25.bölüm BENİMLE BİRLİKTE

Start from the beginning
                                    

"Ya Ebru kış uykusuna mı yattın kalk artık ya!"

"Şuna bak bir de 5 dakika daha istiyor. Ben yapacagimi biliyorum ."

Onların hain planları beni huylandirirken yine de uyanmamayi tercih ettim.

"Ejder bu yapma bence.  Ebru sudan nefret eder."

Kısık bir gülüsün ardından ortam sessizlerdi. Kurtulduğunu düşündüğüm sırada basımdan aşağıya soğuk suyun dökülmesiyle çığlık atarak kalktım. Aniden kalkmamin sonucunda diz kapağını cama vurmuştum. Diz kapağım acıyla sızlarken elimi üzerine koyup inledim.

"Delirdiniz mi? Ahh! Dizim. Dizim çok acıyor. Ya manyak mısınız siz. Neden böyle uyandiriyorsunuz .offf çok acıyor. " dizimi acıyla bükerken bana şaşkın şaşkın bakan 4 kisiye çarptı gözüm. Güneş ve Amora bana mahcupca bakarken Ejder ve Arthur bama gülüyordu.

"Nasıl uyandırilmak isterdin. Öperek mi uyandırilmak isterdin. Peki bir dahakine öpeyim." Ejderin konuşmasıyla ağzın bir karış açık kalmıştı. Kaslarım çatılırken ona doğru döndüm.

"Ne öpmesi? Kim kimi öpüyor. Istemez seni de öpücüğünü de kalsın." Dedim heyecanlanırken. Kalbimin hızlı atmasına anlam veremzken beynim sanki bu anı daha önce yaşamışcasina sinyal veriyordu.

"Sen kaybedersin ." Dedi omuz silkip ellerini ceplerine koyarak."yalniz iki saattir seni uyandırmaya çalışıyoruz. Saat neredeyse dokuza geldi. Artık kalksan mi bi zahmet." Igneleyici sözlerine göz devirdim ve sızlamadı geçmiş bacagima dikkat ederek ayağa kalktım.

" Yalniz be  derse geç kaldim."Dedim saçlarımı oynarken. Birden hiç sesi çıkmayan Güneş gülmeye başladı. Ona anlamsızca bakıyordum sadece.

"Hadi canım! " Dedi şaşırmış gibi yaparak. " derse mi geç kaldın. Bizim dersimiz yok mu sanki Ebru !"

Işte asıl korkmam gereken kişiliği şimdi çıkmıştı.Güneş  belli  belirsiz gülüyorsa ya dalga geçiyor ya da fena sinirlenmişti.

"Sence biz geç kalmadık mi? O koca götunu yaya yaya yatarken seni, ne kadar uyandırma yöntemi varsa üzerinde denemedik mi sanıyorsun ha! Valla artık saçını başını yolup rahatlayacağım yeter be!"

Ona çatım kaslarimla baktım. Ellerim kalçalarımı  yoklarken Ejderin gözü kalcalarima kaydı. Ardından başını iki yana sallayıp yüzüme bakmaya başladı. Benimse ağzımdan tek bir cümle çıktı. O da Güneşi daha çok sinirlendirdi.

"Benim kalçalarım  büyük değil bir kere tamam mı  Güneş." Benim söylediklerime Güneş morariken Arthur onu kollarının arasına aldı.

"Sakin ol sevgilim. O senin arkadaşın. Biraz salak olabilir.  Bu kadar büyütme."

Arthur Güneşi sakinleştiriyordu. Iki arada bir derede de bana laf sokmayı ihmal etmiyordu.

" Takıldığın tek nokta bu mu sence? Kalçalarının büyük olup olmadığı mı? Ah cidden inanılmazsın . Ben gidiyorum siz gelirisniz."

Onalarin arkasından bakarken çantamı ve  hırkamı alıp  onalrın arkasından koşmaya başladım. Sabah sabah hem laf sokmuşlardı hem hakaret etmişlerdi. Hızla gidip Arthuru Güneşten ayırdım ve Güneşin sırtına hopladım.

"Kalçalarım  büyük değil bir kere Güneş lafını geri al. "
Arthur bana benden iğrenir gibi bakarken bunu sevgilisini elinden almış olmama bağladım. Bir yandan da Güneş benden kurtulmaya çalışıyordu. Etraftaki insalar  bize bakıp geçiyordu. Az çok tanır olmuşlardı beni zaten. 

"Arthur  ölüyorum lan yardim etsene" Güneşin çığlıklarına karşılık Arthur bir adım attığımda elimi durması için kaldırdım.  Elimdeki hırkamın cebinden çıkan peçeteyi - Güneşin boğazına dayadım.

İKİ DÜNYA ARASINDA - EJDERİN YUVASI-Where stories live. Discover now