Düğün Hazırlığı

831 106 13
                                    

Düğün Hazırlığı

Gemiyle karşı kıyıya varmaları bir hafta, karşı kıyıda yaşanılacak bir yer bulmaları bir başka hafta, kendileri için kalacak yerler inşa etmeye başlamaları da yeni bir hafta sürmüştü. Ama sonunda, yabani topraklarda bir ay bittiğinde her şey düzelmeye, yeni halk buraya alışmaya başlamıştı. Henüz bu topraklarda yaşayan diğer halklarla tanışmış değillerdi ama Neftis sık sık keşfe çıkıyor ve onları gözlem altında tutuyordu. Kadın yeni bir savaş istemediğini biliyordu. Bu nedenle de bu topraklarda avlanmak yerine yeniden ana karaya dönüyordu. Miae onun hayatını riske atmasından oldukça rahatsızlık duysa da bununla ilgili yorum yapmaktan kaçınıyordu. Neftis dört bin yaşındaydı ve verdiği her kararı ondan çok daha bilgece tartıyordu. Böylece bir ay daha geçip gitti. Evler kuruldu, ekilen tohumlar filizlendi, reçeller kaynatıldı, turşular basıldı. Bu yeni düzene herkes alışmıştı. Burada her zaman bir bahar havası vardı. Yağmur yağdığında bile soğuk olmuyor, güneş çıktığında bile kavurmuyordu. Nehirler, şelaleler, deniz... Bereketleriyle var oluyordu. Miae ve stenlere değilse de sante ve insanlara yiyecek kaynağı olmuştu. Zaman bir peri tozu gibi rüzgara kapılıp gidiyor, hangi dala konsa oraya bereket getiriyordu.

"Hey, pis budala!"

Miae elindeki su topunu adamın ona dönen suratına fırlattığında Darlene istemeden gülmeye başladı. Yolculuk biteli, yeni diyara yerleşeli bugün itibariyle iki aydan fazla olmuştu. Baharın huzuru hepsini çoktan mayıştırmış, burasının yemyeşil doğasına uygun yaptıkları yeni evleri şimdiden ağaçlar ve sarmaşıklarla kaplanmaya başlamıştı. Sisiam elindeki kurabiye tabağını masaya bırakırken Algos ıslanan yüzünü koluna kurulayıp yeni bir su topu yarattı ve "Bunu sen istedin!" diye öfkeyle bağırdı. Sabahtan bu yana herkes bir köşede pusuya yatıyor ve hazırlıksız yakaladığına bir an için acımadan dev bir su topu fırlatıyordu. Ruthien neşeyle bu karmaşayı izliyor, ara sıra Miae'nin peşine takılıp ortadan kayboluyordu. Füruz, Algos'un Miae'ye fırlattığı su topunu yolun yarısında yakalayarak sağ tarafından sinsi sinsi geçip gitmeye çalışan Medus'a fırlattı.

"Her zaman böyle miydiler?"

"Sanırım." Yeni bir su topu Darlene'in yanından geçip ağacın arkasındaki Elyssa'yı vurdu. Çığlık seslerine homurtular karışırken genç kız keyifle omuz silkti. "Ben Hollengard'da onlarla değildim ne yazık ki." Sisiam'a bir fincan gül çayı koyduktan sonra tabağına birkaç farklı lezzette kurabiye aldı. Miae, su topuna hapsettiği Sese ile ağır ağır önlerinden geçip gitti. Kuru olan tek kişi o olmalıydı. Darlene onaylamayan bir tavırla başını iki yana sallayarak "Kızı rahat bırak, Mi!" diye seslendi. Miae'nin küçük bir çocuk gibi gözlerini devirmesi üzerine de "Akşam için hazırlanmalısın!" diye devam etti. "Su topuna ara ver."

Sisiam ortalıkta koşuşturan ıslak büyücülere ve bu su topu savaşından keyif aldığını saklamayan Miae'ye bakıp sessizce mırıldandı: "Miae'nin düğün anlayışının bu olmadığına emin misin gerçekten?"

"Neden biraz Algos'a benzemiyorsun 'Lene?" Miae, Sese'nin hapsolduğu su topunu bütün gücüyle denize doğru fırlattı. Sese kendini kurtarma fırsatı bile bulamadan dalgaların arasına karışmıştı. Biraz sonra yuttuğu sular yüzünden öksürerek suyun yüzüne çıktı ve kıyıya doğru -sanki kendi isteğiyle sudaymış gibi aldırmaz bir tavırla- yüzmeye başladı. "Godre eskiden gerçek bir baş belasıydı."

"Ben hala baş belasıyım."

Su topu Miae'nin yanı başında durdu. Sanki bir kalkana çarpmış gibi patlayarak etrafa sıçradı. Miae keyifle masaya gelip kendine boş bir fincan aldı ve gül çayından bir fincan doldurup Sisiam'ın yanındaki sandalyeye yerleşti. Peşinden koşuşturan Ruthien'i de kucağına alıp gülümsedi. Algos bu sırada isyan ederek ona doğru süratle gelen su topunu başka bir yere yolladı ve küçük adımlarla masaya yöneldi. Oldukça ıslanmıştı. Uzayan saçları alnına yapışmış, gözleri hoşnutsuz bir şekilde kısılmıştı. Her ne kadar sırılsıklam ve asık suratlı olsa da bu savaştan keyif aldığını gizleme konusunda başarılı olduğu söylenemezdi. Keyfi yerindeydi. Hem, atlattıkları bütün o korkunç günlerin izlerini taşıyan kalbi hala genç bir santenindi ve kalbi ömrünün son gününe kadar da bir yaş bile almayacaktı. Buna emindi. Darlene'in yanağından küçük bir öpücük çalıp Ruthien'in uzanmaya çalıştığı kurabiyeyi çocuğa verdikten sonra alaycı bir tavırla kendisini izleyen dostuna döndü.

Kızıl Kraliçe 3: Orman FısıltısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin