true face of love - Taennie

3

beni ay'a uçur

yıldızların arasında çalmama izin ver

baharın, jupiter ve mars üzerinde neye benzediğine bakayım

başka bir deyişle, elimi tut.

- Fly me to the moon-

- Jennie

Sabah kalktığım da kendimi çok yorgun hissediyordum, bugün koreli bir yapımcıyla görüşmem vardı o yüzden hazırlanmaya başladım beyaz kabarık etek ve siyah sıfır kol bir bluz giyinmiştim.

Buluşma için bir restaurant gittim masaya yaklaştığımda yapımcının yanında Sehun da vardı bu çocuğu hiç sevmezdim çok samimi davranıyordu, ama iyi davranmak zorunda kalıyordum bu sektörde ayakta kalmak istiyorsam.

Masaya oturunca selamlaştık ve yapımcının oğlu olduğunu öğrenince, dahası bu filmde rol alacağını duyunca üzüldüm yalanda,gülümsemekten bıkmıştım zaten ama yapacak bir şey yoktu.

Ben lavabo için kalktığımda arkamdan geldiğini hissetmiştim lavabonun kapısını gelince beni sıkıştırdı.

-S:Beni gördüğüne mutlu musun ?

" Bana yapmacık bir şekilde gülüyordu yüzü tokat atmak istiyordum kendimi, zor tutuyordum."

-J:Ne demezsin çok mutluyum ne istiyorsun benden.

-S:Daha ne kadar beni reddedeceksin peki.

-J:Bir süre vermem zor sonsuza kadar olabilir ama.

Sonra ondan sıyrıldım ve masaya doğru tekrar yürümeye başladım arkamdan;

 -S:Kaç benden daha ne kadar kaçabileceksin acaba.

Yapımcıyla vedalaşıp restaurant' dan çıktım.

Hava kararmıştı ben caddelerdir yürüyorum hiç bir şey düşünmeden sokak lambaları yanınca, cadde ışıl ışıl oldu aklımda taehyung geldi dün o kadar parıltının içinde sadece aklımda o kalmıştı diğerleri gibi  kendi yıldızını,seçememişti sanki bunu hep sahip gibiydi.

- Taehyung

Bugün okulda dersim vardı, bittince daireme doğru yürüyordum bir anda bankta oturan Jennie' yi fark ettim iyi gözükmüyordu gidip gitmemek arasında kaldım ama aklıma dün ona kaba davrandığım geldi bu, iyi bir fırsattı çünkü  kendimi kötü hissediyordum.

Banka yanına oturdum ve selam verdim, buruk bir şekilde gülümsedi.

-T:Jennie seni  eve bırakmamı istermisin ? iyi gözükmüyorsun anlatabilirsin.

-J:teşekkür ederim aslında iyi olur pek iyi bir gün geçirmiyorumda.

Onu arabama götürmeye başladım o daha anlamdan ben açıklamaya başladın benle arabalı sinemaya gitmeye varmısın hem kafan dağılmış olur.

Bana kafasıyla onay vermesi dışında tepki vermedi ne yola çıktık arabalı sinemaya varana kadar konuşmadık.

Film başlamadan önce bana bakamaya başladı bende ona döndüm ve yüzünde, çok güzel bir tebessüm vardı sanki o an sonsuzluk gibiydi hep orada kalmak isterdim.

Bana bir şey demeden çok şey anlatıyor gibiydi.

İzlemeye başladık filmi ama benim daha çok ona bakasım vardı, her zerresini bilmek istiyordum aslında birbirimiz tanımıyorduk ama ben onu, yüzyıllardır tanıyordum sanki.

Eve dönüyorduk artık daha çok konuşmalıyız gibi geldi ve başlamam gerektiğini düşündüm.

Önce birbirimizi tanıtsak daha iyi olur dedim o da bana anlatmaya başladı, Kore' de doğmuş ama küçük yaşata ailesiyle Amerika' ya taşımışlar oyunculuk onun tutkusu olduğunu söyledi.

Bende kendimden, biraz ailemden ve resim ve sanata olan hayranlığımdan bahsettim. Bir şey farkına vardım onun yanda daha çok ben gibi davranıyordum.

Biz birimiz için değildik dünyalarımız hayallerimiz farklıydı ben ileride bir gün Kore' ye dönmek zorundaydı o ise burada bir kariyer hayali vardı ama ben yinede denemek istiyordum sonunda ikimizde kalbi kırılacaktı.

"Bu yaşadığımız aşk mıydı ? yoksa ömrümüz boyunca aradığımız o eksiklikmiydik ? "