21

219 8 1
                                    

Bölüm şarkısı-Taylor Swift(Miss Americana& The Heartbreak Prince)

Selena'dan

Arabadan indim ve Harry'nin yanına gittim. Elimi tuttu ve kameralarla birlikte içeri yürüdük. Bu flaşlarla karşılaşmayalı baya bir oldu aslında.

Tekrar birlikte olup olmadığımızı cevaplamak için ellerimizin bir arada olması yeterliydi. Harry'nin bir şeyleri dinlemeden ve bilmeye gerek duymadan kabul etmesine şaşırmıştım ama gerçekten daha ne kadar birlikte olmadan dayanabilirdik ki?

Scooter'ın bir şey yapacağından korktuğum için anlatmak konusunda kararsızdım. Ama yanından bir dakika bile ayrılmazsam ve sürekli kalabalık ortamlarda bulunursak Harry'e bir şey olmazdı. Bildiğini de belli etmeyeceğine söz vermişti üstelik.

Kahvaltıda yemek için bir şeyler almaya gelmiştik. Gemma sanırım hala Harry'nin evinde uyuyordu. Uyansa arardı diye düşünüyorduk. Zaten saat daha on birdi. Uyuması çok normal.

Kameralardan kurtulup içeri girdik. Kasanın önüne geçtik ve yukarıdaki menülerden ne seçeceğimize bakmaya başladık. Bir şeyler aldık ve tekrar kameralarla karşılaşmaya hazırlandık.

Harry bir eline görevlinin verdiği poşeti aldı ve diğer eliyle elimi tuttu. Flaşların hızlandığını ve daha çok gözümü acıttığını hissettim. Yine de umursamamaya çalıtım. Her zamanki gibi önce benim kapıma geldi ve içeri girmemi bekledi. Poşeti kucağıma aldım ve kemerimi bağladım. O da yanıma geldi ve arabayı çalıştırdı.

"Cidden durmuyorlar." başımı onaylarcasına salladım.

"Senin evine mi gidiyoruz?"

"Oraya gidelim. Gemma diye tutturuyorsun çünkü. Kardeşimi benden daha çok sevdiğini düşünmeye başlayacağım." güldüm.

Aslında bir bakıma Gemma'yla daha uzun süre vakit geçirmiştim. Doğruya doğru. Dokuz ayın beş ayı beraber yaşamıştık ve haricinde de neredeyse her gün görüşmüştük. Onu en yakın arkadaşlarım listesine çoktan almıştım.

Evin önüne park etti ve arabadan indik. İki adımlık mesafe gidecek olmamıza rağmen elimi tuttu. Bu huyunu seviyordum. Her yerde elimi tutuyordu.

İçeri girdik. Harry yiyecekleri bırakmak için mutfağa ilerledi ben de Gemma'ya bakmak için salona gittim. Harry burada uyuduğunu söylemişti.

Koltuğa kıvrılmış uyuyordu. Bir anda çığlık atıp koltuktan kalktığında çantamı boynumdan çıkarıp yan koltuğa attım ve yanına koştum. Uzun süredir kabus görmemesine rağmen şimdi niye aynı şey olmuştu anlamadım.

Koltuğun ucuna oturdum ve sarıldım. Üzerindeki ceketi çıkardı. Elinden ceketi alıp koltuğun kenarına koydum.

"Uzun süredir görmüyorsun sanıyordum."

Harry yanımıza gelmişti. Ne olduğunu anladığını sanmıyordum.

"Sarhoş olunca her halde. Vurdum yine dibe."

"Niye kabus görüyorsun?" Harry yanımıza geldi ve masaya oturdu. Gemma onu umursamadan bize baktı.

"Siz barıştınız mı? Nasıl oldu lan bu?"

"Barıştık ama şu an konumuz başka bir şey." Harry dönüp bana baktı. Sabahtan beri anlatmamı bekliyordu.

"Harry'e anlatmamız gerekiyor." Gemma bana döndü. İkisi de bana bakarken garip hissettim.

"Anlatırız ama önce senden bir şeyin sözünü istiyorum." elini Harry'e doğrultup ona baktı. Neyin sözünü isteyeceğini ben de merak ediyordum.

LIMERENCE-HarlenaWhere stories live. Discover now