umursamaz adam ve aşığı, luqi.

0.7

"Ne demek istiyorsun?" gözlerimi gözlerinden asla ayırmıyordum. Sanki ayırırsam bir daha hiç gelmeyecekmiş gibiydi.
"Bir şey demiyorum." bakışlarını kaçırıyordu. Ama eninde sonunda  benim gözlerimin içine bakıyordu.
"Yuqi!" gelen sesle gözlerimi Yuqi'den çekip arkadan gelen kişiye odaklandım. Gelen Shuhua'ydı.
"Çok durmadın mı? Hadi gidelim artık burdan." Yuqi bir şey demeden yürümeye başladı. Shuhua da peşine takıldı.

Çok geçmeden içeri geçip aynı yerime oturmuş. Boş bakışlarla etrafa bakıyordum. Yanlıştım. Ona göre büyük bir yanlıştım ben. Doğru olamıyordum. Zaten insanlarda birbirlerine öyle değil miydi? Yoksa ben mi öyleydim?
"Lucas, al şunu iç kendine gel." Jungwoo'nun önüme koyduğu soğuk suya baktım.
"Bunun üstüne en iyi soğuk su giderdi." sabrımı sınıyordu sanırım başka anlam çıkaramıyordum çünkü bundan.
"Beni eve götür."
"Dostum Yuqi'nin evde olacağını pek san-"
"Onun evde olmaması işime gelir Jungwoo, böylelikle yastığındaki kokusunu rahatça koklayabilirim."
Anlamadığım sesler çıkardığında durup ona baktım. Ama o yürümeye başladığında bende koltuktan ceketimi alıp yürümeye başladım.

Anahtarlarımı dolabın üstüne koyup kapıyı sessizce kapattım. Hızlı adımlarla yatak odasını kontrol ettim. Yoktu.

Soğuk ve hızlı bir duş alıp kendimi yatağa bıraktım. Bir kaç dakika sonra o vanilya kokusunun içinde mayışmıştım. Uykuya dalmam kısa sürmüştü.

Yuqi - Flashback
Telefonumu dolabın üstüne koyup uyumaya çalışıyordum. Ama mümkün müydü ki bana uyumak?

Telefonuma art arda gelen bildirim sesleri de buna artı olarak engel oluyordu. İlk başta Shuhua'nın olduğunu düşünsem bile ona uyuyacağımı söylediğim için bu düşünceyi silip telefonumu elime aldım.

Gelen bildirimle kaşlarım çatılmıştı. Mesaj atan Jungwoo'ydu. Onu sadece Lucas'la ulaşamadığım zamanlar arar, bir de görünce selam verirdim.

Jungwoo

Yuqi
Geç saatte mesaj attığım için
özür dilerim.
Ama buraya gelmen gerekiyor.
Hemde acilen.
00.12

Neyden bahsediyorsun?
00.13

Bunu buraya gelince anlarsın
Sana burdan anlatamam.
00.13

Düşünmek için fazla zamanım yoktu, uygulamamak için de bir nedenim yoktu.

Tamam geleceğim.
Bana konumu at.
00.13

*Konum*
Her şey senin elinde.
Bunu unutma.
00.15

Jungwoo'nun mesajına görüldü atıp, telefonumun ekranını kilitleyip dolabın üstüne bıraktım.

Pijamalarımdan kurtulup, üzerime rahat bir şeyler geçirdim. Evden çıkmadan önce Shuhua'ya gideceğim yerin konumunu atıp, oraya gelmesini söylemeyi de unutmamıştım.

Hızlı hızlı yürüyerek Jungwoo'nun attığı konuma gelmiştim.

Kapıyı açacağım sırada, başkasının açmasıyla olduğum yerde kaldım. Bu Lucas'tı.
"Aa, karıcım!" diyerek yanıma gelmiş, çok geçmeden kollarını bana sarmıştı.
Tanrım, lütfen zamanı durdurabilir miyiz? Lütfen. Sadece bir kerecik.

Elleriyle saçlarımı yüzümden çekti ve başımı, sırtı ile boynumun arasındaki yere yasladı. Keşke bu duyguları bana daha önceden yaşatsaydı.

Kollarımı belinden çektikten sonra uzun bir süre konuşmadan durduk. Diyecek bir şeyim yoktu, dinleyecek bir şeyim de yoktu. Gördüklerim her şeyi anlatıyordu zaten.
"Üzgünüm Yuqi." üzgün olma Lucas, sonuçta senin özrünü her türlü kabul ediyordum zaten.
"Asıl ben üzgünüm Yukhei." senin her hatanı affettiğim için ben üzgünüm.

Shuhua geldikten sonra oradan ayrılmıştık.
"Nasıl hissediyorsun Yuqi?" bir şey hissediyor musun diye sorsan daha iyi olurdu.
"Biliyordum aslında shu, sadece çok fazla tepki veriyormuş gibi hissediyorum."
"Sen salak mısın Yuqi? Hala onu düşünüyorsun bir de. Hatalı olan o şunu o kafana sok ve artık düşünmeyi bırak. Biraz da o düşünsün seni." Bir anda arkamı dönüp ona baktım. Tek bir nefeste bu kadar kelime söylemeyi nasıl becerebilmişti?
"Shuha, sen bunları tek nefeste mi söyledin?" gözlerini devirmiş, beni beklemeden yürümeye başlamıştı.
"Buna mı takıldın Yuqi hadi yürü."

~
Sizce kitap nasıl ilerliyor? Yanıtlarsanız sevinirim <3
5 oy 10 yorumda yb :3
Ayrıca yeni bir kitap yazmaya başladım luqi kitabı olacak. Bir kaç bölüm yazdıktan sonra yayınlamayı düşünüyorum. Umarım beğenirsiniz :3