6. BÖLÜM : SESSİZLİK...

2.5K 1.6K 840
                                    

Selam canlarım.

Umarım 6. Bölümü beğenirsiniz.

Keyifli okumalar...

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen.⭐

                                                      6

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                                                      6. Bölüm : "Sessizlik..."

Gözlerimi araladığımda havuzun yanı başında yerde yatıyordum. Hemen doğrulup öksürerek ağzımdaki suları çıkarttım. Önüme döndüğümde

Burak'ın da ıslak olduğunu fark ettim. O mu beni kurtarmıştı? Bu çocuğa hep mi teşekkür borcum oluyordu?

"İyi misin Asya?"

" İyiyim" dediğim sırada hapşurdum ve üstüne yetmezmiş gibi üşümeye başladım. Off hastamı oluyordum ben?

"Asya, hapşuruyorsun hasta olacaksın, gel benim evime gidelim çorba yapayim."

"Senin evine mi? Senin evine hayatta gitmem ben, yurda gideceğim."

Bana doğru yaklaşarak "bir kere de zorlamasan olmaz değil mi?" diyerek beni kucağına aldı.

"Ya Burak bırak beni"

"Bırakmayacağım benim evime gidiyoruz. Beren'e haber veririz seni idare eder. " Tam dudaklarımı araladığım sırada Burak elleriyle

Dudaklarıma bastırıp "daha fazla zorlama" dedi.

"Of tamam"

Bu çocuğa karşı yenilmekten gıcık oluyordum. Sanki okulda değilmişiz gibi beni kucağına alıp götürüyordu.

Onun kaslı kolları benim çelimsiz vücudum ile buluştuğunda burnuma anlam veremediğim güzel bir koku geldi. Kokudan kendimi alarak

Etrafa bakındığımda Burak'ın arabanın yanında durduğunu fark ettim. Yok artık, Burak'ın arabası mı vardı? Lunaparktaki arbayı arkadaşının

Ya da babasının arabası olduğunu düşünmüştüm ama kendisinindi. Beni arabaya yerleştirip yola çıktık. Yol boyunca ikimiz'de Sessiz kaldık.

Burak eliyle bir tuşa bastı ve birden kadın sesi doldu arabaya, yurtta öğrendiğime göre buna şarkı diyorlardı.

'Seviyorum ama buna boyun eğmem
Aşkımı sakınırım ama gizlemem
Her hücrem seni çağırırken aşkı kaçamak
Gözlerden uzak yaşayamam...'

Nedensizce bu şarkıyı sevmiştim. Zaten hayatımda ilk defa böyle bir şey dinliyordum. Benim için bu çok tuhaftı.

Şarkı bittiği sırada araba durdu sanırım gelmiştik. Burak'ın evine geldiğimizde evin bir villa olduğunu fark ettiğim de gözlerimi fal taşı

Gibi açarak "Burak bu ev senin mi?"

"Evet"

"Neden peki devlette okuyorsun, özel okula gitmiyorsun?"

" Çünkü özel okuldakiler kendini çok bilmişler. Ama devlet okulu öyle değil çok samimi ve sıcak kanlılar."

" Anladım."

"Eve girelim mi artık?"

"Olur."

Eve girdiğimizde ev bir o kadar sade bir o kadar da gösterişliydi.

" Sen geç otur istersen ben sana Çorba yapayım." dedi Burak.

Bende "Tamam" demekle yetindim. Aradan 15 dakika geçti ve Burak elinde çorba ile geldi.

" Çorbanı ben sana içireceğim." ben bu çocuğa neden hayır diyemiyordum? Gereksiz yere heyecanlandım. Çorbanın hepsini içtikten sonra

Burak'ın elimden alıp ayağa kalkarak" Ben kaldırırım" dedim.

"Saçmalama Asya ben kaldıracağım" diyerek inat etti.

Ben de "Al ya ne kaldırma meraklısıymışsın. Bu arada ben artık kalkayim."

"Biraz daha kalsaydın?"

"Burak, abartma istersen."

"Tamam tamam ben seni bırakayım."

" Yok istemiyorum, hava alırım biraz."

"Asya abartma istersen, hastasın Ben bırakırım."

"Burak zorlama Hava alacağım diyorum. Hava da sanki Kar yağıyormuş gibi konuşuyorsun."

"Of, tamam yarın okulda görüşürüz."

" Görüşürüz." Diyerek dışarı çıktım. Burak'la son günlerde Baya samimi olmuştuk. Tabi lunaparkta Bana çıkma teklifi ettiği olayı unutmuştum

bile, herhalde Burak da unutmuştur. Zaten çıkma teklifi çok klişeydi, 1900'lerden kalma gibi.

Ben de bir de, benden daha iyilerine layıksın demediğim kalmıştı. Bence Biz Burak'la sadece arkadaş olabilirdik. Onu seviyordum ama bu iş

olmazdı. Onun da bunu bilmesi lazımdı Bu yüzden ona küçük bir oyun oynayacaktım.

Yurda çıkıp hemen uyudum. Sabah olduğunda Beren'le kahvaltı yapıp okula gittik. Her zamanki gibi Burak'ın yanına oturdum.

" Ne haber kanka"

Burak, şaşkınlıkla "kanka mı?"

" Evet Kankam değil misin?"

" Ben öyle düşünmüyorum. Ben sana çıkma teklifi ettim Asya."

" Olabilir, Ben lunaparktaki olayları unuttum bile, senin bana çıkma teklifi etmen ve benim kabul etmemem arkadaş olmayacağımız anlamına

gelmez." Birkaç dakika düşündü ve " Tamam o zaman bundan sonra arkadaşız." Bu kadar çabuk kabul etmesine şaşırmadım değildi.

Ne kadar geçtiğini bilmiyorum ama derse girdik, Ondan sonra teneffüs zili çaldığında Burak'ın" Hadi dışarı çıkalım." Dediğini fark ettim.

"Nereye?"

" Arkadaşım olduğun için seni öteki arkadaşlarımla da tanıştırmak istiyorum."

"Tamam"

Merdivenleri inip dışarı çıktık Burak 4 kişinin yanına gidip selamlaştı. Ve onları tanıttı. " bu Oğuz, bu Emir, bu Mete ve bu da Deniz"

"Memnun oldum."
~
Oğuz: 18 yaşında, 1 yıl sınıfta kalmış. Zibidi tiplerden ama arkadaşlarına düşkün biridir. Sarı saçlı, mavi gözlü, uzun boylu yakışıklı biri.

Emir: 17 yaşında, arkadaş çevresinde en zekilerdendir. Ve üstelikte kibardır. Kumral saçları ve Ela gözleri vardır.

Mete: 17 yaşında, çok fazla konuşmayı sevmez. Kitap okumaya bayılır. Siyah saçları, siyah gözleriyle çok karizmatik duruyor.

Deniz: 17 yaşında, Burak'la ikiz, Burak 2 dakika daha önce doğduğu için abi der. Kahverengi saçları ela gözleri ile Burak'a çok benziyor.
~
" Biz de memnun olduk." O ara bir kızın bize doğru geldiğini fark ettim. Bunlar harbiden devlet okulunda mı okuyorlardı? Kız resmen podyuma

çıkar gibi giyinmişti. Buraya doğru geldiğini kesinleştirdiğiniz de Burak'a sarıldığını anladım. Bu da neydi şimdi? Ben şaşkınlıkla bakarken,

Burak konuştu. " Tanıştırayım bu Sibel benim kız arkadaşım."

Burak sevgili yapmıştı...

✴✴✴

Tekrar selam canlarımm.

Evet yanlış okumadınız Burak sevgili yaptı. Ortalık biraz karışacakmış gibi duruyor öyle değil mi?
Umarım hikayemi beğenmişsinizdir yorumlarınızı bekliyorum. Ve sizlere bir sorum olacak, siz olsanız
Oğuz mu? Emir mi? Mete mi? Yoksa Deniz'i mi Seçerdiniz? hangi karakter daha çok hoşunuza gitti?
Yorumlarda belirtmeyi unutmayın.
Yorumlarda görüşürüz...

İlk Ve Son (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin