4. Bölüm YAĞMUR

6.1K 344 30
                                    

Hep merak ederdim. Eskiden krallıklar nasıl oluşmuştu.Çünkü ilk insanlar Havva annemiz ve Adem babamız normal iki insandı.Kimseden farkı yoktu.Onlar peygamberdi ama kimseye krallık yapmamışlardı.Peki krallıklar nasıl oluşmuştu. Paradan mı geliyordu güç yoksa saygınlıktan mı? İnsanlar eşitken nasıl köle olmuşlardı. Para  mutluluğu vaat etmezken parayı nasıl bu kadar sahiplendiler.

Para her şeyi satın alabilirdi ama mutluluğu satın alamazdı.Son nefesini , gençliğini,bedellerini, huzuru, mutluluğu,sevgiyi satın alamazdı.Sadece ertelerdi.Para her şey  değildi.Güç her şey değildi.Ben ne kadar zengin olsam da elime  geçeni hep bağışlar ,ihtiyaç duymadığım şeyi almazdım. Yada sadece saygınlık olsun diye markalar alıp giymezdim.Giydiği kıyafete göre kimseyi yargılamazdım. Hem ne diye 3.000 lira verip ayakkabı alıyordum. Enayi miydim ben.Sokakta o kadar aç insan varken ben paramla hava olsun diye o kadar parayı çar çur etmezdim.Hatta bit pazarını çok severdim. Özellikle de pazarlık yapmayı.

Para güç değildi.Paranın anlamı kölelikti.Ama bu dünyada farklıydı her şey. O parası olduğu için değil, seçildiği için kraldı.Yürüdüğü ve ayak bastığı her yerde insanlar onun dimdik gözlerine bakıyor Ejder babamız hoş geldiniz diyorlardı. Ejder başını sallayıp geçiyordu.Bu dünyada herkes eşitti.Fakirler yoktu çünkü herkes elindekini paylaşınca ortada fakir kalmıyordu.Öksüz yetim yoktu. Çünkü herkes birbirini seviyordu.Ancak öfke ve kıskançlık hala hüküm sürüyordu.

Attığımız her adımda bana bakan yabancı gözler ya hayran gibiydiler yada kıskançlıktan bakıyorlardı.Hastaneye girdiğimiz anda herkes karınca gibi çalışmış ve işini en güzel şekilde yapmışlardı. Sonuçlar ise çok güzeldi.Uyum sağlaya bilirmişim.Öyle söylediler çünkü.

Şimdi arabanın camından geçtiğimiz yollara ve gökyüzündeki mavi aya bakıyordum. Büyüleyiciydi.Elimi uzatıp dokunmak isterdim.Ejdere döndüğümde yola kendisini öyle kaptırmıştı ki bana bakmıyordu bile.Birden frene bastığında öne doğru savrulacakken kolları ile beni güvenlik şeriti gibi tuttu.Arabanın önünde büyük bir köpek vardı ve öylece bize bakıyordu.Ejder eliyle gitmesini işaret edince köpek umursamadı ve ona bakmaya devam etti.

Kapıyı açıp dışarı çıktı.Ben de dayanamayarak dışarı çıktım.Köpeğin önüne eğilip Başını okşadı.Sonra köpek ona patisini uzatınca Ejder patisini alıp elini üzerine sürdü ve yerdeki toprağı patisine döktüğünde köpek başını ona okşatarak koşup uzaklaştı.Ben ona şaşkınca bakarken o doğrulup ayağa kalktı.

''Az önce ne oldu?''Eliyle saçlarını karıştırıp arabanın kaputuna yaslandı.Yanına usul adımlarla gidip onun yaptığı gibi yaslanmak istesem de onun gibi cool olamayacağımı anladığımda arabanın üstüne ellerimle destek alarak zıpladım ve oturdum. Şimdi yan yanaydık. Yandan bir bakış atıp önüne döndü.

''Arabada otur.''Sert sesiyle emir verdiğinde saçlarımı kulağımın arkasın atarak dudağımı yaladım.O ise cebinden çıkarttığı sigarasını yakmakla meşguldü.

''Neden ? Hava çok güzel.'' Başını iki yana sallayıp dudaklarının arasından çektiği sigarasının dumanını  üfledi. Ve itiraf etmeliydim ki gerçekten çok seksi bir hareketti.Ona çok yakışıyordu sigara.Parmaklarıyla külünü sıkıştırıp Külün ufak parçalarla yere dökülmesini salladı.

''Az sonra yağmur yağacak.Hasta olup başıma kalma.'' Dediği şeyler beni gülümsetirken mavi ayın beyaza dönüşüne şahit oldum.Çok güzeldi. Ve gök gürlemeye başladı.

''Islanmayalı uzun zaman oldu.Belkide  yağacak yağmur damlalarını hissetmeye ihtiyacım vardır.Biliyor musun? Yağmur insanı sakinleştirirmiş.''

İKİ DÜNYA ARASINDA - EJDERİN YUVASI-Where stories live. Discover now