10.Bölüm

70 4 0
                                    

MULTİMEDYA'DA CALUM HOOD.YAĞMUR İÇİN BİRİSİNİ BELİRLEMEMEYE KARAR VERDİM.HERKESİN KENDİ YAĞMUR'U VAR,HAYALİNİZDEKİ YAĞMUR'U YAŞATIN:)

Luke'un ağzından,
Aylinle küçük çaplı kavgamızdan sonra Michael iğrenç bir şekilde bizi tehdit etmişti.Tam o sırada çok tanıdık olan o sesi duyduk.Lanet olsun!Bizi kaçıran Ashton'un babasımıydı.Dehşet ve şaşkınlık içinde Aylin'e bakarken aynı şekilde bana karşılık vermişti.Kapı açılır açılmaz altında siyah kumaş pantolonu üstünde ise beyaz üst düğmeleri açık gömlek olan Ashton'un babası içeri girdi.Sinirli ve acırmışçasına bize bakıyordu."Üzgünüm çocuklar."
Yüzünü pis bir sırıtış kaplası.Hepimiz iğrenmişçesine ona bakıyorduk.
"Neden?"
Aylin'in ağlamaklı sesi kalbimi sızlatmıştı.Sakın ağlama bebeğim ben burdayım.
"Aslında sizinle işim yoktu.Tek derdim Yağmur benim.Olan her şey onun yüzünden."
"Hiçbirşeyi bilerek yapmadı o!Ashton'ı sevmemek suç değil tamammı?!Oğlun piskopatın teki!"
"Biliyorum!Bu yüzden Yağmuru ortadan kaldırıcam ki Ashton da onu unutacak!"
"Aylin'e bağırma!"
"Kapa o lanet olası çeneni Luke!"
Ashton'ın babası bana meydan okurmuşçasına bakıyordu,
"Neden bizi bırakmıyorsun o zaman?"
Aramızdaki en mantıklı konuşan Michael olmuştu."
"Dediğim gibi,siz planda yoktunuz.Ama eğer Yağmur'un gözü önünde ölürseniz işime yarar.Onu öldürmem,yas tutarken Ashton ona yardımcı olur sonra çıkaralar evlilik,mutluluk falan filan."
"İkinizde ruh sağılı sikilmiş pisikopattan başka bir şey değilsiniz!"
Michael götünü yırtarak bağırdı.Hepimiz ona baktık,ağlıyordu.Onun hep ölüm korkusu olmuştu.Hiçbir zaman kendini hazır hissetmemişti.
"Evet öyleyiz."Dudağının sol kenarı yukarı kalktı,son bir ker bize baktıktan sonra kapıyı açıp gitti.O sorada Aylin poposundan bir şey çıkardı.Tanrım!Telefonunu almamışlardı.
"Lanet olsun,şansa bak!"
Herkesin yüzünde umut dolarken Aylin Yağmur'u aramaya başladı.
"Gerizekalı!Neden ilk polisi aramıyorsun."
Michael'in söylediklerine aldırış etmeden ellerine bağlı olan zincirlerden kurtulmaya çalıştı.Sadece bileklerimizi bağlıydı.Bu yüzden parmaklarını kullanıp ekrana dokunabiliyordu.Üç kez çaldıktan sonra nihayet açmıştı.
"Aylin?!"

Yağmur'un ağzından
Lanet olsun!
Nerdeydi bunlar ha?
"Calum onları bulmamız gerek."
Elimi elimden çekip alınına götürdü.Düşünmeye çalışırken telefonum çaldı.Nasıl oldu da telefonumu almadılar ki?Aptallar!
Ekrana bakınca gözlerim kocaman oldu.
"Kim arıyor?"
Cevap vermeden telefonu açtım.
"Aylin?!"
"Yağmur kaçırıldık."
Sessiz konuşuyordu ve sesi çatallaşmıştı.
"Bana nerde olduğunuzu söyle bir tanem etrafını anlat."
"Salak!Nerde olduğumuzu bilsem seni ararmıyım?"
Doğru söylüyordu.Ne yani bu durumdayken kafamın çalıştığını bekleyemez herhalde
"O zaman faceden yer belirle."
"Tamam."
Telefonu kapttıktan sonra Calum bana aptal aptal bakıyordu.
"Facemi?Gerçektenmi?"
Gülmüştü.Ne yapalım yaratıcı bir fikir en azından.
Faceye girdiğimde Aylin'in konumunu belirlediğini gördüm.Saçna sapan bir adı vardı.Calum'a gösterince başını onaylarcasına salladı ve ana caddeye doğru yürüdük.Taksi beklerken önümüzde siyah Mercedes-Benz CLS durdu.Penceresi aşağı doğru indiğinde o tanıdık yüzü karşımda görmemle birlikte şok olmam aynı anda oldu.
"İstediğimiz yere bırakıyım gençler."
Yüzünde kocaman bir sırıtış vardı.
"Ashton?!"

Stay With Me|| hood-irwinWhere stories live. Discover now