Bölüm -38

12 4 0
                                    

Evden çıkmadan her şeyi aldığımdan emin olmak istedim. Ben bunlarla uğraşırken Hakan'ın bir kenarda durup beni izlemesi dikkatimi çekti.

"Sen beni mi izliyorsun" dedim gülümseyerek.
"O kadar tatlı görünüyorsun ki, seni izlemek iyi fikirmiş."
   O da bana gülümseyerek aramızda mesafe kalmayana kadar yaklaştı. Ben de gözlerimi bir an ayırmadım. Kulağıma fısıldayarak:
"O kadar güzelsin ki güzelim." dedi. Sonra burnuma öpücük kondurdu. Bir öpücük ile bedenim nasılda titredi.
     Yavaş yavaş beni öpmeye başladı. Bende ellerimi onun boynuna doladım.Bir an nefessiz kalacağım sandım. Yatağa oturduk ve beni öpmeye devam etti. Ben ise gözlerimi kocaman açarak öpücüklerine karşılık vermeye çalıştım. Titrediğimi hissetmiş olacak ki:
"Seni çok seviyorum. Evleninceye kadar asla sana dokunmayacağım. Bana güven." Dedi.
"Sana güveniyorum"dedim. Ve o sırada telefonu çaldı.
"Nişanı unuttuk" diyerek hemen kalktım. Hakan da muzip bir gülümsemeyle telefonu açtı.
"Tamamdır biz de çıkıyoruz şimdi"     Sonra bana dönerek ' Hazırsan çıkalım canım" dedi.
    Eşyalarımı aldım, çıkarken de Hakan'a sarıldım.  " Çok teşekkür ederim" dedim. 

      Taksiye binince Hakan " teşekkür ne içindi" diye sordu. Taksici duymasın diye  yaklaştım  kısık bir sesle ' evleninceye kadar dokunmayacağım dediğin için'. Dedim.
       O gamzeli gülüşüyle öyle bir gülümsedi ki. Tekrar birlikte olduğumuz için şükrettim.
      Hakan beni kuaföre bırakıp geri döndü. İçeriye girdim. Miray'ın saçları yapılıyordu. Beni görünce hemen kalktı.
" Yasemin nerde kaldın , gelmeyeceksin diye korktum"
" Elimde olmayan sebeplerden geciktim" dedim.
       Miray tekrar oturdu. Ben de elbisemi giyip yan masasına oturdum. Abartılı bir şey istemedim . Saçlarım da uzundu dalgalı olacak şekilde fön çektirdim. Bir fönü bu kadar güzel yapacaklarını düşünmedim doğrusu. Makyaja sıra gelmişti ki kalkıp çantamı aldım. Kendi malzemelerimi verdim.

"Bunlarla yapabilir misiniz" dedim . Kız da kabul etti. Çok titiz değilim bu konuda ama tanımadığım kuaföre gitmek zorunda kalacaksam kendi malzemelerimi kullandırırım genelde.
     Benim işim bitince Miray'ın yanına  geçtim.
" Yasemin çok güzel oldun"
"Sen daha da güzel oldun." dedim. 
      Miray'ın son rutuşları da bitince gitmeye hazırdık artık. Selman gelip Miray'ı aldı. Arkadından Hakan geldi.
"Biz nişana katılamayacağız galiba" Dedi.
" Neden ki ? İşin mi çıktı yoksa. İşin çıktıysa sen git olmazsa. Ben Miray'ın yanında olayım. Sende gelirsin sonra."
      Hakan kaşlarını çatıp :
" 1. si işim çıkmadı. 2.'si ben gitmiyorsam sen de bir yere gitmiyorsun. 3. sü de bu güzelliği benden başkası görsün istemiyorum ."
"Yaa sen ciddi değilsin değil mi?"
"Gayet ciddiyim . Neden bu kadar güzel oldun ki. Yanımdan ayrılmak yok , anlaştık mı?"
"Sen de bayağı yakışıklı olmuşsun. Sen de benim yanımdan ayrılma"  dedim.
          Selman " Brader gelmeyecekseniz biz gidelim. Nişanımız var ya hani bizim."
      Bir birimize bakıp güldük.
" Siz devam edin biz arkanızdan geliriz."

     Hakan uçakla geldiğimiz için arabayı getirememişti. Taksi çağırdı  , hemen geldi .Nişan Mirayların evlerinin bahçesinde olacakmış. Yenice taksi ilerlemişti ki Hakan birden yüzüğümü sordu. Olaylardan sonra takmadığımı söyledim. Sinirli bir şekilde baktı. Hayır yani kızma sebebi neydi şimdi. Kaç gündür beraberiz yeni mi fark etmişti. Bana takmış olduğu yüzüğünü gösterdi. Gerçi sabah taktığını da söyledi. Ben de fark etmedim hiç.

" Abi sen bizi bir kuyumcuya götür, ordan devam ederiz."
     Taksici bugün pazar açık yer bulamayız dese de Hakan ısrar etti. Açık bir yer bulunmuyordu ki.
" Miraylar gitmiştir bile. Biz hala kuyumcu arıyoruz .Dönünce takardım ben."
"Olmaz dedim . Hem..."
    "Abi şurası açık gibi yaklaşıyorum." Dedi adam.
       Sanki acil durummuş gibi koştur koştur kuyumcuya girdik. Hakan'ın iki cümlelik konuşmasıyla alyansları çıkardı kuyumcu. Ben de ne kolay beğenirdim artık. Modellere bakarken Hakan çifler için olan alyanslardan istedi.

"Yenilerini alıyoruz artık. Hemen seç ki nişana daha fazla geç kalmayalım."
      Sanırım beş dakika da beğenme rekorumu kırmış olmalıydım. Alyanslardan bir çift seçtik. Yüzükleri orada birbirimize taktık. Taksi dışarı da hala bekliyordu. Bindik ve nişan yerine gittik.
         Nişan başlamıştı bile. Çiftler dans ediyordu. Hakan elimden tuttuğu gibi sahneye götürdü beni. Miraylar bizi görünce gülümsediler.
"Sen iyi misin Hakan . Bir yüzük için ne kadar çabaladın böyle."
" Tabiki iyiyim ve tabiki çabalarım. Hem neden önce hiç fark etmedim parmağının boş olduğunu. Şimdi o yüzüğü herkes görecek ve nişanlı olduğunu anlayacaklar . Ben de rahat edeceğim."
  "Bu yani sebep"
" Değil . Seni çok seviyorum asıl sebep bu.Hem kapatalım bu konuyu.Eğlenmeye bakalım."

       Tamam der  gibi başımı salladım. Bana daha da sarıldı dans ederken. Sanki sahne de sadece biz var gibiydik. Beni tekrar kıskandığı için yapmıştı bunları. Artık emindim. Beni seviyordu aynı benim onu sevdiğim gibi.
       Müzik durunca masamıza geçtik. Oynayanları seyrettik bir süre. Yöresine yabancı olabilirdim ama halay çekmeyi de kaçıramazdım ki.
     Hakan'a  ' biz de çıkalım mı' desemde kabul etmedi. Sadece biraz , bir kaç turdan sonra geleceğimi söyleyince kabul etti istemese de. Halayda ilk turu atmıştık ki yanıma bir genç geldi. Bana bakarak gülümsedi. Ben de istemsizce gülümseyerek selamlamış oldum. Daha bir kaç adım gitmiştik ki Hakan hemen gelip çocukla aramıza girdi.

"Nişanlımdan uzak dur arkadaşım. Git istersen tatsızlık çıkmasın." Sesi çok sertti.
" Ne gerek vardı şimdi halaya" dese de hiç oralı olmadım . Müzik bitene kadar oyunda kaldım. Hakan da mecburen benimle kaldı.
       Yüzük takma merasimi gelmişti. Ben Mirayları izledim Hakan ise beni izledi. Çok yakışıyorlardı birbirlerine . Nişanda bile takı takılıyordu. Şaşırmıştım buna biraz . Bitmeyen bir kuyruk vardı.

    Sonunda müzik yine devam etti. Bir nişanda hiç bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyordum.
Nişan bitmiş ve tüm davetliler dağılmıştı. Biz oynamaktan yorulmuş bir halde Miray ile sandalyede oturduk biraz . Ben kalmak istesem de Hakan gitmemizi söyledi.
İkisini de tebrik ettik. Mirayla bir birimize numaralarımızı verdik. Bizi eve bırakmak isteseler de Hakan kabul etmedi. Geldiğimiz taksiciyi aradı ve bizde eve geldik.

Hakan içeriye geçip ışıkları açtı. Ben de ayakkabılarımı çıkardım , salona geçtim. Birden bir müzik çalmaya başladı.
" Bu güzel bayan benimle dans etmek ister mi acaba" diyerek ellerini uzattı bana .
" Tabiki seve seve" dedim . Ellerini tuttum.
Bizim şarkımız çalıyordu. Kulağıma şarkının sözlerini fısıldadı ve biz uzun bir süre dans ettik . Gözlerimiz yine birbirine kilitlendi. Zamanın durmasını hiç bu kadar istememiştim.

Uyandığımda Hakan yanımda değildi. Yastığının üzerinde not vardı, alıp okudum.
"Öyle güzel uyuyorsun ki uyandırmaya kıyamadım güzelim."
Notu okuyunca gülümsedim. Kahvaltımı yaptım . Evi toparladım biraz . Güzel bir yemek yaptım. O sırada annem aradı. Yarın gelmemi istiyorlardı. Birkaç gün daha kalmak istediğimi söyledim ama babam bu kadar yeterli demişti telefonda.

Hakan gelince önce yemeğimizi yedik.
"Canım ben yarın gideyim. Otobüs biletlerine bakar mısın?"
" Yarın mı? Biraz daha kalsan olmaz mı?"
"Çok isterdim ama annemler gel artık diye aradı bugün . Bişey diyemezdim."
"O halde alalım biletini. Ama neden uçak değil de otobüs? Yol çok uzun sürer ama."
"Olsun . Uçak olmasın yeter. Tek dönemem uçakla ben."dedim.
Hakan terminali arayıp yer ayırttı. Sabah saatlerinde yolcuydum yarın. Bu son gecemizdi. Akşam boyunca televizyon izleyip , sohbet ettik. Ve yine aynı kanepe de uyuyakaldık.

Sabah çok erken kalktım, eşyalarımı toparladım. Gidecek olmam hem Hakan'ı hem beni üzdü.
"Yasemin evlenelim mi artık. Olmaz mı?"
"Evlenelim mi ? Nasıl yani?"
"Evet . Ben de geleyim senle . Düğünümüzü yapıp beraber dönelim."
"Önceki belirlediğimiz düğün tarihine nerdeyse iki ay kaldı canım. Ailelerimizle görüşelim önce . Sonra hazırlıklara başlarız . Ama emin ol annelerimiz tarihi öne aldırmaz asla."
"Ooofff offf. Tamam bende anneme söylerim hazırlıklara beraber başlarlar o halde."

"Bu iki ayda seni çok özlerim ki ben." diye sarıldı. Sonra eşyalarımı toplamama yardım etti. Ben otobüse binene kadar hiç elimi bırakmadı. Otobüsün saati geldiğinde bile beni bırakmak istemedi ki.
"Göz açıp kapayana kadar zaman geçer."dedim.
"İnşallah güzelim . Bir de o yüzük hiç çıkmayacak parmaktan anlaştık mı?"
Son kez doya doya sarıldım . Ve otobüse bindim. Uzun bir yolculuk beni bekliyordu.

Gülüşüne Hasret GözlerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin