MK - 85 / Sandal

En başından başla
                                    

Esma teyze ellerimi bırakıp diğer gelinliklerin yanına giderken "Biz almayacağız ama onlar çekmenin bir yolunu bulur." dediğinde isyan ederek anneme baktım.

Annem içimi rahatlatmak ister gibi gülümseyerek "Hallederiz merak etme." dediğinde rahat bir nefes aldım.

Tekrar aynaya döndüm. Gelinlik göğüs dekoltesiyle belimi sıkarak aşağı iniyordu. Omuzlarımı tamamen açıkta bırakıyordu. Ama fazla kabarık ve aşırı gösterişliydi. İngiltere krliçesinin düğünü olmuyordu sonuçta, düğününde bile şort giymeyi düşünen ben evleniyordum! Ama bunu Savaşın annesine anlatmak imkansızdı. Zaten eski manken olduğu için modayla fazla yakından ilgiliydi. Aileler güğünğn erken olması konusunda zor da olsa anlaşmıştı ve birkaç gündür hazırlık yapmaya başlamışlardı. Gerçi annem ve Savaşın annesi dışında kimse birşey yapmıyordu da neyse. En çok Esma teyze ilgiliydi. O kadar ilgiliydi ki şuan onların evinin büyük salonunda her yer gelinlik provası için getirilmiş gelinliklerle doluydu. Mağazayı buraya taşımıştı resmen! Mağazanın çalışanlarını da... Sabahtan beri denediğim 5. Gelinlik falandı sanırım. Ama hiçbiri benim seveceğim birşeye benzemiyordu. Esma teyze son moda ve aynı zamanda manyak pahalı şeyler getirtmişti. Bense sade ama asil birşey istiyordum. Disco topuna dönmeye gerek yoktu bence..

Kapı açıldığında yine çalışanlar yeni modeller getirmiştir falan diye umursamadım. Ama Esma teyze telaşla "Savaş!? Senin ne işin var burda?" diye sorduğunda kapıya döndüm.
"Anne benim anahtarları bulamıyoru.."
Ben şaşkınca kapıya bakarken, Savaşın beni gördüğündeki şaşkınlığı kesinlikle benimkinden daha büyüktü. Sözü yarım kaldı. Bende kendimi gelinlikle  birdenbire görsem böyle kalırdım herhalde. Ama onunki daha farklıydı sanki.

Açık kalmış ağzına bir de havalanan kaşları eklendi. Usulca dudaklarını öne itti. Islık çalmak üzere gidiydi ama sesi çıkmıyordu. Beni baştan aşağı süzdü.

Bense sinirle kaşlarımı çattım. "Savaş senin burda olmaman lazım!"
Hiç beni duyuyormuş gibi değildi. Kımıldamadı bile. Öylece izlemeye devam etti. Sanki nefes bile almıyormuş gibi hareketsizdi.

"Oğlum duymuyor musun? Düğünden önce gelini böyle göremezsin! Çık dışarı!"

Savaşın annesini de duyduğunu sanıyordum. Esma teyze Savaşın karşısına dikilip elleriyle dikkatini çekmeye çalışınca Savaş birkaç defa gözlerini kırpıştırdı.
"Ay kitlendi çocuk..." diye mırıldanan annesine döndü. Yüzü öyle bir şaşkınlık ve masumluk içindeydi ki bir an öpesim geldi. Zaten sürekli öpesim geliyordu da neyse şimdi...

"Oğlum duymuyor musun sen beni!? Ben sana bugün eve gelme demedim mi?"

"Dedin.." diye mırıldandı sarhoş gibi.
"Senin ne işin var burda peki?"

Esma teyze Savaşın uyuşukluğuna sinirlenmeye başlamış gibiydi. Gerçi ben de sinirleniyordum artık. Beni düğünden önce gelinlikle gördüğü yetmezmiş gibi birde sarhoş gibi uyşuk uyuşuk bakıyordu.

"Şeyi soracaktım.." derken bakışları yine beni bulunca yine sustu. Sabır dileyerek ellerimi belime koydum. Ona el sallayıp "Sen İyi misin ?" diye sordum.

Kaşlarını kaldırıp dilini şaklattı. Gözlerimi devirirken istemsizce güldüm. Esma teyze Savaşın yanaklarını tutup kendine çevirdi. Küçük bir çocuk gibiydi şuan. Esma teyzenin sinirlenmeye başladığını farketmiş olacak ki kaşlarını çattı ve silkelendi.

"Oğlum çabuk söyle söyleceyeceğini de çık, uğursuzluk getireceksin."

Savaş odanın içine bakınmaya başladı. "Anne ne zamandan beri evimiz gelinlik evine döndü?" dedi hala şaşkın sesiyle.

MAFYANIN KIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin