35. BÖLÜM - FİNAL

1.1K 40 0
                                    

İyi okumalar.

" Elizzz! Kızım buraya gelir misin?" mutfaktan içeriye bağırmıştım. Çünkü içerde babasıyla oyun oynuyordu. "Efeyndim ayye." dedi yavaş yavaş yürüyüp. Eliz 3 yaşına girmişti dün. Güzelce konuşabiliyordu. " Çilek ister misin bir tanem?" dedim yanına çömelip. " Ayyee.", "Hmmm?" dedim onu taklit ederek. "Yahmacun istiyoyum." diyince gülmeye başladım. Hangi ara geldiğini fark etmediğin Ateş de gülmeye başlamıştı. "Ay kızım, ne lahmacunu? Ahahah", "Ayyee, baba güymeyin." dedi ve arasını dönüp gitti. Yerden kalktım. "Aynı sen. Tribinden geçilmiyor." dedi Ateş belimi tutarak. "Hadi ya? Ateş seni gebertirim." dedim peşinde koşarak. " Eliz aşkım, koş yakalayalım babayı." dedim o da koşmaya başladı. "Ah!" Ateş'in sesiyle Eliz' i kucağıma alıp hemen yukarıya çıktım. "Ateş?" dedim yanına çömelerek. Düşmüştü koca deve. " Ayağım, kırıldı sanırım." dedi oynatmaya çalışarak. "Kırılsa duramazdın.", "Durabiliyor gibi bir halim mi var acaba Bade hanım?" dedi kaşlarını çatıp. " Kalk hastaneye götürelim seni." dedim kolunun altına girip. "Üzerimizi değiştirsek mi hayatım? Hani pijamayla hastaneye gitmek." dedi yayvan yayvan. Odaya götürüp yatağa oturttum." Eliz gel annecim. " dedim dolabın karşısına geçerek. "Efeydim.", "Seni Savaş dayıya bırakacağız. İster misin?", "Hıığğ Savaş dayı mı? Çok seviyoyum onu. Onunla evleniycem. Eveyt Eveyt." dedi ellerini çırparak. Tepkisiyle gülmeye başladım. "Hayır bu Savaş dayıda ne var kızım? Annende bir hayran bir hayran. Ben seni kimseye vermem. Boş hayaller kurma." dedi Eliz'e dönüp. Eliz'i giydirdikten sonra çantasına gerekli malzemeleri koydum. "Eliz annecim babanın yanına otur hadi. Babanın canı acıyormuş bak." dedim dolaptan kıyafet çıkarırken. Eliz Ateş'in kucağına oturup yüzünü okşadı ve dudağını öptü. "Kızııım." dedim. "Anne kıskandı. Gel bir daha öpücük ver." diyince bir daha öptü. "Çok kıskandım ama ben." dedim Ateş'in tişörtünü çıkartıp. Diğer tişörtünü giydirirken Eliz bağırmaya başladı. "BABAAAAAAĞ!" bir anda yerimden sıçrayıp ona baktım. "Efendim kızım?", "Beyn koca istiyoooooym! Heymde Savaş dayıyıııı! ", "Hösst. Kızım iyi misin? Ne kocası? Ne Savaş' ı" dedi Ateş. Karnıma ağrılar girmişti gülmekten. " Annecim zamanı gelince evlenirsin. Daha küçüksün." dedim ve Ateş'e şortunu giydirdim. "Ya böyle iyiymiş, benim hep ayağım kırılsın." dedi yanağımdan öperek. Eliz ağlamaya başlayınca ona döndük. "Dayıma götüyün beyni." dedi. Yanına doğru eğilip yanağından öptüm. Gözlerini sildim. "Tamam annecim bekle biraz." dedim. Üzerime beyaz diz üstü bir elbise giyinip "Annecim peşimizden gel." dedim ve Ateş'in kolunun altına girdim. "Ah koca deve ah. Bir rahat dur artık." dedim. "Allah allah , laflara bak." dedi gülüp. Arabaya oturtup Eliz' e döndüm. Elindeki çantasını sürükleyerek getirmişti. Yüzümde istemsizce gülümseme oluştu. "Kızım ben alırdım.", "Ayye, hadi. Dayı, dayı." dedi ve arabaya yaklaştı. Çantasını koltuğa koyup koltuğuna oturttum. Kemerini bağladıktan sonra "Zeus gel oğlum. Atla." dedim ve bende öne geçtim. " Savaş'ı arar mısın bir?", "Tamam." dedi ve cebinden telefonu çıkardı. Arabayı çalıştırıp ilerlemeye başladım. " Alo.", "Savaş kardeşim müsait misiniz?" dedi Ateş. "Evet, müsaitiz, ne oldu?", "Ben ayağımı sakatladım da, hastaneye gidiyoruz. Eliz' i size bırakacaktık.","Tamam tamam. Aramanız hata. Getirin benim prensesimi." dedi. "Tamam kardeşim sağol. Görüşürüz." dedi ve kapattı. Aynadan Eliz'e döndüm. "Hadi yine iyisin Eliz hanım." dedim. Gülmeye başladı ve cama döndü.  Savaş gilin oraya park ettim. Onlarda kapıya çıkmıştı. " Savaş'cım her şeyi çantada. Yedek kıyafet falan. Zeusun mamalarıda diğerinde. ", "Ya tamam, ilk defa mı bırakıyorsun sanki?" dedi eliyle ağzını kapatıp. " Ahahah ilahi Savaş. Neyse görüşürüz. Görüşürüz Melek." dedim el sallayarak. Arabaya geçtim. "Hadi artık Bade." dedi bana dönüp. "Ne yapayım Ateş? Allah Allah. Düşmeseydin." gözlerini şaşkınlıkla açıp eliyle ağzını kapattı. "Yuh yani, yuh." dedi ve cama döndü. Gülümseyip elini tuttum.  _____________  " Çok hareket ettirmeyin yinede. Parmak olsada. Gel alçıya alalım. " dedi röntgene bakan doktor. Parmağını kırmıştı. Onu oturttuktan sonra bende sandalyeye oturup beklemeye başladım. O arada bildirim geldi. Melek'tendi. 'Savaş dayısı ile erik dalı...' videoya girdiğimde Savaş dizinin üstünde çömelip Eliz ile oynuyorlardı. Gülümseyip 😘 attım.  "Evet, bitti. Ağrı kesici yazayım. Birde kolluk almayı unutmayın. " dedi ve reçeteyi uzattı. Uzanıp aldım. "Teşekkür ederiz. İyi günler." dedim ve Ateş'in kolunun altına girdim. "Köşede eczane var. Sen arabada beklersin." dedim onu arabaya oturtup kendim bindim. " Klimayı açsana." dedi elini sallayarak. Klimayı açıp eczaneye sürdüm. "Ver." dedim reçeteyi gösterip. Alıp arkadan cüzdanımı aldım. İçeriye girdim. "İyi günler.", "İyi günler, buyurun.", reçeteyi uzattım. " Ordan....... Ver." dedi çalışana. İlacı alıp poşete koydu. "Birde kolluk. Eşimin parmağı kırıldı da." dedim. "Geçmiş olsun. Mehmet birde kolluk ver." dedi. Bana uzattı. Onu da alıp parayı ödedim ve arabaya ilerledim. Arka koltuğa bırakıp öne geçtim. Arabayı çalıştırdım ve sürmeye başladım. Telefonum çalmaya başlayınca Ateş uzanıp açtı. "Efendim.", "Akşam burada bir şeyler yapalım diyorum. Sizinkilere.", Ateş'e bakıp kafamı salladım. "Olabilir. Bir şey lazım mı?", "Yok yok her şey tam.", "Tamam geliyoruz bizde zaten.", "Tamam görüşürüz." dediler ve kapattılar. Kırmızı ışık yanınca durduk. Yanda su alıp içtim. Ateş'e uzattım. O da alıp içti. Yeşil yanına gaza yüklenip ilerledim. Savaş gilin evinin önüne geldiğimizde arkadan kollukları Ateş'e uzattım. Alıp yürümeye çalıştı." Of bu daha zor." dedi. "Mızmızlanma yürü." dedim ve önden yürümeye başladım. "Hoşgeldiniiizzz." dedi Melek kapıda karşılayarak. " Hoşbulduuukkk." dedim sarılarak. " Selam enişte. Geçin hadi bahçeye." dedi. Kafamı sallayıp ilerledim. "Ayyeee.", "Aşkııım." o sırada Ateş "Efendim." dedi. Herkes gülmeye başladı. "Sana demedim ben Eliz'ime dedim.","Pabucumuz dama atıldı zaten." dedi ve bahçeye çıkıp bizimkilerle sarıldı. Eliz'i kucağıma alıp bende bahçeye çıktım. " Selam güzel, çıtır anneeee." dedi Savaş yanıma gelip sarılarak. "Yaa deli." dedim karşılık vererek. Herkesle sarıldıktan sonra Eliz'i indirdim ve Ateş'e verdim. Mutfağa gittim. "Ne götüreyim, ne yapayım?", "Salata yapar mısın?", "Tamamdır." dedim sebzeleri yıkıyarak. Sonra alıp doğramaya başladım. " Melek gil gelmedi mi?", " Onlar Antalya'ya gitmiş. Bizimde haberimiz yoktu." dedi. "Hmm." dedim ve salatayı karıştırdım. "Bu hazır. Ver etleride götüreyim ben." dedim bir elime salata alıp diğer elime eti aldım. Bahçeye çıkıp Savaş'a uzattım. Salatayı masaya koydum. "Melek başka ne var?", "Tamammm başka bir şey kalmadı. Sadece içicekler var." dedi başını uzatıp. Bende geçip sandalyeye oturdum. "Pişti etler hadiii!" Savaş birden bağırınca Eliz çığlık atıp Savaş' ın poposuna vurmuştu. "Kızım derdiniz ne sizin? Ne istiyorsunuz benim popomdan." dedi gülerek. "Bayıyma o zaman sayak gibi." dedi kaşlarını çatarak. "Eliz, çok ayıp. Özür dile dayından." dedim kızarak. "Özüy diyeyim." dedi kollarını birleştirip arkasını dönerek. "Hmm acaba bu güzel prenses bana bir öpücük verir mi?" dedi yanağını gösteren Savaş. Eliz birden dönüp dudağından öptü. Elimle ağzımı kapatıp gülmeye başladım. Ateş su içerken birden öksürmeye başladı. "Hep senin yüzünden bu çocuk böyle Bade hanım." dedi yaklaşarak. "Ne alaka canım?", "Savaş dayı, Savaş dayı. Aşık ettin çocuğu.", "Abartma Ateş." dedim gözlerimi devirerek. "Eliz sen benim kocamı mı öptün?", "Hıhı, ney oylmuş yani?", "O benim kocam.", "Hayır beynim.","Tch benim.", "BEYNİĞĞM KOYCAAĞĞM." diye bağırdı Melek'e. Melek Savaş'a sarılıp gülme krizine girdi. Eliz utanarak ve bir o kadar da sinirli şekilde  yanıma geldi ve kucağıma oturdu. "Annecim ne yaptın sen?", "Hiiyyç." dedi ağzına etten atarak. Gülümseyip önüne etleri bölerek koydum. "Beyim ayyem vay ya, çoyk güzeyl, çoyk taytlı. Beyn yeyim buynu." dedi ve yanağımı sıktı. Onun bu haliyle herkes şaşırıp gülmeye başladı. Şebek ya. " Eeeee keyfimiz yerine gelsin." dedi  Murat abi ve müzik açtı. Yanmış içinden Adnan abi ile Kaya komik bir şekilde konuşuyorlardı. Herkesin keyfi yerindeydi. Birden Savaş ile Baran  kalkıp rakı kadehlerini tokuşturdular. Kaya kalkıp Selin'le minik bir dans gösterisi yaptı. Gülmekten karnımız ağrıyordu artık.  Savaş ile Melek  birbirlerine fıstık atıyorlardı. Sonra Savaş Eliz'i dansa kaldırıp dans ettiler, tabi Eliz 'de bir cilveler bir cilveler....  *

********* 

" Bade abla sen ne alırsın?", " Bira varsa olur." dedim kucağımdaki Eliz'e bakarak. Uyumuştu. "Melek üstüne örtebileceğim bir şey verir misin? Birde yastık falan." dedim ve hemen yanımızdaki minderleri düzelttim. Elinde yastık ve örtüyle gelen Melek, ilk önce örtüyü serip yastığı üzerine koydu. Bende Eliz'i yatırıp örtünün fazla tarafı ile üzerini hafif örttüm. Kalkıp masaya geçtim. Herkes içeceklerini tokuşturdu. Ama Melek içmiyordu. "Biz size bir şey söyleyeceğiz." dedi Savaş Melek'in elinden tutup kaldırarak. " İlk önce bismillah çekelim. Söyleyin." dedi Baran. "Biz hamileyiz." dedi Savaş. "İkiniz mi?" dedi Murat abi. "Hayır o." dedi Savaş gözlerini kocaman açarak. Herkes ıslık çalıp alkışlamaya başladı. Eliz'e baktıktan sonra  "Yaaa hayırlı olsssuuun." dedim yanına gidip sarılarak. Sonra Savaş' ın yanına gidip "Baba mı oluyorsun len." dedim ve sarıldım. "Evet, evet baba oluyorum." dedi kollarını belime sarıp. " Seni biliyorum Savaş. Çok iyi baba olacaksın." dedim ve ayrıldım. Tekrar geçip yerime oturdum. "Eee o zaman ne diyoruz?", "Ne diyoruz Murat abi?" dedim içeceğimden yudumlayarak.  "EN KÖTÜ GÜNÜMÜZ BÖYLE OLSUN!"   

🦅🦅🦅🦅🦅🦅🦅🦅   Selamlar herkese. Kitabımız final oldu. Okuyan, oy veren, destekleyen herkese çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız. İyi geceler, iyi okumalar 🦅🖤⚡

GÖKBÖRÜ |TAMAMLANDI |Where stories live. Discover now