B - Yirmi İki

43.4K 2.1K 273
                                    

-"Kural bir. Dikkat çekici olmak yok !" derken onu bir anda tam dibimde buldum.

Kaslı kolunu belime sardığı gibi burnunu boynuma değdirdi. Bir iki saniyede iç çekip geri çekildi.

Dilim tutulmuştu.

Büyülenmiş gibi bakakaldım. Bir kelime edemedim.

Parmakları çenemi kavrayıp nazikçe okşadı. Gözleri gözlerimi delip geçercesine derin bakıyordu.

-"Şirkette dikkatimi dağıtan şeylerden hiç haz etmem."

Öyle büyüleyici ses tonuyla konuşuyordu ki dudaklarım kendiliğinden aralandı.

-"Dikkat ederim." dedim soluklanır gibi.

Daha ilk dakikadan beni darmadağın etmişti !

Gözleri dudaklarımla gözlerim arasında gidip gelirken sesli bir yutkunmayla uzaklaştı.

-"Gerekli bilgileri Hande sana aktarsın. Sonra sormak istediğin bir şey olursa yanıma gel."

Boğazımı nazikçe temizledim ve kendimi toparladım. Masasına oturmasını bekledikten sonra konuştum.

-"Tabi Kuvars bey." Ciddi olmaya çalışırken dudaklarım benden bağımsız şekilde kıpırdayarak ihanet ediyorlardı.

Kuvars da aynı şekilde yarım ağız gülümsedi ve başını eğdi. Bu sırada odasına göz gezdirme fırsatım oldu.  Şirket öylesine aydınlık ve ferahtı ki odasının böyle kasvetli oluşu inanılır gibi değildi.

Güzeldi ama çok tezattı. Dışarıda kapıdan baktığımda böyle bir alan beklemiyordum.

 Dışarıda kapıdan baktığımda böyle bir alan beklemiyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-"Beni yalnız bırakır mısınız Loya hanım ?"

İçimden kıkırdayıp geri adımlar attım ve odasından çıktım.

Eğlenceli olacağa benziyordu.

Hande bana gerekli her şeyi anlatmıştı. Elimde tuttuğum su yeşili kalın kapaklı deftere bütün ayrıntıları yazmıştım.

-"Kahve saati !" dedim ve sandalyeden kalktım. Hande'nin masasının yanında bir başka masa daha vardı. Camlarla bölünmüş alan sekreter kısmı içindi.

Kapıdan çıkarak yandaki odaya girdim. Burası küçük bir mutfak gibiydi. Tezgah üzerinde kahve makinesi , su arıtma cihazı ve bir kaç kupa duruyordu.

Dolaplardan bulduğum malzemelerle şık bir fincana türk kahvesi yaptım. Yanına ufak çaplı su bardağı yerleştirdikten sonra küçük tepsiyle oradan ayrıldım.

-"Ne güzel koktu."

Hande'ye tebessüm ettim.
-"İstersen sana da yapabilirim. " dedim.

-"Teşekkür ederim öğle arasında içeriz." diye seslendi odadan.

BERCESTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin