19

880 80 35
                                    

Yüz kisiden besi oy veriyo biri yorum yapıyo🤝 okumadan bi oy verin de gecin yav. Ayrıca ben ne dusundugunuzu merak ediyorum ama hayalet okuyucudan gecilmiyo burası masallah

Uzun parmaklarına bakarken iç geçirip ayağımla yeri eşeledim. Bu durakta ilk kez yan yana durmuyorduk, gözlerinin yoldan geçen arabalarda olduğunu bakmasam da biliyordum. Aceleci tavrından otobüs beklerken bile sıyrılamıyordu.

Geçtiğimiz iki haftayı yok saymak istiyorsa öyle yapacaktım, sanki hiç ortadan kaybolmamış gibi yanında durup gülümseyecektim yine. Belki de bu korkuyla baş etmeyi öğrenmem gerekiyordu. En azından nereye gideceğini biliyordum, aynı otobüse binip aynı mekanda inecektik. Masaların arasında koştururken izleyecektim onu, bu elimdekiyle yetinmekten çok daha fazlasıydı.

"Patron zor ikna oldu seni tekrar çalıştırmaya." Aramızdaki sessizliği doldurmak için söylediğim cümle işe yaradığında gözlerini yoldan ayırıp bana baktı. Soğuktan kızaran yüzüne bakarken montumun uçlarını kavradım, konuştuğunda ağzından çıkan buhar yüzüme çarptı.

"Yine batırma diyorsun yani." Dudaklarındaki gülümseme gözlerine ulaşmıyordu. Başımı sallarken ilk kez dürüst olmak istedim, belki de gerçeği saydam bir duvarın arkasına ötelemek yerine dile getirmek daha iyiydi.

"Evet. Bir daha ortadan kaybolma."

Yüzündeki şaşırmış ifadeye bakarken gülmeden edemedim. Sürekli alttan alan taraf olmama alışıktı, ben görmeden bile görmüştü belki de. Yanımda kalsın diye yapmayacağım öyle az şey vardı ki.

"Belki sen bulacağın için kaybolmak hoşuma gidiyordur."

Aramızdaki mesafeye rağmen uzanıp koluna vurdum. Söylediklerine taşıdıklarından başka bir anlam yüklememeyi çok önce öğrenmiştim.

"Ben seni bulmadım. Sen bana geldin."

Bana bakmadan gülümsediğinde fark etmeyeceğini bilerek kıvrılmış dudaklarına baktım. Daha sık gülmeliydi, daha sık böyle görünmeliydi. Daha az nasıl mutlu olacağını bilmeyen o çocuk olmalıydı.

"Doğru."

Gelen otobüse binmemi bekleyip yanımdaki boş koltuğa yerleştiğinde buğulanmış camı kolumun tersiyle sildim. Dışarıyı izlerken yüzü ifadesizdi, bir gece önce gördüğüm telaşlı ve korkmuş hali bir başkasıydı sanki.

İneceğimiz durağa geldiğimizde önce davranan o oldu. Peşinden otobüsten indiğimde boş kaldırımı geçip mekana girdi. "Gel, önlük vereyim."

Çalışanların üstünü değiştirmek için kullandığı küçük odaya girdiğimde peşimden geldi. Eski dolaptaki önlüklerden birini alıp ona uzattığımda montunu çıkardı. "Giyinince gidip patronu görürsün. Ben tezgahtayım."

Yüzündeki gülümsemeyi silmeye uğraşmadan bana bakarken üstündeki kazağı başından sıyırıp siyah tişörtü giydi.

"Ne oldu? Neden gülüyorsun?"

Boş dolaplardan birine çıkardığı kıyafetleri sıkıştırırken onu izledim.

"Gerginsin."

Onu taklit edip üzerimi değiştirirken "Gergin falan değilim." diye soludum.

ZAAF | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin