Bölüm 17: Hazan'ın Hikayesi

7.3K 377 58
                                    

UZUUUNNN UPUZUUUNNNN BİR BÖLÜM GELDİ PONÇİRİİİKLLLEEERRRR !!!

İYİ OKUMALAR :))))

Aradan geçen üç günde Hazan kafasını toplamış, Muzaffer'le ne yapabileceği hakkında konuşmuşlardı. Ameliyata yetişmek için bir yandan Muzaffer'e direktifler verirken bir yandan adamı göreceği için heyecanla kavrulan yüreğini susturmaya çalışıyordu. "Lan kızıl kafa, bir sus gözünü seveyim !" Muzaffer'in isyankar sesini duyduğunda tek yaptığı gözlerini devirmek oldu. Üç günde Ali Asaf'ı görmediği her gün özleminden kavrulmuştu. Nasıl olmuştu da böyle büyük bir aşkın içine düşmüştü ? Yıllardır kimseye aralamadığı, aralayamadığı kalbinin kapılarını Ali Asaf yıkmıştı. Aralamasına izin bile vermeden parçalamıştı bütün kapalı kapılarını.

"Geldik, kızıl !" Muzaffer'in sesini duyduğunda minnetle dostuna gülümsedi. Kısa bir sarılmanın ardından birkaç veda cümlesinden sonra arabadan indiğinde karşısında Ali Asaf'ı görmeyi beklemiyordu. Sabah sabah da bu kadar yakışıklı olunmaz be adam, bizdeki de kalp yani! iç sesinin haklılığına alkış tutmak istese de kendini tuttu. "Günaydın Hayal hocam !" adamın coşkulu sesi birazda sinirli diye ekleyen iç sesini duymazlıktan gelmeye karar vererek aldığı kararlar doğrultusunda o da aynı coşkuyla adama karşılık verdi. "Günaydın Asaf hocam !" kendisine gülümseyip arabanın içine baktığında kaşları çatılan adamla ne yapacağını bilemedi. Muzaffer'in arabadan indiğini gördüğünde kafasını kaldırıma sürtmek istedi. Muzo patavatsızlık yapmasa bari ! endişeyle ikisine bakarken onlar sessiz bir savaştaymış gibi bakışlarla anlaşıyorlardı. "Size de günaydın Asaf bey !"

"Ali !" anlamamış gibi yüzüne bakan adama gözlerini devirdi. "Ali yada Ali Asaf...Asaf sadece Hazan'a özel !" derken Hazan'a ne yaptığını bilmiyordu Ali Asaf, şayet bilse kızın kalp sağlığı açısından böyle lafları asla söylemezdi. Muzaffer alttan alttan sırıtırken konuşacağı sırada araya giren ses konuşmasına engel olmuştu. "Ali abi !" cıvıltılı bir kız sesi duyduklarında kafaları hastanenin girişinden onlara seslenen kıza döndüğünde hepsinin yüzünde şaşkınlık vardı. "Derya !" Ali Asaf kızın adını seslendiğinde Derya hızla öz abisi gibi gördüğü adamın yanına koşmuştu. Ali Asaf onu gördüğü için şaşkındı ama Hazan ve Muzaffer'in şaşkın olmasının sebebi bu değildi. Karşılarındaki kızın saçları mordu, kaşında ve burnunda piercingler vardı, uzun boyu mankenlere taş çıkartacak fiziği yanında cabasıydı. Derya, Ali Asaf'ın amcasının kızıydı. Demir ailesindeki en küçük kızdı. Bu sebeple biraz şımarıktı. 25 yaşında olmasına rağmen bu yaşına kadar okulu zor bitirmişti. Bitirememesinin sebebi de notları değil hocalara karşı takındığı asi tavırdı. Amcası en son isyan bayraklarını çekmişti de biraz durulup okulunu bitirmişti.

Ali Asaf boynuna atlayan kızla özlemle iç geçirdi. Derya onun için çok başkaydı, olmayan kardeşi gibiydi. Ailede en iyi anlaştığı kişi oydu. Diğerleri biraz daha...Kasıntı tiplerdi. "Nereden çıktın sen ?"

"Aa...Abicim sahalara dönmüş ben nasıl gelmem !" abartılı bir tavırla kafasını sağa sola sallarken Hazan'ı gördü ve gözleri irileşti. O da Hazan'ın güzelliği karşısında çarpılanlardan yalnızca biriydi. "Oha ! O saçlar orijinal mi ?" kuzeninin patavatsızlığına göz devirmek istese de Hazan'ın sırıttığını gördüğünde içi yine hayranlıkla doldu. Bu kadar güzel gülmemeliydi bir insan. "Yüzde yüz doğal tatlım !" Hazan da Derya kadar coşkulu yanıt verdiğinde Derya kahkahalarla gülerek kıza sarıldı. Hazan kısa bir an şaşkınlık yaşasa da oda kollarını karşısındaki uçarı kıza doladı. "Derya ben ! Tanıştığıma çok memnun oldum kızıl !"

HAZAN VAKTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin