe yaramamış, Eniştesi tişörtünü çıkarmayı başarmıştı.

Çünkü güçsüzdü. Güçsüz insanlar her zaman ezilirdi.

***

Üstüne dökülen içecek nedeniyle kıyafeti kirlenen orta yaşlı güzel yüzlü kadın, tüm zamanının mahvolduğunu düşünmemişti. Gecesini biricik yeğeni ile geçirmek onun açısından daha güzeldi.

Kapıyı sessizce açmıştı. İşi olduğunu sandıkları için eşine ve yeğenine, Jimin'e, süpriz yapacaktı. Salonun boş olduğunu gördüğünde ilgisi, üst kattan gelen sesler tarafından çekilmişti.

Bu sefer üst kata çıkarkenki sessizliği, süpriz amaçlı değildi. Kaşları şaşkınlıkla kalkmış hemen ardından çatılmıştı. Biricik yiğeninin canı mı yanıyordu? Yoksa onun gibi masum biri başka nasıl inleyebilirdi?

Yavaş adımlarının ardından, bir süre önce çarpılmış ve kendi kendine küçük bir aralık kalıncaya kadar kapanmış kapının arkasından baktı odaya.

Gördüğü görüntü ile gözleri, yuvarlarından fırlamayacakcasına açılmıştı tabii. Bu da neydi böyle?

"SİZ NE YAPTIĞINIZI SANIYORSUNUZ?!"

Geç de olsa eşini gören adam, Jimin'in üstünden, üstüne kaynar su dökülmüş kedi gibi geri çekildi. Jimin ise titreyen ve ağlamaktan kızarmış gözlerini halasına çevirdi.

"H-Hala.."

Kurtulduğunu sanan Jimin, titreyen ellerini yüzüne götürüp yatağından sürünerek yere çöktü. Halası açıklama beklercesine ikisine bakıyordu.

Adam, kollarını sarılmak adına kadına uzattı ancak ihanete uğramış kadın, normal olarak geri çevirmişti.

"Açıklayacağım, her şeyi açıklayacağım."

Eşini çok seven kadın, biraz hızlı ikna olmuştu. Dolan gözlerini saklayarak güçlü durmaya çalıştı. İkisine de tiksinerek bakıyordu.

"iyi olur."

İkili içeri girdiklerinde Jimin'e sadece odadan gelen ve hiç bir şekilde anlaşılmayan konuşmaları dinlerken kendini kirli hissetmek kalmıştı.

***

Yaklaşık yarım saat geçmiş olmasına rağmen Jimin, kuruyan göz yaşlarının üstünden geçen göz yaşları bırakmaya devam ediyordu. Halası ve eniştesi odadan ayrıldıklarında aldığı pozisyonu sürdürüyordu.

Odaya giren halasını fark etmeyen Jimin, sert bir ses tonu duyduğunda korktu.

"kalk."

Jimin sonunda gözlerini odakladığı yerden çekti. Yüzünde tiksindiğini belli eden bir surat ifadesi taşıyan Halasına yine o titreyen göz bebekleri ile bakıyordu.

"n-ne..?"

Halası yüzündeki tiksinen ifayedi koruyarak Jimin'i kolundan tuttu ve kaldırdı. Jimin, bu sert tutuş yüzünden sessizce inlemişti.

Merdivenlerden inerken halası kolunu sıkmaya devam ediyordu. Jimin rahatsız olduğunu dile getirip getirmemek arasındaydı ancak sçylemeye karar verdi çünkü canı gerçekten acıyordu.

"hala, acıyor."

"acıyor demeye yüzün var mı diyeceğim ama iki yüzlüsün, diyemiyorum."

Jimin duyduğu şeyler ile gözlerini kocaman açtı. Halası neden böyle demişti şimdi? Onu ilk kez böyle görüyordu.

Bu düşünceleri daha bitirmeden kendini evin kapısının önünde buldu. Halası, Jimin'i ince kolundan tutmayı sonunda bırakmıştı. Buna bırakmak denseydi tabii, fırlatmak demek daha uygun olurdu.

"ıgh.."

Jimin gecenin karanlığında birden yere düştüğünde acıyla bir ses çıkarmıştı. Bu halasının ona tekrardan tiksinircesine bakmasına sebep olmuştu. Jimin gözlerini halasına çevirdiğinde halası kapıyı çarptı.

Yalpalayarak yerden kalkan Jimin, sürünürcesine ilerleyerek kapıya yaslandı. Ağlamaktan yorulduğu için güçsüz kalan eliyle kapıya bir kere vurdu. Acınası çıkan sesiyle yalvardı.

"H-Hala.. Kapıyı aç, lütfen.."

İçeriden hiç bir ses gelmedi.

"Hala, çok soğuk.."

Tekrar ses gelmediğinde gözleri dolan Jimin, yere çöktü ve umutsuzca elini bir daha kapıya vurdu.

"a-acıktım.."

Sesi ağladığı için sona doğru kısılmış, "a" harfinden sonrası duyulmayacak kadar kısık çıkmıştı. Kapı birden açılınca, kapıya yaslanan Jimin, düşmemek için ellerini uzattı.

"sen ne yapıyorsun burada iğrenç sürtük? Hadi git başkalarına sürtünerek para kazan!"

Eniştesinin çok memnun yüz ifadesini yerden bakarak izledi. Zafer kazanan bir kötü adama benziyordu. Korkutucu bir sırıtışı vardı.

Mide bulandırıcı adam, Ayağının dibinde ona yalvaran gözlerle bakan çocuğu ayağı ile ittirdi. Sırıtmasını hiç bozmamıştı.

"Hadi, siktir git şurdan." yere çöktü ve Jimin'in gözlerinin içine baktı. "Bir yerde beklersen gece aç dolaşan vampirler için kolay lokma olursun. Gerçi onlara da sürtersin sen."

Jimin, vampir kelimesini duyduğunda buz gibi kesilmiş kireç rengine boyanmıştı. Eniştesinin kalkıp kahkaha atarak kapıyı çarpması ile kendine geldi ve yorgun bedenini kaldırıp hızlıca kaçmak istedi.

Elbette yapamazdı. Yorgunluktan bayılacaktı. Kendi düşüncelerinde yanılmamış, yaklaşık yirmi adım ilerledikten sonra yere yığılmıştı.

***

Jimin'in cılız bedeni, güçlü iki kol tarafından gecenin karanlığında yerden kaldırıldı. Jimin birden havaya kalktığını hissettiği için birbirine yapışmak üzere olan göz kapaklarını açtı.

Açıldığı belli olmayacak kadar az açılmış olsa da kucağında olduğu adam anında fark etmiş, ona dönmüştü.

Çok tanıdık geliyordu yüzü. Karanlık yüzünden tam olarak görünmüyordu. Bu tanıdık yüzün yanına başka bir beden daha geldiğinde iki kişi olduklarını anladı.

"Onu bizim yerimize götürelim."

Jimin bilinci hala kapalı olsa da rüya görür gibi düşündü.

Belki de onlar zavallı Jimin'in iyilik melekleriydiler. Her kimseler, onlara borçluydu ve ne isterlerse yapmaya hazırdı.

Bu yarı hayal yarı bilinçli düşüncelerin ardından bilinci tamamen kapanan Jimin'in kafası geri düştü. Onu kucağına alan bedenin onu daha çok sarmalamasına neden oldu.


Ehühüüüğ Katrina olmadan çok başarılı yazamıyorum:(

Hybrid. |vminkook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin