27. BÖLÜM

524 37 0
                                    

İyi okumalar...

Sıkı sıkı sarıldık birbirimize. "Bugünlük bana bu kadar mutluluk yeter bence." dedim ayrılarak. "Kız kalpten gidecek şimdi." dedi Murat abi. Güldük. Geri masaya oturduk. Parmağındaki yüzüğe baktım. Gülümsedim. Ateş'e dönüp "Sen hangi ara aldın yüzüğü?", " Ben almadım.", "Hı ? Nasıl yani?", "Baran ile anlaştık sen üzerini değiştirirken. O aldı." dedi elimi öpüp. "Anladım." dedim ve önümdeki humustan bir çatal aldım. "Sen sevmezdin humusu Bade abla." dedi Baran. Kafamı kaldırıp baktım. Güldüm. Kaya da omzuna vurup "Oğlum kadın hamile lan." dedi. "Sağ ol devrem. Ben zaten duymamıştım." dedi ve içeceğin yudumladı. Melek ile ikimiz onların bu haline güldük. Masada sadece biz gülünce bizimkilerde bizim halimize   gülmeye başladılar.  ______________  Üzerimi değiştirip yatağa uzandım. "Dur ben kaloriferin ısısını arttırayım." dedi ve aşağı indi. Bende tekrar şortlu pijama giydim. Çok sıcak olacaktı çünkü. Tekrar yatağa uzandım. Ateş kapıdan girip yanıma uzandı. Ben sırt üstü yatarken o bana dönmüş vaziyette eli ise karnımdaydı. "Şimdi burada bizim miniğimiz mi var? " dedi gülümseyerek. Kafamı salladım. Yine gözlerim dolmuştu. Ne varki dolmasan. Ben önceden böyle değildim ki. Şimdi herşeye ağlar oldum. "Bade ağlama herşeye. Bak ne güzel bebeğimiz olacak. Evleniyoruz. Yani ne bileyim?" dedi karnımı okşarken. "Haklısın. İstemeden oluyor kusura bakma." dedim. Kendine çekip başımı öptü. " Ateş çok geç olmasın düğün. Karnım büyümeden. Ve zaten birlikte yaşıyoruz. Hemen yapalım." dedim gözlerine bakarak. Güldü. "Tamam bebeğim. Nasıl istersen? O zaman yarın gidip gün alalım." dedi. Kafamı salladım ve sarıldım. Gözlerimi kapatıp uykuya daldım. Alarmın çalmasıyla kalktım. Gerilip esnedim. Sonra dönüp Ateş'in yanağından öptüm. "Günaydın." dedim gülümseyerek. "Günaydın güzelim." dedi esneyerek. Kalkıp dolabın karşısına geçip siyah kot, beyaz tişört ve yine siyah gömlek kombinimi yapıp saçlarımı ördüm. "Bade. Güzelim sen git. Bende eve uğruyayım. Kıyafetim kalmadı artık." dedi. Güldüm. "Peki. Akşam gelecek misin?", "Aslında bu konuyu konuşacaktım da. Vakit olmadı. Evlenince bende kalalım diyorum. O yüzden eşyalarını bize taşı.", "Peki bu mobilyalar falan ne olacak?", "Dağ evi alırız. Oraya taşırız ne dersin?" yanına gidip yanağını öptüm. "Mantıklı.", "Ee peki o zaman. Ben çıkıyorum. Görüşürüz hayatım." dedi yanağımdan öperek. Sonra eliyle karnımı okşayarak "Sana da görüşürüz babacım." dedi. Gülümsedim. Ateş gittikten sonra. Bende rimel ve parlatıcı sürdüm. Silahımı da belime taktım. Çantamı alıp çıktım. Bugün hava gayet güzeldi.  Motoruma bindim. Çantamı önümdeki mini bagaja koydum ve silahımın kılıfını kapağını kontrol ettim. Kaza çıksın istemeyiz. Kasımı takıp, motoru çalıştırdım. "Hadi bakalım kızım. Dikkatli olalım." dedim ve gaza yüklendim. Eskisine göre biraz daha yavaş gidiyordum. Merkeze girince motoru uygun bir yere koyup kaskı elime aldım. İçeri doğru yürümeye başladım. Beni görenler hayırlı olsun diyordu. Yuh tüm timler mi duydu? Bekleme salonuna geçtim." Bir şey soracağım. - Biraz kısık sesle- Niye tüm daire başkanlığı biliyor benim hamile olduğumu?!" hepsi Baran'a bakıp geri bana döndü. " Ah Baran ah. Sana soracağım bunun hesabını ama. Sen merak etme. " dedim işaret parmağımı sallayarak. Ellerini iki yana kaldırarak" Özür dilerim abla. Lütfen. " dedi. Koğuşa giderek üzerimi değiştirdim. Tekrar salona geldiğimde oturup bağcıklarımı düzgün bağladım. Sonrada çay aldım." Selam herkese. " diyerek içeri giren Ateş elimden çayı aldı. Yanıma oturdu" Bak hep bunu yapıyorsun. Git al kendine ya. " dedim ayağa kalktım iki çay aldım. Ayrı pet bardağa şeker koyup tepsiyi aldım ve çıktım oradan. Melek'in odasına girdim." Devreem. Al bakalım. " dedim çayı uzatarak." Teşekkür ederim canım. " dedi. Bende sandalyeyi yanına çektim." Ne yapıyorsun? "," Kaşe basılacak dosyalar var. Ve imza gerektiren." dedi. "Tamam ver imzaları ben yaparım.", "Gerek yok valla-", "Ver Melek." elime 5 tane kalın dosya verdi. "Oha." dedim. Gülerek "İsimler altta yazıyor. Kolay gelsin devrem." dedi. Koluma baktığımda kalemim vardı. İlk dosyayı alarak çıktım. Giderken incelemeye başladım. Amirler vardı. İlk sayfadaki Kaan abinindi. Kapıyı çalarak girdim. "Abi. Günaydın imzalanacak dosyalar vardı." dedim uzatarak. "Ver bakalım." dedi. Kalemini alıp imzaladı. "Teşekkürler , kolay gelsin abi." dedim ve çıktım. _________________ Son dosya Ateş'indi. Kapıyı çalarak girdim. Dosyayı uzattım ve kendimi koltuğa bıraktım. "Oy oy. Öldüm vallahi. Operasyon daha az yoruyor beni bu ne böyle." dedim mızmızlanarak. İmzalayıp yanıma geldi. Kaldırıp sarıldı. " Çok mu yoruldun?" dedi kafasını boynuma gömerek. Kafamı salladım. "Artık sizde böyle çalışacaksınız Bade hanım. Operasyon yok." dedi benden ayrılarak. Kafamı salladım üzgünce. "Bugün gün almaya gideceğiz unutma." dedi. Kafamı salladım. Sonra telefonum çalmaya başladı. Annem arıyordu. Kaşlarımı çattım. "Bir sorun mu var?", "Annem.", "Aç belki bir şey olmuştur." dedi yanıma gelerek. Derin nefes alıp açtım. "Efendim.", "Kızım..." ağlıyordu. "Niye ağlıyorsun ne oldu?", "Baban kızım...","Ne oldu babama. Adam gibi söylesene şunu!" dedim dosyayı koltuğa sertçe bırakarak. "Öldü.", "Ne?..","Kalp krizi geçirdi sabaha karşı. Kızım....", "Tamam ağlama anne. Ben gelene kadar asla gömülmesin. Son defa görmek istiyorum." dedim ve kapattım. Telefon elimden kayıp düştü. Dizlerim tutmadı. Yere doğru çöktüm. Ateş elimden tutup "Ne olmuş Bade?" göz yaşlarım akmaya başlamıştı. "Kim ölmüş Bade söylesene?!" "," Babam... " dedim ve ağlamaya başladım. Kendine çekip sarıldı. Hıçkırarak ağlıyordum. Aram ne kadar bozuk olsada o benim babamdı. Polis okuluna girebilmem için çok destek çıkmıştı annemin aksine. Her zaman bana sarılır " Sen anneni boşver kızım. Ben yanındayım. " derdi. Şimdi o da olmayacaktı. "Kalk hadi elini yüzünü yıkayalım güzelim. Hadi." deyip beni kaldırdı. Elini belime koyup göz yaşlarımı sildi. Yüzümü yıkadıktan sonra müdürün yanına gitti. Tim yanıma geldi. "Başın sağ olsun kardeşim. Dikkat et kendine. İki canlısın." dedi Adnan abi. Yanıma gelip sarıldı. Kafamı salladım. Hepsi baş sağlığı dileklerini ilettikten sonra eve geçtik. Ateş kendi evine gidip geleceğini söyledi. Valize kıyafetlerimi koyup bende üzerimi değiştirdim. Tam çıkarken silahımı unuttuğumu hatırladım. Gidip silahımı aldım. Bir kaç tane şarjörde çantama koydum. Kapının açılma sesi geldiğinde bende aşağı doğru ilerledim. "Bırak ben alırım valizi." dedi. Kafamı yavaşça sallayıp aşağı indim. Spor ayakkabılarımı giyindim. Çantamı alıp çıktım. "Ateş motorum nerede?", "Baran da. Baran da kalacak." dedi. Kafamı salladım. Arabaya bindim. İlerlemeye başladık. Tekrar telefonum çalmaya başladı. Savaş arıyordu. "Efendim.", "Canım. Mehmet amca... Vefat mı etti?", " Evet Savaş...", "Başın sağ olsun kardeşim. İzin alabilirsem gelmeye çalışırım.", "Önemli değil. Sağol aradığın için." dedim göz yaşlarımı akıtmamak için direniyordum. Görüşürüz deyip kapattık telefonu. Ateş elimi tutup öptü. Bende koltukta bacaklarımı kendime çektim. Ve ona döndüm. Fakat silah rahatsız ettiği için çıkarıp öne koydum. "Ben babam öldüğünde, operasyondaydım. Kimse bildiği halde hiçbir şey söylememiş. Geri döndüğümüzde söylediler. Gömmüşler bile. Son kez göremedim. Ama sen... şanslısın. Üzülme diyemem. Babadır elbet üzüleceksin. Ama yıpratma kendini sevgilim. Karnındaki bebeğimizide düşün. " dedi ve yine elimi öptü. Ben yine ağlıyordum." Hadi biraz dinlen daha yolumuz uzun. " dedi. Kafamı salladım. Gözlerimi silip kafamı geriye yasladım. Ama uyuyamıyordum. Babamın son hali geliyordu gözümün önüne." Ateş. " dedim kısık sesle." Efendim güzelim.", "Torununu göremeyecek değil mi?", "Hayır birtanem. Onlar bedenen yanımızda olmasada bizimleler. Elbet görür..." dedi elini yanağıma koydu. Elini tuttum. Son gördüğüm tabela ile kafamı geriye yasladım. 'İzmir ⬇️'  _____________  "Bade güzelim. Geldik hadi kalk." dedi beni sarsarak Ateş. Saate baktığımda gece 4'tü. Arabadan indim. Evin tüm ışıkları yanıyordu. Bir kaç adım atıp durdum. Çocukluğumun geçtiği evdi. Tüm anılar canlandı gözümde. Sağ tarafa baktığımda sokak lambasının aydınlattığı kadarıyla babamla yaptığımız salıncağı gördüm. Gözümden yaşlar akmaya başladı yine. Sonra annemin sesi geldi. "Kızımm..." bana doğru koşuyordu. Ayağı çıplak. Gelip sarıldı. "Kızım benim. Canım. Özür dilerim kızım. Nolur affet beni.","Anne... Şuan bunun  sırası değil . Babam nerede?", "Hastanede." dedi ve ayrıldı benden. Gözleri ıslak ıslak, pişmanlıkla bakıyordu bana. Gerçekten pişman olmuştu. Kollarımı boynuna dolayıp hıçkırarak ağlamaya başladım. Oda benimle birlikte ağlıyordu. "Anne..." dedim. "Keşke gelseydim yanınıza. Görseydim babamı." dedim daha çok ağlamaya başladım. "Kızım biz çok pişman olduk. Gelicektik, haftaya boş yer vardı. Ama...." dedi ağlayarak. Ondan ayrılıp gözlerini sildim. "Tamam annem ağlama. Hadi içeri girelim. Ayak yalın gelmişsin hasta olursun." dedim. Annem durup Ateş'e baktı. "Kim bu çocuk?", " Sevgilim ve eşim anne." dedim. Anlamazca baktı. Elini tutup karnıma koydum. Gülümsemeye çalıştım. "Kız sen hamile misin?" dedi gülümseyerek. Kafamı salladım. Ateş'in yanına gidip sarıldı. Ateş ilk şaşırsada oda sarıldı. "Hadi içeri gelin. Nenenler, teyzeler, halanlar burada." dedi. Kafamı salladım. Ateş yanımıza gelince içeri girdik. Terlik giyinip  salona  girdim. Babaannem ayağa kalktı. Yanıma geliyordu ben hızlıca gidip sarıldım. "Babaannem." dedim. "Kızım gitti baban. Daha ben vardım sırada ." dedi ağlayarak. "Babaanne. Öyle deme. Allah hepimize uzun ömür versin." dedim ve koltuğa oturttum. Halalarımın elini öptüm. Teyzelerime sarıldım. Anneanneme gelmişti sıra. Yanına gittim elini öpecektim elini çekti. Gözlerim dolmuştu. "Anne. Yapma böyle. Bu kız ne yaptı sana?" dedi Teyzem. " Bizi aramıyor bile. İşine gelince mi anneanne oluyorum?" dedi. "Haklısın." dedim ve  babaannemin yanına oturdum. Ateş de herkesin elini öptü. Anneannem ona da elini öptürmedi. "Kim bu çocuk kızım ?" dedi babaannem kafasını bana yaslayarak. "Erkek arkadaşım ve nişanlım babaanne." dedim. Kafasını salladı. Ateş gelip babaannemin yanına oturdu. Babaannem Ateş'in elini tuttu. Gülümsedi. "Bade.", "Efendim hala?", "Kızım şey. Baban sana bir mektup bırakmış. Anneni de tembihlemiş. Kimse okumasın diye.", "Nerede?", "Gel odandaki çekmecede." dedi. Ayağa kalktım. Ateş' in elini tutup kaldırdım. Odama girdiğimde halam mektubu verdi. Ateş yanıma oturdu Açıp okumaya başladım.  Uzaklardan; Canım Kızıma...  Sevgili kızım, nereden nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Ancak sana söylemek istediğim o kadar çok şey var ki. İnşallah iyisindir kızım.  Sana o kadar uzak bir diyardayım ki... hasretin de senin gibi nazlı biliyor musun? O da senin gibi inatçı. Hasretin de senin gibi bırakmıyor peşimi be kızım. Annen bana çoğu zaman kızar, "Ona çok yüz veriyorsun" diye. Ne yapayım babalar kızlarına kıyamazlar. Sen benim biricik kızımsın! En zor anında sesleneceksin bana!  Yanağında bir esinti duyarsan eğer o an işte ben, senin yanındayımdır ve yanakların avuçlarımdadır... Eğer bir sıcaklık hissedersen, sana sıkıca sarılmışımdır! Kulağında bir fısıltı duyarsan eğer, seni sevdiğimi söylüyorumdur! Hayat babalara dik durmasını öğrettiği için babaların sevgisi az gibi gözükür; ama sen inanma kızım! Sakın babanın ağlayamadığını düşünme! Bil ki yüzünü döndüğü an ağlıyordur. İçten içe yanıyordur yüreği. Belki biliyorsundur artık; yürek yanmadan, gözyaşı akamaz kızım. Babanın ne zaman ağladığını merak ediyorsun? Babanın ağldığını bir tek yağmurun yağdığı günlerde görebilirsin. Çünkü o anlarda kimse görmez babanı, sokaklara, caddelere, camlara hüzün yağar, sağnak sağnak. Yağmur pınarından dökülmeye çabalayan gözyaşlarının en kadim dostudur, yardımcısıdır. Onun içindir ki babalar yağmuru çok severler. Babanın ağladığını bir tek yağmur yağdığı günlerde görebilirsin kızım. Her yağmur yağdığında bil ki baban ağlıyordur! Yağmur damlalarıyla el ele düşüyorsa zemine gözyaşlarım, baban sizden ayrıldığına üzülüyordur, bilmelisin! Bazen sevinçten, bazen de üzüntüdendir onunla dostluğum ama sen her zaman yağmuru sev! Ben de seviyorum çünkü.                                                  Baban...  Göz yaşlarım çok daha fazla akıyordu. "Özür dilerim baba. Affet beni lütfen." diye haykırdım. Ateş sürekli sakin ol diyordu. Ama faydası var mı?  ______________  Belli bir süreden sonra sakinleşmiştim. Aşağı inmiştim. Ateş sürekli benimle ve elimi tutuyordu. "Anne. Babamın yanına gitmek istiyorum.", "Tamam kızım. Ateş oğlum. Sen götürür müsün bizi?", "Tabi Ayşe Hanım.", "Ne hanımı oğlum. Anne de bana.", "Peki annecim. Buyurun gidelim hadi." dedi ayağa kalkarak. Hava aydınlanıyordu. Morga geldiğimizde Ateş destek olmak amacıyla elini belime koydu. İçeri girdik. Babamı çıkarıp sedyeye koydular. Yüzünü açtılar. Elimle ağzımı kapattım. Ağlıyordum yine. Yanına yavaşça ilerleyip başından öptüm buz gibiydi. "Baba.. Üşümüyorsun değil mi?  Hakkını helal et bana baba. Ellerinden yüzünden doya doya öpmeyi çok ama çok isterdim. Bugün başardığım ve elde edebildiğim her şeyde senin payın var. Seni hiç unutamam canım babam." dedim ve bir defa daha öpüp kokusunu içime çektim. Ateş'e sarılıp dışarı çıktım. Birden başım dönmeye başladı. Etrafım aniden karardı.... 

Selamlar herkese. Yeni bölüm biraz üzücüydü. Ama umarım beğenirsiniz. İyi akşamlar, iyi okumalar 🖤🦅⚡

GÖKBÖRÜ |TAMAMLANDI |Donde viven las historias. Descúbrelo ahora