B - Altmış

38.1K 2K 414
                                    

Kendimi tutmayı artık başaramamıştım. Buraya kadardı.

Kollarının arasında hıçkıra hıçkıra içimi döktüm. Kırıldığım adama kırgınlıklarımı anlatacak kadar ağladım.

En sonunda iç çekerek göğsünden kalktığımda saçlarımda olan ellerini indirmiş sessizce bana bakıyordu. Yüzümü sildikten sonra yaşadığım duygu patlamasını geçiştirdim ve derin bir solukla ondan uzaklaştım.

-"Özür dilerim." dedi dakikalardır söylediği gibi.

Orta büyüklükte odada camın önüne doğru yürüyüp sakinleşmeye çalıştım.

Sonra üzerimde olan gözlere döndüm ve konuşmaya başladım.

-"Seni affedemeyişim...eğer o kadının dediği gibi sızıp kalmasaydın...sen bizi bitirecektin." Sesim tir tir titrerken zorla cümlemi tamamlamıştım.

Kuvars önümde başını eğince burnum sızlamıştı.

Böyle olmayı hak etmiyorduk !

Sırtımı dönüp elimi boynuma koydum. Ne olacaktı şimdi ?

-"Sensiz yaşayamam. Sen olmadan nefes alamam Loya. İstediğin kadar bakma yüzüme...ama affet. Gitme benden yapamam."

Sırtımı göğsüne yaslayıp ellerini karnıma doladı. Yüzünü omzuma yasladığında gözlerimi kapattım.

Canım yanıyor.

-"Seni çok seviyorum. Sana bir yanlış yapmam. Biliyorsun değil mi ?" diyince bozulan sinirlerimin etkisiyle güler gibi oldum ve ellerini ittim.

-"Artık emin olamıyorum." dediğimde bedenini benden uzaklaştırmıştı.

-"Her şeyi söyle bunu söyleme. Bana güvenmezsen..."

Göğsüme doldurduğum havayı üflerken ona doğru döndüm. Başımı iki yana salladım.

-"Bilmiyorum Kuvars." dedim kısık tonda.

Aşığı olduğum gözlerine bile bakamıyordum.

-"Senin bana güvenmediğin...yanımda olmadığın bir hayata katlanamam anlıyor musun ? Beni affetmen için ne gerekirse yaparım. Özür dilerim. Hayatımızı mahvettim biliyorum ama bana güvenmelisin." Ellerimi ellerinin arasına alıp parmaklarımın üzerine dudaklarını bastırdı.

İfadesiz yüzümle yüzünü izledim. Çökmüşlüğünü görebiliyordum.

Soluğumu bırakıp omuzlarımı düşürdüm. Avuç içlerimi göğsüne doğru yasladıktan sonra iki eliyle belimi tuttu.

Yalnızca iki üç günde böylesine hasret kalmıştım. Fakat dindiremiyordum.

-"Burada mı kalmak istiyorsun ?" diye sorarken kendini sıktığı belli oluyordu.

Yüzüme vuran nefesi daha iyi hissetmemi sağlarken gözlerimi göğsüne diktim.

Uzaklaşmak hiçbir şeye yardımcı olmazdı. Uzak kalırsak kendimi toparlayamazdım. Ama yanında olunca kırgınlığım sürekli kendini gösterecekti.

Aralanan dudaklarımdan bir kelime çıkmadan dudaklarını değdirdi. Sağ eliyle yanağımı kavrayıp dudaklarını hareket ettirdi.

Kalbim atmayı bırakmıştı ki başımı çevirdim. Bunu yapması işleri zorlaştırıyordu.

-"Beni sensiz bırakma." diye mırıldandı dudakları yanağımdayken.

Göğüs kafesimin altında çırpınan kalbimin sesini duyuyordum. Kuvars olmadan atmasının ne anlamı olurdu ? Kalbimi yeşerten o değil miydi ?

BERCESTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin