24

14.9K 896 73
                                    


İnsanların beni yargılamasından nefret ediyordum. Verdiğim kararların sorgulanmasından, edindiğim sonuçların yadırganmasından gerçekten nefret ediyordum.


Yaptığım ya da yapacağım her hareket, konuştuğum ya da konuşacağım her kelime, gördüğüm ya da göreceğim her nesne benim vücudum ile olacaktı. Kimseye ait olmayan benim vücudum ile.


Arman'a aşık olmam da benim vücudum ile olmuştu, kan pompalayan kalbim onun için daha hızlı çarpmıştı ve ona aşık olmuştum. Bilim adamları bile hala aşkı açıklayamazken Burak'ın açıklamaya çalışmasını da anlamıyordum.


Arman için sadece hoşlanma beslediğimi, aşık olmayıp ondan etkilendiğimden bahsedip durmasını artık umursamıyordum. İlk başlarda yani Arman gitmeden önce, daha farklı davranıyordu. 


Ne oldu, ne değişti ya da neden böyle olduğunu sorgulamak yerine artık sadece onu böyle kabul etmeye başlayalı bir kaç dakika olmuştu. Bize gelip sinirle odama dalıp bir aydır konuşmuyoruz konulu azarlamasından hemen sonraa.


Şimdi karşımda, çalışma masasının üzerinde elleri siyah, cepli sweatshirt kazağının içinde yarı geçmiş siniriyle duruyordu. Asıl sinirlenmesi gereken ben değil miydim?


"Neden ondan vazgeçemiyorsun?" ses tonu oldukça sakin olsa bile gözlerinden sinir akıyordu. Burak gerçekten değişmişti, eski neşe saçan çocuk yerine sinir bozucu bir mahlukat vardı.


"Çünkü onu seviyorum, ve sanırım sevgili gibiyiz." Yani dün beni öptükten sonra sevgilim olur musun diyip sonra hiç birşey olmamış gibi davranmasına rağmen, evet sevgiliydik ve o bana sormuştu.


"Anlamıyor musun Adelya, Arman her şeyin farkında..." lafını tamamlamayamadan, durup dediğinin yanlış olduğunu belli edercesine dudaklarını ısırıp kendini susturdu.


"Burak neden bahsediyorsun." sesim temkinli ve korkulu çıkmıştı. Arman'ın her şeyi bilmesini istemiyordum. Benim anlatmam doğru olurdu.


Bana bakmadan "Bilmiyorum, emin değilim ama galiba Arman seni hatırlıyor. Belki intikam almak için yanında belki de, seni hala sevdiğinden. Bilemiyorum." son cümlesinde bağırmaya yakın tonda söyleyerek odadan çıktı.


"Burak buraya gel." diye bağırarak arkasından gitsem bile arkasında motor varmış gibi dış bir saniye sonra dış kapının kapanma sesi gelmişti. Gerçekten Arman biliyor olabilir miydi?


Adımın zor bulunan bir ad olduğunu biliyordum ama Arman'in beni hatırlamama ihtimalini de sürekli aklımda tutuyordum. Yine de anlamıyordum işte, davranış şeklinde farklı bir şey yoktu. Hala eski Arman'ın orada olduğu her şekilde anlaşılıyordu.


Merdivenlerin başında beklerken annem mutfak kapısından çıkıp "Burak mıydı giden?" diye sordu. Evde sanki başka biri vardı, o gidecekti. Kafa sallayarak merdivenlerden inip montumu üzerime geçirdim.


"Sende mi gidiyorsun? Hani bugün evdeydin." Derin bir nefes alarak anneme döndüm. "Arman'a gidiyorum. Belki hatırlarsın." Annemin anında bakışları değişerek "Git tabi." dedi.

Arkadaşım Olur Musun?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin