Yirmi

451 16 7
                                    

Eyoow 🦇🐾

***

Jackson gelince bir an toparlanır gibi oldum ama sonra vazgeçerek biraz daha Kris'in göğsüne sokuldum.

"Ne ne?"

Tek kaşımı kaldırıp baktım. Jackson yaklaştı.

" O ne? Sen de mi altına aldın bu sürtüğü, bu yüzden mi yanına oturuyorsun? Miden aldı mı bir erkeği?"

Ayaklanıp yüzüne yaklaştım.

"O, artık bir sürtük değil. Ya insanca konuş, ya da defolup başka yerde otur."

Alex korku ike yerinden fırladı. Aramıza girdi.

"Jackson, Kris'e diklenmene izin veremem! Etrafa bak, tüm sınıfta kris'e bu tepkiyi veren sadece sensin. Ve.. Sözde biz dostuz."

Ayağa kalktım yavaşça. Kris'in ceketini çekiştirdim geriye doğru.

"Boş ver... Kris. Lütfen."

Çekingen bir tavırla konuştum. Arkadaşıyla arasını bozmayı istemiyordum gerçekten. Birbirlerini seviyorlardı.

"Sikeyim böyle dostluğu. Yanında oldu-"

Alex yüzüne bir yumruk indirince ben bile şaşkınlıkla donakaldım. Jackson'a vurmamakta kararlıydım ama Alex belli ki dayanamıyordu.

"Yeter Jackson. Git, git başka yere otur! Zorla mı? Ne kadar kindar ve nefret dolu bir insansın sen? Bu kadar taş kalpli olamazsın. Kris senin yıllardır dostun. Böyle bir şey için ağıza alınmayacak şeyler söyleyemezsin."

Jackson sessiz kalırken Alex'e baktım. Benim için içindeki canavarı çıkarmıştı.. Tanrım, onu gerçekten seviyordum.

Büyütmemek için yerime oturdum. Tao'yu da çekip oturttum. Jackson, sessizce Alex'in yanına oturdu.

Kris'e sarılmak istesem de okulda temasa geçmemek en iyisi gibiydi...

"Üzgünüm."

Mırıldandım. İster istemez suçlu hissediyordum. Çizim defterimi çıkardım ve Kris'e baktım. Yavaşça çizmeye başladım. Yan profili, kusursuzdu.

Ona dönüp baktım bir an. Huzursuz olduğu belliydi ama ortada onun suçu olan bir şey yoktu. Jackson'ın nefreti beni bile ezip geçiyordu.

Elimi uzatıp elini tuttum. Parmaklarımızı kenetledim. Derse dönüp dinlemeye çalıştım.

Gülümsedim ve elini biraz daha kavradım. Biraz yaklaşıp daha detaylıca inceledim. Kesinlikle bu resim en iyisi olacaktı, ilk defa bu kadar yakından inceleme şansım vardı. Tekrar deftere odaklanıp çizime döktüm muhteşem hatlarını.

Saate baktığımda ders bitmek üzereydi. Heyecanlı bir şekilde kıpırdandım. Beynim sulanmıştı resmen kadından. Hiç, hiç eğlenceli değildi.

"Kris, kıpırdama."

Omzundan tutarak hareket etmesini engelledim.

"Hı? Tamam ama dersin bitmesine az kaldı."

"Tamam, bu da az kaldı."

Saç tellerini hevesle çizerken gülümsedim.

"Beklee... Ve, bitti."

Ona çevirdim defteri.

"Bu sadece taslak gibi ama. Yarın sana vereceğim, tamamlayıp."

"Woah.. Bunu beğendim, güzel olmuş. Bitirince istiyorum."

HomofobikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin