38🩸 "Bu aşkı bana lütfeder misin?"

14.9K 1.5K 285
                                    

🔳🔳🔳🔳

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.











🔳🔳🔳🔳

Yıldızı parlatmayı ve fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın lütfen 🌟

Mükemmel editler, kesitler ve çizimler için sosyal medyada bizi takip edin 👇🏻

instagram ❤️
hakugu
wat_profesyonel
bbeyzasah
hakugutayfa

🔳🔳🔳🔳🔳








Meriç Uysal

Bir kez olsun adaletin dışına çıkmamıştım hayatım boyunca. Kendime yapılan adaletsizlikten sonra varlığımı bu yola adamıştım. Fakat yaşadıkça adil olmanın çok farklı boyutlarda olduğunu görüyordum. İnsanlar kendi dünyalarına göre adaletli davranıyordu. Birine göre adil olan diğerinin hayatını karartıyordu. Biri için adil davranmak diğeri için çöp kadar önemsizdi. Hiç kimse aslında eşit değildi. Eşitiz, hepimiz insanız diye düşünsek de eşit değildik. Eğer eşit olsaydık, annem ve babam boşandığında ben halam yerine anneme giderdim. Ablam ve küçük erkek kardeşimi annem almışken ben neden halamlara verilmiştim? Babam bile almamıştı beni. Teoride babama verilmiştim ama o yeniden evlenip beni halamlara bırakmıştı. Mevzu sadece halam olsa sorun değildi, bu adaletsizliğe ortak olan birçok kişi vardı. Mesela, akşam yemeklerinde hep biraz daha az alırdım. Evin büyüğü eniştem işe gittiği için çok yemeliydi. Benden bir yaş büyük kuzenim okula gittiği için güzel yemeliydi. Benden küçük olan kuzenim küçük olduğu için çok beslenmeliydi. Halam ev işlerini yaptığı için yeterince yemeliydi. Ben? Ben sonra yesem de olurdu. Ne de olsa fazlalıktım, ne de olsa bir gün gidecektim mutlaka ve ev sahiplerine benden daha adil davranılmalıydı. Çünkü büyük bir fedakarlık göstererek beni aralarına almışlardı. Her şeyde böyleydi. Onlara daha adaletli davranılıyor, bana da adil olmam öğretiliyordu başkaları üzerinden.

Senelerce bir fazlalık gibi yaşadıktan sonra kendimi polis akademisinde bulmuştum. Adalet ve eşitliğin aynı olmadığını da o zaman net bir şekilde anlamıştım. Daha statülü ve zenginlere daha eşit davranılıyordu insan olarak. İnsanlar onların insan olduğunu daha çok anımsıyordu. Daha aşağı statüde ve fakir olanlarınsa genelde hakları çok da göz önünde bulundurulmuyordu. Çoğu defa insan oldukları unutuluyor, hatırladıklarında ise hakları çoktan çiğnenmiş oluyordu. Kendi ayaklarımın üstünde durmaya başladığım gün kendime bir söz verdim. Asla kimseden intikam almayacağım. Oysaki senelerce aynı ateşle yaşamıştım. Her gece mutlaka bir gün gidip anneme "Neden ben?" diye soracaktım. "Neden ablam ya da kardeşim değil de ben? Daha mı çirkindim, çok mu yaramazdım, hiç mi sevmedin beni? Erkek olduğum için olmadığını biliyorum çünkü küçük kardeşim de erkek, öyleyse neden ben?"

PROFESYONEL  [F•]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin