09 - İlk Musabaka

1.7K 121 5
                                    

Yatağımın yanında belli belirsiz Bi silüet gördüğümde bambam olduğunu anladım. Uyanmamı bekliyordu ve uyandırmıştı. Bütün olayları hepsi biliyordu. Soyeonun bizi terk ettiği gün onlarda orada maçı izliyordu.

Yatakta doğrulduğumda bambam konuşmaya başladı.

"özür dilerim lisa, şaka yapmak istemiştim.."
"kötü şakaydı bambam"
"özür dilerim"

Köşedeki yastığa uzanarak bambama fırlattığım da gülmeye başlamıştı. Sırtına zıplayıp beraber salona geçtik.
İçeri girer girmez jungkook, tae ve namjoonu görmeyi beklemiyordum.

"günaydın lisa" jisoo
"günaydın"

Bambamın sırtından atlayıp boş koltuğa oturdum. O anda bütün soruların cevaplarını aramaya başladılar.

"neredeydin dün sen?" jen
"evet lisa, aradık ama bakmadın" tae
"eve geldiğini bile bilmiyoruz" rose
"sakin olun biraz gezmek istedim. Şimdi izinizle çalışmam gerek"

Oturduğum yerden kalkarak odama çıktım. Hızla üzerimi değiştirdiğim de spor salonunun yolunu tuttum. Jungkook, tae ve jen de benimle geldiğinde hızla salona sürdüm.

Bu namjoon ve jisoo olayını öğrenmem gerek... Bişeyler oluyor ama...

Jen ve tae gittiklerinde jungkook yastıkları alıp yanıma gelmişti. Ufaktan yastıklara vururken nasıl olduğunu sormak istedim.

"nasılsın jungkook?"

Birden bana baktığında tekrar konuşmaya başladım.

"o olaydan sonra, benimle konuşmak istersen..."
"kafam karışık lisa, kalbim Bi okadar acıyor ama Bi şeylerle uğraşmak bana iyi geliyor"
"jungkook şunu asla unutma.. Sen farklı birisisin, duyguların, davranışların, kişiliğin kıyaslanamaz birşey. Asla ve asla suç sende değildi."

Gülümsemeye başladığında yastıklara sert bir yumruk savurdum. O an kahkaha atmaya başladı.

Günlerce, haftalarca çalışmaya devam ettim. Saatlerce tek ayağımın üstünde dönmeyi defalarca denedim.

Bu süreçte çocukların ve kızların büyük emekleri vardı. Durmaksızın çalıştığımda gerekli bütün yardımı sağladılar.

Sonunda ilk turun maçları oynanmaya başlanacaktı. Maçın yapılacağı alana geldiğimde 3.sıra bana aitti. Yavaş yavaş seyirciler gelmeye başladı. Kameralar heryerde sadece ringi çekiyordu. Salon tıklım tıklım olduğunda ulusal kanalda olacak yayın başladı. WBC (uluslararası boks konseyi) jürileri yerlerini aldıklarında tüm heyecanla maç başladı. Antrönörüm olarak gelen dragon yanımdaydı ve çocukları göndererek hazırlanmaya başladım. Minnie beni hazırlarken içerideki televizyondan ilk turu izliyordum.

İki kadın boksörde etrafta birbirlerine küçük vuruşlar atıyordu. Atmosfer heyecanlıydı ve çoğu izliyicinin sesi burdan bile duyuluyordu.

İkinci turda soyeon ve rakibi karşılıklı tokalaştıktan sonra hakemle birlikte başladılar. Soyeon hiç beklemeden ataklarla başladığın da rakibi şaşkınlıktan çoğu darbeyi suratına yemişti.

1.maç yarım saat bu maç ise sadece on dakika sürmüştü ve kazanan soyeondu.

3.maç için Ringe çıktığımda spiker ortamıza gelerek konuşmaya başladı.

