16. BÖLÜM

709 43 0
                                    

İyi okumalar...

''Göreve gidiyorsunuz. 10 dakika içinde hazır olun.'' ayağa kalkıp selam verdik. Ve bizimkilerin yanına gittik. '' 5 dakika içinde hazırlanıyorsunuz.'' herkes ayağa kalkıp koğuşa gitti. Bende gidip hazırlandım. Hangara geçip silahlarımızı aldık. Kazım Müdür geldi yanımıza ''Operasyon detayı helikopterde verilecek. Allaha emanet olun çocuklar.'' , ''SAĞ OL!'' dedik ve helikoptere ilerledik. Duhoq ' a gelmiştik. Ve yaklaşık 3 kilometredir yürüyoruz. 4 kilometre sonra belirlenmiş bir alana kamp kuracaktık , sırasıyla nöbet tutacaktık.Askerler ne zaman gelirse bekleyecektik. ''Eee Demir-Melek çifti nasıl gidiyor hayat?'' dedi Ateş. ''İyi şef.'' dedi Demir. ''Şef, biz size bir şey söyleyecektik aslında. Değil mi Demir?'' dedi Melek. ''Söylesenize ne bekliyorsunuz?'' dedim kızarak. ''Biz evlenme kararı aldık.'' dedi Melek. Durdum, ben durunca bizimkiler de durdu. ''Lan şimdi mi söylenir bu değişikler?'' , ''Ya bir anda oldu her şey.'', ''Ne zaman peki?'', ''Amirim şöyleki, buradan döndüğümüzden 2 gün sonra olacak. Tam dönüş belli olmayınca.'' dedi. ''Anladım.'' dedim. İlerlemeye başladık.  _______________________  Kamp kurulacak yere vardığımızda ''Ben acıktım şef ya.'' dedi Baran . ''Aç konserveni ye kardeşim tutan mı var?'' dedi. Ateş . ''Bende acıktım şef.'' dedim midemi tutarak. Aslında midem çok ağrıyordu ama açlıktandır diye düşündüm. ''Tamam o zaman hep birlikte yiyelim ama ilk önce çadırları hazırlayalım.'' dedi Ateş. Çantamı bıraktım ve bizimkilere yardım etmeye başladım.Çadırları kurunca ateş yakıp konserveleri ısıtmaya başladık. ''Seçtin mi gelinliğini?'' dedim Melek'e. ''Yok amirim.Seninle bakarız diye düşündüm.'' , ''İyi düşünmüşsün.'' dedim. Melek ile Demir'in ailesi yoktu. İlhan'ın da yoktu. Demir ile yetimhanede büyümüşlerdi. Ben deseniz ailemde kaç senedir yüz yüze görüşmüyordum. Telefonda 1-2 kez sadece. Kısa kesersek  eğer onların tek aileleri bizdik. Böyle bir günde de yardım edecektik tabi ki. Taşın üstünden konservemi aldım. Ve yemeğe başladım. Ateş'in koluna doğru kafamı yasladım. Klasik fasulye yiyorduk işte. Ben fazla yiyemediğim için ''Ben daha fazla yiyemeyeceğim sen yer misin?'' dedim dürterek. ''Daha iki kaşık almışsın Bade . Aç bakayım ağzını.'' dedi elimden konserve ve kaşığı alarak. Ağzımı açtım,kaşığı ağzıma getirdi. Çiğniyordum fakat midem almıyordu. ''Ateş cidden midem almıyor artık. Sağ ol.'' dedim. Ayağa kalktım. ''İlk nöbet Adnan abi ve Baran sizde. Ben çadırdayım.İyi geceler. '' dedim çadıra ilerledim. Tulumun içine girdim. Çadırın ağzı tekrar açıldı. Ama kalkıp bakmadım. ''Kay bakalım.'' dedi Ateş. Kaydım yanıma yatıp kollarını belime sardı. ''Neyin var canım,bir şeyde yemedin?" dedi."Bilmiyorum, sadece midem ağrıyor." dedim. Elini midemin üstüne getirerek ovalamaya başladı. Bu iyi hissetirmişti açıkçası. "Bundan sonraki nöbet sırası sende ve Demir' deydi. Ama sen biraz uyu dinlen. Benim sıramda Melek ile tutarsın.", "Ateş iyiyim ben o kad-", "Bade." dedi kızarcasına. "Tamam sustum." dedim ve elini tuttum. Yüzüme doğru getirip sarıldım. Ve uykuya daldım.  ____________________  4 saat sonra...  Kalktığımda saat 2:50'ydi. Midem daha iyiydi. Çantamdan  boyunluğumu ve kenarda duran silahımı alıp dışarı çıktım. Boyunluğumun ipini çektim ve kafama geçirdim. Ateşin başına oturdum. Sigaramı çıkarıp yaktım. Telefonumu elime alıp gezinmeye başladım. Sonra mesaj geldi;  Ateş'im: Uyandın mı güzelim?  Sırıtıp onların tarafına baktım, Ateş bana dönüp el salladı . Mesajına cevap yazdım.  Canım: Yok be, daha yatıyorum :)  dedim sonra sigaramı söndürüp yanlarına ilerledim. "Hadi git dinlen Demir. Bende." dedim Demir yanımızdan uzaklaşıp çadıra girdi. "Nasıl oldun?", "Daha iyiyim ya sıkıntı yok." dedim. Gülümsedi ve kendine çekip yanağımdan öptü. "Dikkat et kendine." dedi kafamı salladım. Kayalığa oturdum. Hava keskin bir şekilde serindi burada. Boyunluğumu biraz daha çekiştirdim.. "Hava soğuk. Değil mi?" dedim. " Biraz soğuk gibi aynen." dedi gülerek. Yanıma geldi. Elini yanağıma koyup "Sıcacıksın ama." dedi. "Tabi, sen ne zannettin?" dedim. Güldü. Melek yanımıza geldi ve "Şef sırada ben varım geçin dinlenin." dedi. Ateş de yanağımdan öpüp " Kolay gelsin, iyi nöbetler." dedi gitti. Kısık sesle " Lan ben düğünde ne giyinicem?Niye geç vakit söylüyorsun sen?" dedim kızarak. "Ya kızma işte. Hem ben senin için 2 tane buldum bile. Kınalık ve düğünlük." dedi ve telefonunu açıp gösterdi. "Bunları alıyoruz dönünce. Aferin kız." dedim yanağından makas alarak. O sırada çalılıktan bir ses geldi. Ayağa kalktım. Melek de kalktı. Oraya doğru ilerlerken "Kim var orada?" dedim. Bu saatte burada birinin olmasında bir bokluk olması lazımdı. Çünkü şehir merkezine yaklaşık 50-60 km vardı. Biraz daha yakınlaştım "Kim var orada!" diye bağırdım bizimkilerde çadırda çıkmıştı. Bir anda iki tane yavru tavşan ve annesi önüme atladı. Aniden geri çekildim. Şok oldum çünkü beklemiyordum. Bizimkiler gülmeye başladı. Eğilip hepsini kucağıma aldım. "Yanlış alarm sanırım." dedim bende gülerek. Bir yavruyu Melek'e verdim. Diğer yavruyu Baran'a, annesinide Ateş aldı. Biz nöbete devam ettik. Artık hava aydınlanıyordu. Araba sesi duyulmaya başladığında Melek ile birbirimize baktık. Aniden dürbünüme baktım. Askeri zırhlı araçtı. Çadıra ilerledim. "Hadi millet toparlanın. Mekanın sahipleri geldi:)" dedim ve tulumumu alıp topladım çantama koydum. Dışarı çıktım. "Yüzbaşı Oğuz Atay." dedi elini uzatarak. "Komiser yardımcısı Bade Kutlu." dedim elimi uzatıp sıktım. "Amirim artık biz devr alıyoruz." dedi. "Tamam yüzbaşım. Baran. Helikopter ile iletişime geç bizi buradan alabilecekler mi yoksa biz yine mi yürüyeceğiz." dedim. "Tamam amirim." dedi ve telsizi açtı. Ateş yanıma geldi ve "Helikopter ile görüştüm ben 5 dakikaya burada. Ona göre hazırlanın.", "Tamam şef. " dedik. Hazırdık zaten beklemeye başladık. Helikopter gelince bindik ve merkeze doğru uçuşa geçtik.  __________________  3 saat sonra merkeze varmıştık. Bekleme salonunda otururken " Amirim. İkindin boş musunuz? Alışverişe çıkalım." dedi Melek. "Tamam bana uyar. Beyler siz ne yapacaksınız?" dedim. "Demir için damatlık bakarız bizde o zaman. Akşama da bir yere yemeğe gidelim ha?" dedi. "Olabilir." dedi herkes. Koğuşa gidip üstümüzü değiştirdik Melek ile. Sonra merkezden çıkıp yürümeye başladık. Eve vardığımızda sırayla duş alıp çıktık. Yine siyah pantolon, beyaz tişört, siyah gömlek giyerek tarzımı konuşurdum:) Saçlarımı sıkı bir şekilde topladım ve dudak nemlendiricisini sürdüm. Parfümümü sıkıp silahımı kılıfına koydum. Çantamı alıp ayakkabımı giyindim ve Melek,'i beklemeye başladım. Melek de gelince araba binip Avm ye geçtik. İlk gelinlik satan yere girdik. Melek seçtiklerini denemek için kabine girdi. Çıktığında elimle dön işareti yaptım. Sonrada "Olmadı diğeri." dedim gidip diğerini giydi. Yakşaık 6-7 tane denedi ve sonuncuyu denemek için kabine girdi. Çıktığında  elimi kalbime götürerek "İşte bu. Bunu alıyoruz." dedim ve kasaya ilerledim. Ben alacaktım. Melek üstünü değiştirirken ben ödemeyi yapmış kapıda bekliyordum. Melek de gelince "Ya Bade. Ama ben alıcaktım.", "Biz kardeş değil miyiz kızım? Allah Allah ben aldım işte." dedim ve yürümeye başladım sıra benim içindi. Melek'in gösterdiği mağazaya girdik ve resimdekileri sordu. Kadın gidip getirince denemek için kabine girdim. Çıktığımda"Bade mükemmelsin kızım. Bunu alıyoruz. Git diğerini dene." dedi. Gidip diğerini denedim. Çıktım" Bunuda alıyoruz. " dedi. O mağazadan çıkıp ayakkabıcıya girdik. Ayakkabılarımızda tamamdı. İşimiz bitmişti. Ateş'i aradım." Canım bizim işimiz bitti. Siz neredesin? " dedim." Biz ....... restoranındayız. Konum atıyorum. " dedi." Tamam canım. " dedim ve kapattım. Restorana vardığımızda Baran bize el salladı ve yanlarına gittik. Oturduk yemekleri beklerken sohbet etmeye başladık. İçkilerimiz ve yemeklerimiz gelince daha bir eğlenceli oldu tabi. Baran ve Kaya taklit yapmaya çalışıyordu ama ortaya bambaşka şeyler çıkıyordu. En son Murat abi dayanamadı ve ikisinde  ensesine vurarak " Hay ben sizin ağzınızın gevşekliğini ******" dedi. Biz gülmekten yıkılmıştık. Geç olunca kalktık ve kapının önüne çıktık "Bir sonraki, düğünden sonra." dedim. " Aynen abla. Yine toplanalım." dedi Demir. "Tabi siz hariç. İşleriniz olur belki." dedim gülerek,ikisini göstererek . Bizimkilerde güldü. Melek kızarmıştı. "Hadi gel ben bırakırım seni." dedi Ateş. Kabul ettim. Demir'e arabamın anahtarını fırlattım. " Sana emanet. Melek ile gezersiniz.Dikkatli ol bak." dedim. Kafasını salladı. Ateş ile giderken "Sende kalacağım bugün. Tabi bir sakıncası yoksa." dedim elimi tutup avucumu öptü. "Gel sultanım gel. Sana her şey serbest." dedi. Güldüm. Eve vardığımızda "Bana yine tişört versen yeterli olur." dedim. Siyah bol tişört verdi. Giyinip yatağına uzandım. O da üstünü değiştirip yanıma uzandı. Sarıldı. "Seni seviyorum güzel kadın." dedi fısıldayarak. "Bende seni seviyorum yakışıklı adam." dedim ve gözlerimi kapattım...

Herkese iyi geceler. Yeni bölümü umarım beğenirsiniz. İyi okumalar⚡🙂

GÖKBÖRÜ |TAMAMLANDI |Where stories live. Discover now