22.Bölüm-Kaçış

313 29 11
                                    

James'in kollarından ayrılıp babamın yanına koştum peşimden geldi.

''Baba ! '' Kafasındaki yaradan kan akıyordu.Halının üzerinde çoktan birikmeye başlamıştı bile.

''Baba beni duyuyormusun ! '' James onu tek hareketle kavrayıp merdivenlere yöneldi. Peşinden bende gittim.Mia az önce tuz buz ettiğim adamın kalıntılarını izceliyordu.Andrew'da arkasında dikiliyordu.Beni görünce koşup sarıldı.

''Tanrım Alcyone! '' James kapının eşiğinde bize baktıktan sonra dışarı çıktı.

''Andrew .. babam.'' 

''Üzgünüm.'' Ondan ayrılınca James'e yetişmek için hızla dışarı çıktım.Çoktan arabaya babamı yerleştirmiş ön koltuğa geçiyordu.

Yolda hızla ilerlerken tek kelime etmemiştik. Havada dondurucu derecede soğuktu. Isıtıcıya uzandığım sırada elimi savuşturdu ve kendisi ısıtıcıyı ayarladı.

''Bu da neyin nesi ? '' James yüzüme bakmadan yola devam etti. Öfke ile ona sırtımı dönüp dışarıyı seyre daldım. Babam arkada ve bizde onun için hastaneye giderken , yapmış olduğu bu şey hem saçma hemde nedensizdi.Eğer Andrew ile sarılmamdan dolayı bunu yaptıysa yemin ederim okkalı bir tokat yiyecekti. Hala ısınamamıştım .Kollarımı kavuşturduğum sırada üzerime bir örtü attı.

''Gerek yok sağol .'' Ters ters bakışlarına aynı şekilde karşılık verdim.Ne ara bu hale gelmiştik.

''Üşüyorsun Alcyone üzerini ört .'' Isıtıcıyı sona getirdi. Örtüyü alıp üzerimden fırlattım.

''Sana üzerini ört dedim! '' Sesinin tonunu ayarlayamamıştı.

''Bana sesini yükseltme ! '' Arabanın içinde birbirimizi azarlarken babamı çoktan unutmuştuk.Arabayı öyle bir durdurdu ki dışları fırlayacaktım.Arabadan inince bende indim.

''Senin derdin ne be ! '' James'e öfkemi kusmanın zamanı gelmişti.Çünkü saçmalıyordu.

''Derdim sensin tamam mı ! ''

''Gerçekten James şuan ne yaptığını anlamıyorum . ''

''Anlamadığını biliyorum zaten , hatta onun sana bakışlarını bile anlamıyorsun ! ''

''Ne! ''

''Andrew! o sana karşı arkadaşça duygular beslemiyor Alcyone bunu göremiyormusun .''

''Ahh Tanrım şu durumumuza bak! Arabanın arkasında kafası kanlar içinde babam yatarken biz neyi tartışıyoruz acaba ! '' ''Gerçekten sırası değil James '' Arabaya yöneldiğim sırada koluma yapıştı.

''Evet sırası.''

''Yeter! Cidden yeter . '' Tekrar arabaya yöneldiğim sırada tekrar tuttu kolumu.

''Bunu bu gece burada halletmez isek hiçbir zaman halledemeyiz.'' 

''Sen ciddisin . ''

''Dinle , bütün bunlar yani o gelen kara kanatlar tamamiyle benim suçumken üzerine birde Andrew'ın duygularını sezmem öfkeme yenik düşmeme sebep oldu.Üzgünüm.'' Ona gidip sarıldım.

''Sen benim hayatımın rengisin Alcyone.'' Hangi ara bu sert adam romantik birisine dönüşmüştü .

''Duygusala mı bağlıyoruz şimdide ? '' Gülmedi ama devam etti.

''Dalga geçme ciddiyim ben .'' Kafamı omzundan kaldırıp siyah gözlerine baktım.

''Ne demek istiyorsun .'' Gözlerime bakmıyordu onun yerine arkadaki ağaçlara sabitlemişti gözünü.

''Bizi lanetledin.'' James'ten iyice uzaklaştım.

''Orada savaş sırasında tüm melekleri , iyiler veya kötüler demeden hepimizi ölmeden önce lanetledin Alcyone.'' Yutkundum.Efsane ve vizyondaki görüntüler geldi aklıma.

''Benim ırkım hayatı renksiz yaşıyor.Tamamen siyah ve beyaz  ama bizlerden biri seni gördüğünde karanlıktaki mum gibi onları üzerine çekiyorsun.Tek renk sensin Alcyone . Gözlerin , tenin , giysilerin.Bizim için geri kalan herşey siyah ve beyaz iken sen bütün renkleri gösteriyorsun. '' Burukça gülümsedi.Ne demem gerektiğini bilmiyordum ama zaten konuşma yetimi yitirmiştim.Bir süre onu izledim. Sanki o anı izliyormuşçasına gözleri kederle parladı.Tekrar bana baktığında bakışarındaki keder uçup gitti ve yerini sevgiye bıraktı.

''Ama şuan burdasın,benimlesin.Ve ben inanıyorum ki o laneti de hatırlayacaksın .Seni benden bir kez daha almalarına izin vermeyeceğim.'' Alnımı öptüğünde . Suçluluk duygusu bütün bedenimi sardı.

****

Babamın ameliyatı sürerken düşünme fırsatım olmuştu. James ile konuşmamızı düşünüyordum. Laneti söylerken sevdiğim adam ve onun ırkı hariç diyememiştim ve şimdide her iki tarafta çeşitli lanetler taşıyordu ama en kötüsü ise diğer taraf öldüğüm taktirde bundan kurtulacaklarını düşünüyordu. Belkide haklılardı ama James'in bana inanışı o laneti bir şekilde hatılayabileceğim umudunu veriyordu.Belki vizyon sayesinde ona ulaşabilirdik. 

''Alcyone '' James'in sesi ile ona döndüm.

''Baban'ın ameliyatı başarıyla tamalanmış , bir sorun olmadığını söylediler.'' Ona sıkıca sarıldım.

****

Babam hastaneden çıkartıldığında beni asıl üzen şey ile yüzleşmem gerekiyordu.Veda..

Peşime düşecekleri endişesiyle evden ayrılacaktım.Okul birkaç gözcü gönderip babamı korumaya alacaklardı.Okulada geri dönmüyordum.Orasıda tehlikeliydi. Duyduğuma göre ise okuldaki tüm kara kanatlıların saldırı gecesinden sonra okulu terk ettiklerini ve James'in tahminine göre artık savaşın resmi olarak başlamasından dolayı hazırlığa geçtiklerinide öğrendim.Bütün bunlara kulak misafiri olurken beni yakalamış ve beni olabileceğince uzağa götüreceğini söylemişti.Babama veda etmem gerektiğini söylediğinde ise geri dönmeyeceğimizi anlamıştım.Hem onun hemde benim güvenliğim içindi.

''Alcyone neyin var tatlım .'' Ona çorba yedirirken dalmıştım.

'Hiç sadece dalmışım. '' Babam olabildiğince toparlanmaya çalıştı.Durumdan haberdardı yani gideceğimizden ama üzüldüğünü biliyordum.Sadece belki ben biraz daha üzülüyordum o kadar.

''Her şey iyi olucak bebeğim bana güven .'' Elimi tuttuğunda göz yaşlarıma engel olamadım.

''Bita..'' Ona sarılıp ağladım.Bana sarılıp teselli ederken kapıda Andrew'ı fark ettim.Ounda gözleri dolmuştu. Gidiyorduk ve ben her ne kadar istemesemde mecburdum.Babamdan ayrıldığımda onunda gözleri doluydu.

''Hadi git benide ağlatacaksın .'' Güldüm. Andrew aşağının yolunu tuttu.Mia kapıda hüzünle bana bakıyordu.

''En kısa zamanda yanına gelicem '' Sarılırken kulağıma fısıldadı.

''Sakın onun benim yerimi almasına izin verme .'' Andrew'ı hala kıskanıyordu demek ki . James arabaya yaslanmış bizi izliyordu.Ana da onun yanındaydı. Oda bizimle geliyordu vede hiçte memnun değildi . Korkuyordu ama en çokta Andrew için . Andrew Mia'ya sarılırken birşeyler dedi.Mia kızmış gibi yapıp onun koluna vurdu. Tam olarak evim diyemesemde yinede evim olan yere son bir kez baktım. Sonra arabaya binidm ve her nereye gidecekisek ben fikrimi değiştirmeden hemen yola çıktık.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 10, 2015 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Black & White #WATTYS2015Where stories live. Discover now