"profesyonel MMA'da ilk maçına çıkan, Acemi bir sokak dövüşçüsü... LA-Lİ-SAAA"

İsmim anons edildiğinde minnie ağızlığı takarak üstümdeki tişörtü çıkarttı. kendi köşemde ısınmaya başlamıştım. Çocuklara döndüğümde kızlar endişeli Bi şekilde bana bakıyolardı. Tam takım burdalardı. Jin, jhope, namjoon, Jimin, jungkook, tae, suga, bambam ve kızlar..

Onlara göz kırparak hakemin yanına ilerledim. İşaretle maç başlamıştı. yapılan atakları geri çevirken ansızın karşılıklı ataklar yapıyordum. Kolay bir rakip değildi. Birden bacağıma tekme attığında diz üstü yere düştüm.

Hızla toparlayıp yerden kalktığımda dikkatini dağıtarak üzerine doğru yürüdüm. Suratına vurduğum yumruklarla Onu yorduğumda hızla tekme atarak yere serdim. Sert düşmesiyle yerde yatarken hakemin yere vura vura saymasıyla maçı kazandım. Bütün insanların sevinç çığlıklarını duyarken ringten indim ve minnie yanına gelerek ağzımdaki şeyi alarak üzerime tişörtü giydirdi.

Üzerimi değiştirdikten sonra arabamın oraya ilerledim. Bütün herkes oradaydı. Hepsi alkışlayıp sarılmaya başladılar.


Olduğum yerde zıplarken jungkook kahküllerimi düzeltip tebrik etti.

Bir hafta sonra bugün yarı finaller vardı.

8 kişiden geriye 4 kişi kalmıştı ve yarı turun rakipleri yarım saat sonra belirlenecekti.

Çocuklarla eve ilerlediğimizde çerezlerle oyun oynamaya başladık.
Mutfağa doğru adımladığım da namjoon ve jisooyu görmemle arkamı dönmem bir oldu.

"ya abi mutfakta yapılırmı şu?"

"ya ne sevgilim o benim"

Arkamı dönüp kocaman gözlerinle onlara baktığım da elimdeki tabağı masaya bırakarak etraflarında dönmeye başladım.

"sevgilim derken?"

Namjoon gülerken jisoo eliyle suratını kapatıyordu.

"vayyy jisoo hanım, yazdım bunu"
"ya lisa gerçekten öyle değil, söyleyecektim."

İçeri geçtiğimde kendimi koltuğa attım. Ellerimi birleştirip kafamı çevirdiğimde jisoo koştura koştura arkamdan geliyordu.

"ya lisaa..."
"noldu ki" jin
"ne olmadı ki Namjoonla sevgililermiş"

Aynanda hepsi "neee" diye bağırdıklarında kimsenin bilmediğini öğrendim. Evet artık biliyorlardı. Eeeee saklarsanız böyle olur.

Gukuman kuşu gibi hepimizin kafası onlara dönükken namjoon kahkaha atmaya başladı.

"of öğrendiniz işte zaten söyliyecektik" jisoo
"aynen kaç yıl sonra?" suga
"ha ha ve ha" jisoo

Onlar sohbet ederken oturduğum yerden kalkıp camın önüne ilerledim. Kısa süre sonra jungkook geldiğinde dışarıyı izlemeye başladık.

"soyeon hakkında ne düşünüyorsun?"
"onu izledim ve eskisi kadar iyi değil"
"o senin rakibin olacak lisa ve kazandığı turnuva maçında kadının kafasını demire vurmuştu"
"o benim eski arkadaşım jungkook"
"ne, na-nasıl yani?"
"yarın anlatayım şuan ortam gerilmesin"

Kafasıyla onayladığın da yanlarına geri döndük. Onlar biralarını yudumlarken ben sağlıklı vişne suyumu içiyordum. Adaletsiz dünya...

One of the Ring - Liskook Where stories live. Discover now