17. bölüm : Gerçekleri anlatıyorum...

1.1K 908 503
                                    


Selam güzel kızlarım ve yakışıklı beylerim

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Beni çok mutlu ediyorsunuz. Sizleri çok seviyorum. 3<

Hepiniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen...

Keyifli okumalar canımlar...

* * *

* * *

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

17. Bölüm : "Gerçekleri anlatıyorum..."
"Bu aileyi bırakmaya hiç niyetim yok..."

Burak artık beni geri çekip.

"Toparlan artık. Bunlar için kendini üzme hele ki bu yavşak için asla üzme! " Onur'a baktığım da yerde öylece yatıyordu. Endişeyle,

"Burak. Onur yerde hareket etmeden öylece yatıyor. Bir şey olmuş olmasın. " birden Onur haraket ederek.

"Merak etme güzelim. Bana hiç bir şey olamaz. " iğrenç şekilde sırıtıyordu. Suratına baktıkça midem bulanıyordu.

Burak, "Ben seni bu sefer öldürücem oğlum. " Burak Onur'a yumruk atarken ben öylece bakıyordum. Burak sinirlendiğinde böyle herkesi

Dövüyor mu? Biraz ürkmedim değildi ama Onur bu dayağı çoktan haketmişti.

Mete, "Burak bırak, Asya buradayken yapma. "Dediği anda birden vurmayı bırakıp yavaş haraketle ile bana döndü. Ben ise Onur'un yanına gidip.

"Öncelikle merak etmiyorum. Ölsen de umrum da değil! Yeter ki Burak, Mete, Emir, Deniz ve Oğuz'un eli kana bulanmasın. Senin yüzünden

başlarına bir şey gelmesin. Tek isteğim bu..."

Onur dediklerin karşısın da sessiz kalmayı seçti.

Yaklaşık 5 dakika boyunca öylece etrafa baktık. Daha sonra ise Burak yanıma yaklaşıp.

"Ben seni yurda bırakayım en iyisi." dedi.

"Tamam. " diyerek arabaya doğru yürümeye başladık. Burak ile arabaya binip yurda doğru ilerlerken ben ona soru sordum.

"Sen bana artık küs değil misin?"

"Hayır, ama üzülmedim değil. Bana değil de ona inandın sonuçta. "

"Çok pişmanım Burak. Lütfen sen üzülme üzülmesi gereken kişi asıl benim. " Onur dan çok kendime kızıyordum böyle bir yalanı nasıl

yutmuştum?

"Tamam artık pişmanım diyip durma herşey geçti bitti bu konuyu açmayalım artık. " yine merakıma yenik düşüp bir soru daha sordum.

"Bu arada Onur'a ne yapacaksın? Senin evinde kaldı. "

"Sen ona kafa takma. Oğuzlar onun icabına bakarlar. Ve işde yurda da geldik. "

"Tamam. Yarın görüşürüz o zaman, iyi geceler. "

"İyi geceler." arabadan inip yurda girdikten sonra odama girdiğimde Beren ile karşılaştım. Ayakta ve gözleri kapalıydı.

Bas baya ayakda uyuyordu. Beren'in yanına yaklaşıp.

"Beren inanmıyorum ayakda mı uyuyorsun? Hadi yerine yat. "

"Sen bana bir şey söyleyecektin. Akşam söylerim demiştin. Bu yüzden ayakdaydım. " ben bunu tamamen unutmuştum.

Ailem ile alakalı bütün gerçekleri anlatmanın zamanı gelmişti sanırım. Artık Beren'e güveniyordum. Bu sefer de demezsem hiç

Diyemeyebilirdim. Bu yüzden anlatmam lazımdı.

"O konu. Tamam anlatıcam ama lütfen sakin ol. Ve beni dinle, tamam mı? "

"Tamam. "

"Ben sana başta annem ve babam öldü demiştim ya. Aslında ölmediler. Ben sana yalan söyledim... " Sözümü yarıda kesip.

"Ne? Neden yalan söyledin ki? "

"Bitirmeme izin ver lütfen. Ben aslın da 17 yıl boyunca hiç dışarıya çıkmadım. Annem ve babam beni denek olarak kullanıyorlardı. Ve beni hiç

Bir zaman sevmediler. Ben de kaçmaya karar verdim. Ormanların arasında fabrika gibi yerden kaçmayı başardım. Ama açlıkdan bayılarak

hastaneye geldim. Ve senin ile orada

Tanışmıştık. Aslında telefonu, makyajı bilemememin nedeni de bu. Sana doğruları söyleyemedim. Çünkü, kimseye güvenemiyordum. Ve hala da

Güvenemiyorum. Bu kadar uzun bir süre söylememin sebebi de bu. " Beren şaşkınlıkla bana bakarak.

"Sen ciddi misin? Şaka felan yapmıyorsun değil mi? "

"Şaka yapmıyorum. Ciddiyim. "

"Böyle bir şey nasıl olur? Ailenin böyle bir şey yapmaya hakları yok! Bu kurallara aykırı. Senin burada durduğun kabahat çabuk kalk polis'e

Gidiyoruz. Ailene cezası neyse verirler. Resmen hayatını heba etmişler. Hangi anne baba yapar bunu? Hadi kalk polise gidiyoruz. "

"Hayır gidemeyiz. "

"Neden gidemeyiz? Asya eğer onları korumak için diyorsan yapma. Cezasını çeksinler senin koskoca 17 yılın heba olmuş. Bırak da cezasını

çeksinler. "

"Anlamıyorsun beni Beren. 17 yıl sonra elime bir fırsat geçmiş ve ben bu fırsatımı hiç bir şey söylemeden ve hayatıma beyaz bir sayfa açarak

Devam etmek istiyorum. Kaç kere buraya gelirler diye korktum biliyor musun? Ben hastanedeyken hemşire'nin ' hastanın ailesi geldi. ' dediğin

de,

Annem ve babamın geldiğini sandım. Hayatımın bittiğini ve o dört duvarlı odaya geri döneceğimi sanmıştım. O anki duygu ne demek biliyor

musun? Ben artık ailmeden vazgeçtim. Sizi ailem olarak gördüm ve polise gidip o evi tarif etmek. Annemin ve babamın yüzünü görmek

İstemiyorum... Çok korkuyorum Beren annem ve babam bir gün beni götürecekler düşüncesini düşündükçe çok korkuyorum. Bu hayatıma

Alıştım sizlere Burak'a oğuzun saçma saçma konuşmasına çok alıştım. Bu yeni kurduğum hayattan vazgeçmek istemiyorum. Beni anlıyor

musun Beren?" göz yaşlarımın ardı arkası kesilmiyordu konuşdukça ağlayasım geliyordu. Beren bana sarılarak.

"Tamam öyle olsun bakalım. Polise gitmiyeceğiz Asya. Senin üzülmeni asla istemem ve sen benim en iyi arkadaşımsın. "

"Sende benim en iyi arkadaşımsın. Seni çok seviyorum Beren."

Beren'e sonunda bütün gerçekleri anlatmıştım. Bütün hayatımı. Annem ve babam beni sevmemiş ve bir aile olmaya bilirdik ama ben burada

gerçek arkadaşlığın, gerçek sevginin, gerçek ailenin ne demek olduğunu burada öğrenmiştim. Ben buraya geldiğimden beri hayatımı

Yaşıyordum. Burak, Beren, Oğuz, Deniz, Mete, Emir ile biz bir aileydik. Ve benim bu aileyi bırakmaya hiç niyetim yok...

✴✴✴

Umarım bölümü beğenmişsinizdir.
Ve Asya'nın son dediği ' benim bu aileyi bırakmaya hiç niyetim yok...' cümlesi beni gerçekden çok etkiledi sizi etkiledi mi?
Beren'e bu bölüm de hayatını anlattı Asya. Ve bu bölüm benim için duygusaldı Beren ile Asya sahnesi.
Bu bölüm ile alakalı görüşlerinizi bekliyorum.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutma lütfen.

Sizleri seviyorum, kendinize dikkat edin...

İlk Ve Son (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin