t w o

5.9K 713 549
                                    

HAYALET OKUYUCULAR BİR YILDIZA BASMAK O KADAR ZOR DEĞİL BE

Müşterilerin gitmesiyle Rosie ve bende günü sonlandırmıştık. Otobüs durağına kadar birlikte yürüdük ve otobüs gelince binip yanyana yerimizi aldık.

Aklım hâlâ Rosie'nin sabah bana anlattıklarındaydı. Bir insanın çıplak bir şekilde durup ressamın onun resmini çizmesine izin vermesi sanata nasıl ait olabilirdi?

Ya da benim sanat anlayışım farklıydı. Benim açımdan sanat daha naif, daha duygusal ve ruha dokunan bir şeydi.

Rosie'ye döndüm. "Bana sabah anlattığın şeyi daha detaylı anlatır mısın?"

Dünden hazırmış gibi merakla anlatmaya başladı. "Şu üniversiteden bazı kızlar var. Jungkook'a hayranlar hatta bazıları saplantılı bile desek doğru olur. Jungkook'un mesleğini bahane edip sürekli onun evine gidiyorlar. Resimlerini yapmalarını istiyorlar, Jungkook da yapıyor."

"Ciddi ciddi çıplak kalıyorlar yani?"

"Evet, onlar bizim gibi değil ki. Bazılarının utanma duygusuna sahip olduğundan şüpheliyim. Hatta bazıları utanmadan Jungkookla ilişkiye bile girdiğini söylüyor."

Sanatı kendi ihtiyaçları için kullanmak..İğrenç bir şeydi. Peki ya bazılarının bunu utanmadan herkese söylemesine ne demeli?

Yüzümü buruşturduğumu gören Rosie güldü. "Hey sakin ol. Bazı kızlarsa Jungkook'un bunu yapmadığını, mesleğini bu yönde kullanmadığını söylüyor. Yani ne derecede doğru bilemiyorum."

"İyi de neden bir kız kendisi için bu yalanı uyduracak kadar düşsün ki?"

"İnan bana bazıları bunu sanki iyi bir şeymiş gibi göstermekten çekinmiyor."

Susmayı tercih ettim ama Jungkook denilen çocuğu hiç gözüm tutmamıştı.

Aman banane ki? Bir daha göreceğimi zannetmiyorum zaten.

***

Gözlerimi açtığımda dün gece gördüğüm rüyanın etkisinden çıkamıyordum.

Rüyamda kendi ayaklarımla Jungkook'un evine gittiğimi ve benim resmimi çekmesini istediğimi söylüyordum. Ve cevabını bile beklemeden soyunmaya başlıyordum.

Pardon, kabusumda.

Artık dün gece duyduklarım nasıl beynime işlemişse gece boyu hiç olmayacak şeyler görüp durmuştum.

Ayılmam için lavaboya gittim ve musluğu açıp yüzümü yıkadım. Sakin olmalıydım, dün duyduğum bir kaç şeyin beni bu kadar etkilemesine izin vermemeliydim.

Ayılınca üzerimi giyindim ve bir kaç şey atıştırıp evden ayrılıp yola koyuldum. Kafeye gelmemle kapının yanında bir biriyle konuşan Rosie ve civcivgillerden olan şu çocuğun durduğunu gördüm.

Kaşlarımı çatmış ve her ikisine bakıyordum. Rosie bana sorun yok dercesine kafa salladığında daha fazla onları izlemeyi bırakıp içeri geçtim ve işe koyuldum.

Rosie yanıma gelir-gelmez elimdekileri içeri bırakıp ona odaklandım. Çok heyecanlı gözüküyordu. Öyle ki, elleri bile titriyordu.

"Kızım noldu sana? Ne dedi o civciv böyle heyecanlısın?"

"Lisa sakin ol ama sana söyleyeceğim şey yüzünden şey yapma lütfen."

"Kızım bir şey anlamıyorum! Hayatımda ilk defa gördüğüm şu civciv sana benim hakkımda ne dedi de bu haldesin? Yoksa çıkma teklifi mi etti kız sana," Gülüp hafifce koluna vurdum. "Nişanlım olabilirsin ama beni aldatmana izin veriyorum hadi yine iyisin."

Evet Rosie ile kendi aramızda şakadan nişanlanmıştık hatta çift yüzüğümüz bile vardı. Çakma ama bazen takıyorduk işte.

"Y-yok öyle değil." Kekelemesiyle kaşlarımı çattım.

"Senin ateşin mi var ne oluyor kızım?" Elimi alnına çıkardım. "Ay yok normal her şey-"

"Jeon Jungkook seni istiyor, onun gelecek eseri olmanı istiyor!"

***

Kitap hakkında görüşleriniz? Beğeniyor musunuz?

Oy ve yorumu yüksek tutalım ki bölümler hızla gelsin :)

rare // liskookWhere stories live. Discover now