Bir

2.3K 62 48
                                    

Okulun kapısından içeri attığım adımın beraberinde aklıma o anlığına esen fikri cazip bulmuş, bahçenin arka tarafından dolanarak yangın merdivenlerinin oraya sinmiştim kısa sürede. Burası okulda kameranın görüntülemediği tek alandı, müdürlerin ve hocaların buraya gelip son sınıfların sigara içtiğini tahmin edemediğine de değildi işin aslı. Yalnızca umursamamayı seçmişlerdi, biz de bunu seve seve kabul etmiştik.

Çantamı omuzumdan sıyırdığım gibi yandaki boş merdivene savurmuş, cebimdeki sigara paketini çıkarıp bir dal seçmiştim içinden. Önce dudaklarıma düzgünce yerleştirdikten sonra çakmakla alevlendirip derin bir nefes çektim ciğerlerime. Dumanın tümüyle içimi doldurduğunu hissedebiliyordum. Göz kapaklarım ağır ağır kapanırken parmaklarımla dalı kavrayıp havayla karışmasını sağladım nefesimin. Sırtım duvara dayalı, iç geçirdim. Gözlerimin önünde beliren suret ile huzursuzlanmıştı içim bir kez daha. Görmek istemiyordum o çocuğu.

"Yine hangi erkeğe vermek için bekliyorsun?"

Duyduğum ses ile kaskatı kesildi bedenim, çeneme giren ağrı ile başımı öne doğru eğerek sesin sahibine baktım. Kuruyan dudaklarımı ıslattım önce, ardından stresle dişlerken bu hareketimin aslında ona öylesine bir eylem olduğunu düşündürmeye çabalar bir yanım vardı. Önemsemediğimi, umursamadığımı göstermek istiyordum. Ona bakmak yerine yeniden başımı çevirmiş, ifadesizce karşıdaki boşluğu izledim.

"Siktir git.. Bulaşma."

Bakışlarımı ona dikmemek için çabalasam da ne yaptığını kestirebiliyordum diğer yandan. Az önce tırmandığı duvardan aşağıya atlamış, ellerini ve üstündeki tozları temizlemişti. En son, yine ellerini çırparken dudaklarına peydahlanan sırıtışını gerçekten hissediyordum.

"Yalan mı söylüyorum? Amma alıngansın sen de."

Başımı çevirip ukala bir tavırla konuşan çocuğa baktım. Kalp ritmim benden izinsiz hızlanmaya başlamıştı. Her zamanki gibi.

Yere düşen çantasını bir kez daha alarak omuzuna atmıştı, diğer eli dağılan saçlarında geziniyordu.

"Nöbetçi öğretmen gelirse haber ver."

İlerleyerek uzaklaştı.

Tabi ki haber vermeyecektim...

Bedeni ile mesafem arttıkça, arkasından onu izlemeye başlamıştım. Adımlarını hızlandırdı.

"Wu Yifan! Orada kal!"

İsmini kükreyen beden hocasına önce tereddütle bakmış, tam koşmaya başlayacakken adam ondan önce davranarak önünü kesmişti bile. Nefret dolu bakışların odağı ben olmuştum kısa sürede, bana bakmasını beklemediğimden gözlerim irileşti heyecanla. Dumanın da etkisiyle ufak çaplı bir öksürük krizi tutarken, sinirle homurdanıp hocaya dönmüştü tekrar.

"Yere yat. 20 şınav hemen, başla!"

Hocanın beni de fark edeceği korkusuyla bir nefes daha çekip tek hamlede izmariti söndürdüm. Çantamı da alarak hızlı ve görünmez adımlarla okulun bahçeye açılan arka kapısından içeri sızdım.

Merdivenleri çıkmaya başladığımda her şeye rağmen yüzümde aptal bir sırıtış baş gösterdi. Eşcinsel oluşumu okula yayan, zorbalıklara maruz kalmamı sağlayan bu çocuğa aşıktım... Onlarca bedenin altında bu yüzü hayal ederek inlememin, başka bir açıklamasını bulamıyordum. O, benim kalbimin teklemesine neden olan kişiydi.

Dalgın bir şekilde sınıfa doğru yol almışken üstümde gezinen o her zamanki aşağılayıcı ve iğrenici bakışları hissediyordum. Aldırmamaya çalışarak sınıfın kapısını tıklatmış, içeri girmiştim. Adımımı atar atmaz zilin çalması ile hocadan yiyeceğim azar da başlamadan bitmişti. Yine de uyarıcı gözlerle beni süzdükten sonra çıkmıştı sınıftan. Gözlerim hemen Chen'i aradı, okula gelmediğini anlamamla hüzün dolu bir bakış attım sıralara. Bu aptalların arasında tüm gün tek mi kalacaktım yani?

Birkaç dakikanın sonrası, Kris belini tutarak kendini zat zor sınıfa atmış, sırada tek oturan bir kızın yanına kendini bırakarak sırtını ondan tarafa dönmüştü.

"Siktiğimin hocası yine şınav cezası verdi. Masaj yapsana."

Kız hemen omuzlarını ovalamaya başlayınca gözlerimi kıstım. Kıskanıyordum. Bu karşılıksız sevgi canımı çok yakıyordu. Sevdiğim kişinin benden nefret etmesi ise, daha çok...

Arka sıradan bacağıma tekme atıldığında acı dolu bir inleme bıraktım. Hemen ardından gülüşme sesleri kulağıma ilişti. Piç kuruları. Arkamı dönmek yerine sıranın diğer ucuna geçerek sessizce oturdum.

Sırf hemcinsimden hoşlanıyorum diye bana bir çöp parçası gibi davranmaları gerçekten hak ettiğim bir şey miydi? Bu kadar yanlış olan neydi?

HomofobikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin