Kuzey, telefonun diğer ucundaki uzatmalı sevgilisi Begüm ile konuşurken, kendisini rahatsız hissediyordu. Son günlerde aklındaki karmaşıklığı düşünmek istememesine rağmen düşündüğü yetmiyormuş gibi bir de kasıklarındaki inanılmaz sızı ile uğraşıyordu. Düzenli bir seks hayatı vardı ama o lanet kızılı gördüğünden beri ergenmiş gibi davranan erkekliğine anlam veremiyordu.
' ----da olur dedim sana sormadan, ne dersin? '
' Neye ne derim? ' diyerek konuya odaklanan Kuzey'e Begüm ' Kızlar, seninle tanışmak istiyor bende hafta sonuna ayarladım sana sormadan ' diye tekrarladı.
Kuzey, bu konuda netti ama tekrar net olması gerektiğinin farkında olarak ' Bu konu hakkındaki kararımı söylemiştim Begüm. Arkadaşlarınla tanışmama gerek yok ' dediğinde Begümün tatlı çıkan sesi kulaklarına doldu.
Sesi vaat veriyordu.
' Ama aşkım, hemen hayır dememelisin. Bence işten sonra bana gel ve öyle kararını ver, belki hayır cevabında bir değişikliğe neden olabilirim '
Kuzey, açık davete olumlu baktığından ' Gelirim ' diye mırıldandı.
Begüm ' O zaman her zamankinden almayı unutma '
Kuzey ' Alırım ' derken kadının neden bahsettiğini biliyordu.
' O zaman akşam görüşürüz '
' Görüşürüz '
Kapattığı telefon ile oturduğu kaldırım taşında biraz daha yayılan Kuzey, bu gece için meraklanmıştı çünkü kasıklarındaki sızının geçip, geçmeyeceğini merak ediyordu.
Gerçi cevabı biliyordu ama itiraf etmekte zorlanıyordu.
Karargahın o kendine has kokusunu içine çeken Kuzey'in aklı, meşguliyetini koruyordu. İçine, derin derin çektiği hava bile kar etmiyordu. Garip hissediyordu. İçinde oluşmaya başlayan sıkıntı, bir el gibi boynuna dolanmıştı.
Gece güzel olacaktı
Ama
Bugün iyi şeyler olmayacaktı.
Hissediyordu.
Rütbe töreni bugün gerçekleşecekti.
Sıkıntıyla yüzünü buruşturan Kuzey, teklifsizce yanına oturan adama kaşları çatık bir şekilde döndü ama bir şey söylemedi. Üzerindeki tören üniformasına bakılırsa, o da törene tabi olanlardan biriydi.
Sessizliğini koruyarak oturmaya devam ederken ' Bu bünyeye bir çatık kaşlı yeter be komutanım ' diye söylenen askere ' Kimsin? ' diye sordu.
Sesi buz gibiydi.
' Akif '
' Kuzey '
' Bu kadar mı? '
Kuzey, tek kaşını kaldırıp ' Yeterli ' dediğinde Akif piç bir şekilde sırıtıp ' Ben zorum diyorsun yani? Bu bünye Yüzbaşıyı kaldırıyor, seni de araya sıkıştırırım merak buyurma komutanım ' diye karşılık verdi.
' Komutanın olduğumu bilmene rağmen böyle konuşuyorsan; ya özürlüsündür ya da - '
' PİÇ ' diyen sert sese doğru bakışlarını çeviren Kuzey, gelen yüzbaşı ile ayağa kalkarak selamını verdi.
Yüzbaşı ' Gerek yok, sende Yüzbaşısın ' dediğine Kuzey, bunu adamının nasıl öğrendiğini kısa bir süre düşündü ve cevabı buldu.
Yüzbaşı Beyzade.
' Yüzbaşı Ali Beyzade ' diyerek elini uzatan Yüzbaşının elini tutarak ' Üsteğmen Kuzey Şanlı ' diyerek karşılık verdi.
