Bölüm -22

23 8 0
                                    

        Meltemlerin düğünü olalı birkaç ay oldu.  Zaman ne çabuk geçiyordu böyle.Yeni evli oldukları için fazla vakit geçirmedik onlarla. Bir kaç kez görüştük sadece. Ama biz Meltem ile çoğu zaman telefonda görüştük.
          Hakan ile ara sıra dışarı çıktık. Zamanı dolu dolu yaşamak istesek de sonunda ayrılık düşüncesi olunca bir tarafımız buruktu. Ama zaman bir şekilde geçiyordu.
...

     Sabahları telefon sesiyle uyanmaya alıştım. Kendi halimde asla uyanamayacaktım galiba. Tabi güne Hakan'ın sesiyle  uyanmak bambaşka bir duyguydu hep.
Hakan:
" Bil bakalım ilk tayin yerimiz neresi?"
Yasemin:
"Neee ... Açıklandın mı , neresi hadi söyle."
Hakan:
"Öyle hemen söyleyemem.Hadi hazırlan kahvaltıya gidelim."
Yasemin :
" Yaaa ne olacak sanki ,söylesene işte."
Hakan:
" Kahvaltıya gelmeyeceksen sen de annenler ile öğrenirsin artık."
Yasemin :
" Of ya neden söylemiyorsun ki .Tamam canım.Hazırlanıp ararım seni. İp ucu ver bari en azından."
Hakan:
"Hayır! Sen hazırlan ben çıkarım birazdan. Öptüm."

     Kalbim nasıl da hızlandı. Neresi olduğunu çok da merak etmiştim aslında. Onun ilk tayin yeri ,benim ise ilk şehir dışında yaşayacağım yerdi.  Hemen hazırlanıp aşağı indim. Annem kahvaltıyı hazırlıyordu.  Beni gördü tabi yine sabah sabah hayırdır der gibi baktı.

"Hakan ile kahvaltıya gideceğiz anne" dedim.
" Hazırlıyorum işte . Burda yapalım hep beraber kahvaltıyı isterseniz."
" Tayin yeri belli olmuş, söylemedi. Kahvaltıya çıkalım  dedi . Sonra söyleyecekmiş."
"Aaaa... Hadi hayırlısı o zaman. Haber vermeyi unutma" dedi annem.
  Ayakkabımı giyerken " Tamam anne.." dedim .

     Heyecandan Hakan'ı aramayı unuttum . Evden çıkar çıkmaz aradım. O da gelmek üzereymiş. Bekledim biraz evin önünde . Ama durabilmem ne mümkün.
    Hakan'ın geleceği yöne doğru yürüdüm. Çok geçmeden karşımdan geldi. İnip arabanın kapısını açtı.  Arabaya bindiğimde bizim şarkımız çalıyordu. Bana bir buket kırmızı gül verdi. İkimizde gülümseyerek baktık birbirimize.

" Şımarırım ama ben" demiştim ki  bir anda öptü beni .
"İstediğin kadar şımar güzelim. Seni çok seviyorum" dedi.
"Nereye gidiyoruz bakalım?"
"Kahvaltıyaaaa..." deyince ikimiz de tekrar güldük.

       Burası çok güzel bir yerdi. Deniz manzarasına karşı kahvaltı , iştahımı daha da kabarttı. Kahvaltı salonunun etrafına küçük bir göz gezdirdim. Kamelyalar öyle güzel yerleştirilmiş ki ..Bir tarafta yeşil bir alan bir taraf deniz. Çok acıktığımı söyledim. Kahvaltı salonuna girdik hemen.

"En sevdiğim.. Açık büfeeee..." dedim yavaşça ve yanağına bir öpücük kondurdum. Önce masamıza geçtik. Çantamı bıraktım. Lavaboya gidip ellerimi de yıkadım. Artık açık büfeye dalabilirdim. Kahvaltılıklarımızı alıp masaya oturduk.
Hakan:
" Diğer müşterilere de yiyecek bişey bıraksaydın." Dedi.
Hiç oralı olmadım. Öyle bir iştahla yiyordum ki Hakan gülmeye başladı. 
" Ne oldu ki ? Neden gülüyorsun?"
"Hiiiçç. Çok acıkmışsın sanki."
" Evet yaaa  her şeyi yiyebilirim şu an".
"Güzelim biz buraya neden geldik."
" Kahvaltı için geldik işte".
"Evet . Başka bişey daha vardı sanki."
" İşte bir de tayin yerini söyleyecektin ya."

Hakan tekrar gülmeye başladı.
" Kahvaltıyı görünce unuttum ben onu. Hadi söyle neresi".
"_____"
" Neden sustun söyler misin hadi. Çok merak ediyorum ben ."
" Van merkez."

Birden durgunlaştım. ,hiçbir şey söyleyemedim. Sonra :
"Van mı? ... Çok uzakmış yaaaa."
"Maalesef öyle ama uzaklığın pek önemi yok değil mi?"
" Tabiki ama yine de uzak. Şeyyy peki ne zaman gideceksin?"
"Aşağı yukarı bir hafta sonra. Hem artık işimi yapmak istiyorum güzelim. Çocukları tedavi etmek istiyorum."
" Haklısın . Belki artık netleşir herşey."
" Tabiki nasıl yol izlicez gitmeden konuşuruz ailece inşallah. Belki düğün tarihi de belirleriz."

      Gidecek olmasından mı ,Van'a gidecek olmasından mı bilmiyorum ama canım fena sıkıldı.

" Asma suratını böyle" dedi ellerimi tutarak.
" Elimde değil ki"
" İşimi yapmak için gideceğim biliyorsun . Tarih de belirlersek zaman çabuk geçer . Üzme kendini ne olur."
" Haklısın Hakan. Bir an karamsarlaştım . Bakma sen bana."
"Benim anlayışlı nişanlım. Kalkalım istersen . Seni bırakayım. Bir merhaba derim Zehra teyzeye."

     Kahvaltı salonundan çıktık, arabaya giderken suratım hala biraz asıktı. Hakan'ın "istersen biraz dolaşalım öyle gidelim" teklifini geri çevirdim. Eve gitmek istediğimi söyledim. Yolda konuşmadım hiç. Bir hafta sonra gideceği için bu tayin olayının üzüntüsünü sonraya bırakmayı düşündüm. Tanıştığımız günlerin konusunu açtım . İkimizin de keyfi yerine geldi.

Annem kapıyı açınca :
" Hoşgeldiniz . Hakan bu deli kız aramayı unuttu oğlum. Nereye çıktı tainin?"
" Hoşbulduk. Van merkeze gideceğim nasipse."

Annem de bir an sustu. " Yaa uzak bir yer ama hayırlısı olsun inşallah" dedi sadece.
Kahve yapmak için kalktım fakat Hakan gitmek istediğini söyledi. Annem de :
" Kahveleri sizde içeriz akşam. Mesut gelsin akşam uğrarız. Olaylardan, düğünlerden nişan bohçası elimizde kaldı.  Sahibine gitsin artık bunlar" dedi gülerek.
"Tabiki . Bekleriz hem anneme iletirim" diyerek çıktı.

     Annemle sadece bakıştık . Benim annem unutur mu hiç aldıklarını vermeyi. Ama dediği gibi bohçalar sahibine gitmeliydi. Konuşmadık annemle işine devam etti ben de odama çıktım. Aslında neresi olduğunun önemi yok. Hakan ile olduğum her yer bana cennet.

Akşam yemeğimden sonra çıktık. Bizi Ezgi karşıladı.
"Hoşgeldiniz , buyurun" diyerek salonu gösterdi. Mahmut amca :
" Ooo Mesutçum hoşgeldiniz, ne iyi ettiniz"dedi.
Annem de Sevgi teyzeye dönerek:
" Aman dünür bu bohçaları unuttuk bende gelmişken getireyim dedim. Hem geç bile kaldı bunlar."

    Annemler gülerek salona geçerken biz de Ezgi ile mutfağa geçtik. Çayları hazırladık, ben servis ettim.
Babam:
" Hayırlı olsun oğlum , demek Van'a tayin oldun".
" Nasipse öyle Mesut amcacım".
" Güzel bir şehir orası hem arkadaşlarım var orada . Sıkıştığın konular olursa görüşürüz onlarla."
" Teşekkür ederim. İnşallah Yasemin de beğenir oraları" diyerek bana baktı Hakan. Ona bakarak gülümsedim sadece .

Normal sohbetlerine döndü herkes. Biz de Hakan ile sohbete daldık. Meltem'den mesaj geldi hemen açtım. Okuyunca yüksek sesle konuştuğumu fark etmeden:
" Yaaaa . Aşkım bak teyze oluyormuşum" dediğimde herkesin bana baktığını fark ettim . Utandım o an . Hakan da gülmüştü bu halime.
" Şey. Meltem ile Okan'ın bebekleri olacakmış da, ona sevindim" dedim.
" Aaaa çok güzel bir haber. Hayırlısı ile kucaklarına alırlar inşallah" diyerek Sevgi teyze ile sohbetlerine geri döndü annem.

   Ne güzel ailelerin birbirini tanıması. İçimizde kuşkunun olmaması. Aileler acaba anlaşır mı düşüncesinden kurtulmuş olduk böylece.

  Babam:
" Saat bayağı geçmiş bize müsade" diyerek kalktı.
Mahmut amca :
" Arayı fazla açmayın dünür yine gelin".
Babam:
"Sıra sizde artık biz bekleriz" dedi ve çıktık.

Eve giderken Meltem'i aradım. Sesi çok güzel geliyordu. Annelik O na çok yakışacaktı eminim. Tayinimizin Van'a çıktığını söyledim. Meltem bi anda ağlamaya başladı.

" Ne oldu Datlım neden ağlıyorsun?"
" Ama orası çok uzak , nasıl görcem seni?"dedi.
" Ama uzaklık önemli değil ki . Her gün konuşuruz".
"Ama nasıl görüşecez?" demişti ki telefondan Okan'ın sesi geldi.
"Yasemin . Meltem genelde herşeye ağlıyor , sanırım hamilelikten idare et sen olur mu?"
" Önemli değil Okan . Meltem'e iyi bak olur mu?"
"Merak etme sen, Elimden geldikçe dikkat ediyorum ona."
  Telefonu kapattığımda gülsem mi ağlasam mı bilemedim.

Gülüşüne Hasret GözlerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin