Son Defa

7.5K 823 833
                                    

Berkay Altunyay-Ben Ne Anladım Bu İşten

Abimden sonra gevşek arkadaşı da;
"Naber Çirkin." diyip içeri geçtiğinde bütün keyfim kaçmıştı. Kapıyı büyük bir sabır örneği göstererek yavaşça kapattıktan sonra arkalarından ben de salona geçtim. İkisi çiftli koltuğuma yan yana oturdukları için ben de memnuniyetle karşı çaprazlarındaki koltuğa bıraktım kendimi. Kısa bir sessizliğin ardından kimseden ses çıkmayınca ellerimde olan gözlerim yüzlerine çıktı. Aynı anda da abim artık konuşması gerektiğini hatırlamış gibi boğazını temizledi. Bu saatte onları kapıma getiren meselenin ne olduğunu epey merak ediyordum açıkçası.

"Nasılsın Âtım?" dediğinde sahte bir gülümseme ile karşılık verdim.

"İyiyim abi. Siz nasılsınız?"

"Biz hiç iyi değiliz." dedi Gevşek. Abim de kafasını sallayarak onu onayladı.

"Kafede işler son dört aydır iyice kötüye gitmeye başladı." Kaşlarımı çatarak dinlemeye devam ettim. Bahsettiği kafe geçtiğimiz yıl birlikte şehrin merkezinde açtıkları bir yerdi. Kötü durumda olduklarını ilk defa duyuyordum. "Mekanı açarken aldığımız borçları henüz bitirememişken bir de yeni borçlar eklenince iyice çıkmaza girdik."

"Benim bu ay elimde hiç para kalmadı. Ama bir dahaki aya..."

"Senden isteyeceğimiz şey para değil." dedi kafasını sağa sola sallayarak. "Maaşının kapatabileceği bir borç değil bu." İyice kafam karışmıştı. Başka nasıl bir yardımda bulunabileceğimi bilmiyordum. Ayrıca tam olarak nasıl bir sorun ile uğraştıklarını da anlayamamıştım.

"Problem tam olarak nedir abi?" diye sorduğumda cevap veren yine Cem oldu.

"Tefeciden para aldık." Lafı uzatmadan mevzuya girmiş olması halihazırdaki gerginliğimi anında iki katına çıkartmıştı. "Çok büyük bir miktar. Ödeyemiyoruz ve adamlar bizi canımızla tehdit ediyor."

"Ne!" Abim Cem'e ters bir bakış atıp yeniden bana döndü.

"Durum maalesef bu Âtım." Susarak bir şeyler daha söylemelerini, en azından korkumu hafifletmelerini bekledim ama bunu yapmadılar. Derin bir nefes aldım. Belki de tam da şimdi ipleri elime almam gerekiyordu.

"Tamam." İkisi de beni izlerken ne zaman kalktığımı bilmediğim koltuğuma geri oturdum. "Sakince düşünelim." Abim bana bakıp gülümsediğinde ben kafa tasımı ısıtmaya başlamıştım. Bu kadar aptal olabilecekleri hiç aklıma gelmemişti. Oysa abimin hayatı düzene girdiği için mutluydum. Şimdi bunun tam tersi olduğunu bilmek...  "Kredi çekelim. Üçümüz ayrı ayrı çekelim."

"Onu da iki defa denedik ama bir işe yaramadı." dedi abim sıkıntılı bir nefes vermeden hemen önce. "İkincisini zar zor çekebildik ama borçlarımızı kapatmaya yetmedi. Biz de o adamlara gitmek zorunda kaldık. Başka çaremiz yoktu. Düze çıktıktan hemen sonra borcu kapatacaktık ama işler istediğimiz gibi gitmedi. Ne olduğunu anlamadan ana borç katlanarak arttı."

"İşlerin iyi gittiğini söylemiştin abi."

"Öyleydi zaten ilk zamanlar. Sonra tam karşımıza ünlü bir markanın yeni şubesi açıldı. O zamandan beri her şey tepetaklak olmaya başladı."

"Ama hala düze çıkabilmek için bir şansımız var." dedi Cem. "Bu yüzden yardımın lazım."

"Nasıl bir yardımdan bahsediyorsunuz?" Tek kaşımı kaldırarak ikisini izlemeye başladım. Abim ise benimkilere benzeyen kahverengi gözlerini kaçırıp halıyı izlemeye başladı. Her ne isteyeceklerse onu baya zorladığı belliydi. Benim gibi onu izleyen Cem de bu hareketiyle gözlerini devirip bana döndü.

YARALIWhere stories live. Discover now