Ava Evrilen Avcılar

Começar do início
                                    

"Tamam." Abim elini kaldırarak susmamızı sağladı. "Kısa keseceğim Fuad Aksaç; parayı verene kadar buradasın. Kısa vadede canlı olarak. Sen bunu bir düşün." Bize dönüp devam etti. "Âtım git odanın kapısını aç. Cem sen de buraya gel adamı kaldırmama yardım et."

"Demek kısa vadede canlı olarak." dedi Fuad, abim ve Cem bacağındaki ipleri çözerken. "Bu profesyonelliğinizi göz önüne alınca sizden korkmamak elde değil sevgili Senan, Senan'ın kardeşi Âtım ve cesur Cem." Sözleriyle hepimiz işlerimizi yarıda bırakıp alık alık birbirimize baktık. Az önce fark etmeden birbirimizi ifşalamıştık resmen. "Yüzlerinizi göstermeme fikri çok iyi ama. Hakikaten çok tedbirlisiniz." Abim sert bir hamle ile Fuad'ı yerden kaldırıp bana aynı sertlikle odamın kapısını işaret etti. Dönüp o tarafa gittiğimde arkamdan geldiklerini duyuyordum. Kapıyı açıp içeri girdim ve yatağımdaki yastığı düzeltip kenara çekildim. Şimdi sadece elleri bağlı olan Fuad'ı yatağıma oturtup cebinden demir, küçük bir boru çıkaran abime baktım. Ne yapacak diye merakla izlerken boruyu Fuad'ın alnına dayadı.

"Bu kadar çok şey biliyorsan, tecrübesizlerin ve korkakların ne denli tehlikeli olabileceğini de biliyorsundur. Kafanı dağıtmam için beni çok da zorlamana gerek yok yani. Eğer ters bir hareket yaparsan acımam." Elindekini namlu olarak kullandığını görünce kahkaha atmamak için dudağımı ısırmak zorunda kaldım. Gözleri kapalı birine gerçekten de silahmış hissi verebilirdi. Ucuz oyuncak silahlardan daha iyi iş görüyordu.

Fuad umursamaz bir şekilde omuzlarını silkip konuştu. "Size avans verdiğimi söyledim."

"Ellerini çözüp yatak başına bağlayın." dedi abim ikimize bakarak. Fuad sırıtmaya devam ederken elini açmak için yanına yaklaştım. Hareketliliği fark edince kafası benim olduğum tarafa döndü.

"Erekte olursam kusura bakmayın." Biz tepkisizce işimizi yapmaya devam ederken o tek başına gülümsüyordu. Aniden tebessümünü silerek suratını astı ve ofladı. "En azından genel kültür yönünden dengim birileri tarafından kaçırılsaydım keşke." Ne demek istediğini anladığımda sırıtarak omzundan ittirdim ve kafasının yastığa düşmesini sağladım. Bacaklarına kısa bir bakış atıp;
"Güzel bacakların var." dedim. "Kız kardeşinin eteği sana da yakışırdı." Sağ elini bileğinden yatağa bağladığımda sonunda biraz susar gibi oldu. Mimiklerinden şaşırdığı belli oluyordu. Kısa bir süre sonra gülümseyerek konuştu.

"Keşke seni öldürmek zorunda olmasaydım." O sırada adam akıllı korktuğu yüzünden okunan Cem de diğer bileğini bağlıyordu. Fuad aniden ona dönüp sırıttı. "Ağlama lan, daha öldürmedim." Cem kaşlarını çatarak işini bitirip bir şey söylemeden odadan çıktı. Ben de abimle birlikte onu takip edip salona çıktım.

"O içerde konuştuğunuz şey neydi?" dedi abim koltuklardan birine otururken.

"Bir dizi. Önemli değil." Dikkatlice yüzüme baktıktan sonra yeniden konuştu.

"Sen de o odada yat. Ne olur ne olmaz. Yer yatağı ser köşeye."

"İplerinden kurtulur kurtulmaz rahatça gebertsin diye mi yanında yatıyorum? Anlamadım."

"Elbette hayır." dedi abim ters ters bana bakarak. "En ufak bir sesi bile kaçırmayacağına eminim. Bu da seni tetikte yapar. Uykunun ne kadar hafif olduğunu biliyorum."

"Benimle ilgili bazı şeyleri hatırlaman ne hoş. Bu alışkanlığı nasıl kazandığımı da hatırlıyor musun peki sevgili abiciğim?" Sanırım köprüleri yakmak beni biraz fütursuzlaştırmıştı. İçimi dökmek için bitmez tükenmez bir istek vardı üzerimde.

"Anlaşıldı." dedi araya giren Cem, abime fırsat vermeden. "Bizim gitme vaktimiz gelmiş." Asık suratlı abimi de sürükleyerek dış kapıya doğru ilerlerken konuşmaya devam ediyordu. "Yarın sen işe gitmeden yarım saat önce burada olurum. Hoşça kal." Kafamı sallayarak ayakkabılarını giyen ikiliyi izledim.

YARALIOnde histórias criam vida. Descubra agora