2🔳 "İnci küpeli kız"

En başından başla
                                    

Fare yakalayamayan kedi evden kovulur, havlamayan köpek dışarı atılır, yük taşıyamayan eşek, koşamayan at, ekmek pişiremeyen fırıncı, eğitim veremeyen öğretmen, meyve veremeyen ağaç ve daha nicesi... İşini yapamayan her kim devam edebilir ki?

Müdür gittikçe Meriç'e yaklaştı. Sanki beden dilinden anlarmışçasına Meriç de ayağa kalktı. Hepimiz onları izliyorduk, müfettişler de içeride istişarelerine devam ediyordu.

Meriç ayakta sakince beklerken, her bir adımda ona doğru ilerliyordu müdür. Bakışları birbirini çoktan anlamışçasına kilitlendiğinde biz de bu sinerjinin bir parçası olmak istiyorduk.

"Bazen," dedi müdür kuşkuyla kıstığı gözleriyle Meriç'e bakarken.

" bir avı köpek yerine bir tavuk getirir avcının ayaklarına."

Başka görevler üstlenmek mi? Av toplayan bir tavuk mu? Bi tam olarak neden bahsettiğini anlamazken Meriç müdürün ne demek istediğini anlamışçasına yüzünü buruşturdu. Kaşları hafifçe çatılırken yapmak istediği şeyi uygun görmüyormuş gibiydi. Dahası, onun da düşüncesi aynıydı fakat bu düşünceyi müdürden işitmek canını yakıyor gibiydi.

"O tavuğa şu an ihtiyacımız var Meriç."

Tavuk? Hepimiz bir müdüre bir Meriç' bakarken "Ama efendim..." diye sesi kısıldı Meriç'in.

"Bu hepimizin sonu olur. Eğer insanlar bir hırsızdan yardım aldığımızı öğrenirse kime ne deriz?"

Anlaşılan Profesyonel denilen dolandırıcı hakkında konuşuyorlardı. Meriç'e ben de katılıyordum. Bence de gelmemeliydi. Ama durum öyle bir çıkmaza sürüklenmişti ki kimsenin şahsi bir fikir atacak vicdanı yoktu. Polisin bulamadığını bir dolandırıcı bulacak olsa da bu katliamın önüne geçilmeliydi.

Eğer köpek görevini yapmıyorsa, hiç güvenilir olmasa da bir tavuk işi devralmalıydı. Çünkü Bremen mızıkacıları evden kovulan beceriksizlerin aslında ne kadar becerikli olduklarının hikâyesidir.

Bir eşek yük taşıyamıyorsa mızıka çalar, bir horoz sabah uyandıramıyorsa şiir okur ve bir tavuk yumurta veremiyorsa av getirir.

Elimdeki tepsiyi hafifçe sıktım ve alınan bu yeni kararın hepimiz için çok güzel şeylere neden olmasını diledim. Bir acemi olarak tek kelime etmiyordum ama Meriç'e güveniyordum. Onun kararlarına ve düşüncelerine saygı duyuyordum.

"Başka çaresi yok Meriç," dedi müdür son kez sözü başlatarak.

"Ben kendi onurumdan sorumlu olduğum kadar buradaki mesai arkadaşlarımdan da sorumluyum. Gitmesine gideriz ama yarın hayalleri ile birlikte gelinlikle gömülecek yeni bir genç kızdan da sorumluyum."

Meriç başını itiraz edercesine sağa sola sallıyordu ama devamında tek kelime dahi etmedi. Yitip giden onca bedenden sonra kimsenin kararlı bir itiraz etme gücü yoktu. İstemeye istemeye kabullendik bir tavukla iş birliği yapmaya. Umuyorum ki, kendi görevini yapamayan biri bir başkasınınkini hakkıyla yapmaya etkin olabilir.

***

"Tam elli iki zengini soymuş. Etrafındakiler onu Robin Hood olarak bilse de sadece hırsızlık değil mesleği, çocuk aynı zamanda profesyonel dolandırıcı. Hemen yanında dururken iki saniye sonra yok olabilir. Bu sihir değil, kulağa çok tuhaf gelebilir ama diğer insanlara göre zehir gibi işleyen bir beyni var. Polis defalarca delil yetersizliği nedeniyle serbest bırakmış. Hiç tutuklanamadı. Tüm bunların dışında pek bir zararı yok."

Müdürün uyarılarını hepimiz can kulağıyla dinlerken müfettişler merkezi çoktan terk etmişti. Onlara on gün içinde katili bulacağımızın garantisini vermiştik. Şimdilik kimse değişmeyecekti ancak kimsenin bir dolandırıcı ile çalışmaya da gönlü yoktu. Herkes istemeye istemeye dinlerken müdür devam etti.

PROFESYONEL  [F•]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin