gay bloggers | taekook

35 ･ after party

whatsapp
×
"sokuklar" wp grubu

jimin:
TAEHYUNG
LA ŞEREFSİZ

hoseok:
BEBEĞİME ŞEREFSİZ DEME

jimin:
ama çok salak
bin defa dedim dimi
o siktiğimin telefonunu şarja tak evden çıkmadan diye
telefonun amacının aslında porno izlemek değil de iletişim olduğunu bi türlü öğrenemedi

hoseok:
sus da kahveleri hazırla

jimin:
hay amına ya
beni istemeye gelmişler gibi hissediyorum

hoseok:
yemin ederim ben de ablamın nişanlısına aşık baldız gibiyim şu an
namjoon ve seokjin
allah'ın emri peygamberin kavliyle seni oğulları yoongi'ye istiyor

jimin:
bol köpüklü güzel kahveler yaptım
bize de yaptım amk
niye bilmiyorum

hoseok:
iyi getir de içelim
orospu çocuğu jungkook da açmıyor ki telefonunu
piç
stresten dilim damağım kurudu

jimin:
son olarak şu ses kaydını bırakayım şuraya
taehyung bak çok önemli
olur da telefonunu şarj etme lütfunda bulunursan
BUNU DİNLE
HAYATİ MEMATİ MESELESİ
🔊 *ses kaydı*

-

Bahçe kapısı arkamızdan yavaşça kapanırken Jungkook arabayı çimenliğin kenarına park etti. Ön camdan görünen müstakil eve ağzım açık bakakalmıştım. İki katlı bir saray yavrusu gibi görkemliydi.

"Aynı işi yaptığımıza emin miyiz?" diye sordum hayranlığımı gizleme gereği duymadan. "Ben hiçbir zaman bu kadar para kazanmadım da."

Kapıyı açıp arabadan inerken güldü. Peşinden ben de indim.

"Ailem zengin." diyerek iki kelime ve bir bakışıyla bütün hayat hikayesini anlatmış oldu.

Çocuğunu paradan asla mahrum etmeyen ama ilginin i'sini gösterme gereği duymayan ebeveynler. Büyüme sürecinde yalnız kalmış ve kendine sürekli yeni bir yatak arkadaşı arayarak, bu boşluğu doldurmaya çalışan Jeon Jungkook.

"Anladım." diye mırıldanıp eve giden adımlarını takip ettim. İçeri girdiğimizde verdiğim tepki de, dışardakinden farklı olmadı. Ağırlıklı olarak siyahtan oluşan mobilyalar ve kusursuz düzen gözlerimi kamaştırdı. Hiç şüphesiz bir mimarın elinden çıkmaydı.

Bir süre evi incelememe müsade ettikten sonra şarap isteyip istemediğimi sorduğunda istediğimi söyledim. Jungkook mutfağa gittiğinde duvara monte edilmiş rafların üstüne dizili çerçevelere yaklaştım.

En başta altında sadece bezi olan çok tatlı bir bebeğin fotoğrafı vardı. İlk görüşte Jungkook olduğunu anlasam da, bebekken dudağının altındaki benin olmadığını fark ettim. Kahve gözleri neşeyle kısılmış, el çırparak kameraya bakıyordu. Yüzüme istemsizce bir tebessüm yayıldı.

Hemen yanındaki fotoğrafta biraz daha büyüktü. Sadece mavi şortuyla kumsalda uzanmış kahkaha atıyordu. Masumiyetinin karşısında içim yumuşacık olurken bakışlarım diğer fotoğraflara kaydı. Her birinde biraz daha büyüyordu. En sondaysa elinde diploması ve üstünde cübbesiyle, annesi ve babası olduğunu tahmin ettiğim kişilerle poz veriyordu. Ama bariz şekilde yapmacık gülüşü yüzümün düşmesine neden oldu.