Taehyung sadece hayallerini gerçek kılmaya çalışırken jennie'le karşılaşması işleri karmaşık hale getirdi.
Onlar zamanlarının kendilerine getirdikleriyle baş etmeye çalışıyorlardı.
Sanatla ise hem birbirlerini hemde tutkularını bulmuşlardı.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Tercih yapmak her zaman en zoru, olmuştur ve işin içinde aşkta varsa."
-Jennie
Acaba nasıl öğrenmişlerdi daha sahne almaya başlamamıştık, zaten bana bahane araken tam üstüne gelmişti galiba yine vazgeçmek zorunda kalacaktım.
Hayatım sevdiğim şeylerden vazgeçerek sürecek, en sevdiğimden ayrılamdığımdan.
Aşk böyleydi acı verici bir tutkuydu, bu duruma alışmalıyım.
Taehyung konuşmuştuk benim için ailesiyle anlaşmaya çalışacağını söylemişti ama biliyordum, tartışma çıkacaktı bunu istemiyordum.
Müzikali ve oyunculuktan bırakacağım dediğimde, karşı çıksa da ikimizde biliyorduk hep engel olacaklarını.
Bugün Mark'la konuşmaya gidiyordum belki de sahneye bir daha çıkmayacağım, bir parçam gidiyor gibiydi oyunculuk benim için işten çok yaşamımdı vücudumun parçasıydı.
Binadan çıkarken içimde hüzünle doluydu, arkamda bir el beni durdu arkama baktığımda Sehun gördüm.
Öylece bakıyordum bana neden geldiğim sorunca ona söyledim.
-S:Neden böyle yapıyorsun Jennie ondan ayrılman gerekirdi,ne kadar daha bir şeylerden vazgeçmeye devam edeceksin.
-J:Sen ne zaman hayatıma karışmaya bırakacaksın.
-S:Taehyung ailesine ben söyledim, belki aklın başına gelir diye düşünüyordum.
-J:Sehun ben onunla mutluyum anlasana, herşeyi bırakacak kadar kör oldum ama sen beni daha perişan hale getiriyorsun.
Oradan hızlıca uzaklaştım zaten yeterince mutsuzdum, ama o hala benimle uğraşıyordu.
Eve gelince Lisa'nın yanına gittim hızlıca, o benim kardeşim gibiydi hep beni destekliyordu.
Bana Jisoo hatırlatıyordu onunda çok özlemiştim hiç haber alamıştık ikisinden, acaba Namjoon'la evlenmişler mıydı.
Koltukta oturmuş kitap okuyordum, kapı açıldı Taehyung gelmişti mutlu gözüküyordu.
-T: Biliyorum bu aralar fazlaca üzgünsün yeni bir başlangıç için, biraz tatile gitsek iyi olur diye düşündüm.
"Bu başlangıç iyiye olmayacaktı, bundan haberleri yoktu."
Lisa ve Jungkook, bizle geliyordu bu beni daha çok mutlu yapıyordu.
Bu aralar iyi gibiydi en çok onların ihtiyacı vardı.
Busana doğru yola çıktık arabada dördümüz vardı herkes sesizdi, bende radyonun sesini açtım yumuşak bir melodi çalıyordu.
" Sana sahip tek kişi olmak istiyorum,
Kaybolursun diye çok dikkatliyim,
Seni mücevher gibi değerlendiren benim,
Sana takılı kaldım yanındayım."
Elimi Taehyung elinin üzerine koydum, gözlerimi kapattım kendimi anın tadını çıkardım.
Ona her baktığımda tekrar tekrar aşık oluyordum, nasıl oluyordu mu?
Benim olsun istiyordum sadece benim, çok fazla bencil oluyordum gün geçtikçe.
Sahile yakın bir ahşap eve gelmiştik, huzur verici bir yerdi.
Odaya çıkarken etrafa bakıyordum, ev bana Amerika'yı hatırlatıyordu Miami evlerine benziyordu pastel renkler hakimdi.
Keşke hep burda kalsak diye geçirdim içimden.
Lisa'la mutfakta akşama yemeği hazırlıyorduk, Tayland mutfağın yemekler yapıyordu bu konuda yetenekli gibiydi.
Bahçede gün batımı eşliğinde, yemeklerimiz yiyorduk Lisa ve Jungkook baktığımda mesafeli gibiydiler, en azından birbirlerini kırıcı davranmıyorladı.
Taehyung içerden fotoğraf makinesiyle geldi, bu zamanları hatırlamak istediğini söyledi.
Son kalan güneş ışıkları da fotoğraf çekildik, bu ülkede en mutlu olduğum zamanlardı.
İçerde telefon çalıyordu Taehyung bakmaya gitmişti.
Geri geldiğinde şaşkın gözüküyordu.
- "Jisoo Kore'ye gelmiş, Namjoon'dan ayrılmış."
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
