LIMERENCE-Harlena

8

Bölüm şarkısı-Taylor Swift (Call It What You Want)

Duyuru: Tekrar hatırlatıyorum Harry ve Taylor hiç sevgili olmadı.

Duyuru: Bölümün bir kısmında Christina ismi geçiyor. Bilmiyorsanız diye söylüyorum. Christina Selena'nın yakın bir arkadaşıydı ve Orlando'da silahlı bir saldırıda başından vurularak öldürüldü.

Şimdi hepinize iyi okumalar!

"Nasıl gidiyor sevgilinle?" elimdeki kupaya bakmayı bırakıp Taylor'a bakmaya başladım. Harry aklıma gelince gülümsedim.

"Güzel gidiyor. Bir problem yok." elindeki kupayı sehpaya bıraktı ve yanında yatan Olivia yı kucağına alıp okşamaya başladı.

"Bana anlatmadığına inanamıyorum. İlişkiniz başladığı zaman haber vermeliydin."

"Biliyorum. Üzgünüm."

"Tiribimi sonra atabilirim. Şimdi bana onu anlat." heyecanla gülmeye başladı.

Taylor'un bana bu kadar sevecen yaklaşmasını hep çok sevmişimdir zaten. Beni benden daha iyi tanıyor bile diyebilirim aslında. Benden büyük olduğu için de olabilir ama yaşadıkları ona güç veriyordu ve bana hep bu konularda tavsiye veriyordu. Onu dinlemekten sıkılamam çünkü beni anladığını bildiğim bir insan sadece bana yardım etmek ister. Kötülüğümü istese yanımda işi olmazdı. On yıldan fazladır onu tanıdığım için şunu da söyleyebilirim ki hayatımda gördüğüm en güçlü kadınlardan biri.

Gülmeye başladım. Taylor onun heyecanına katıldığım için daha da heyecanladı. O yerinde kımıldadıkça Olivia daha çok mızmızlanıyordu. Elimdeki kupayı ağzıma götürdüm ve kahvemden bir yudum aldım.

"Taylor bana o kadar tatlı davranıyor ki. İnanamazsın." bardağı sehpaya bıraktım. İlk defa Harry'i birine anlatıyordum.

"Biz sevgili olmadan önce bana açılırken öyle şeyler söyledi ki bu kadar anlayışlı olmasına şaşırdım. Zaman geçtikçe sanki daha çok bağlanıyorum ona. Nasıl oldu bilmiyorum. Ya da aşk mı emin değilim. Ama sevdiğime yemin edebilirim. Sanki birlikte olduğumuz zamandan beri içimde büyüyen bir umut var. Her şeyin çok güzel olacağını düşünmemi sağlıyor. Sen çok iyi biliyorsun Harry'den önceki ilişkilerimi. Hele ki en sonuncusunu."

Justin'i nefret edercesine sevmediği için yüzü iğrendiğini belli eden bir ifadeye büründü. Başından beri onunla olmamı yanlış bulduğunu biliyordum. Sadece bana saygısından dolayı hiç bir zaman ağzını yaya yaya söylememişti. Sevdiğim bir özelliği daha.

"Bana yaşadıklarımdan sonra zaman tanıyabileceğini söyledi. İzin verirsem birlikte bunları atlatabileceğimizi söyledi. Her gün içime yeni umutlar dolmasını sağlıyor ama kötü bir şey olacak diye çok korkuyorum. Olursa asla ayağa kalkamazmışım gibi geliyor. Çünkü son iki yıl o kadar buğulu geçti ki kendim bile fark edemeden duygularıma ihanet edercesine yaşamışım gibi hissettirdi. Lupus, Justin, Christina'nın ölümü derken... Öylece yaşamak için yaşamışım gibiydi. Bunlar olunca kendim bir eve girip kapıları kapattım ve kilitledim. Ama şimdi kapattığım kapılardan içeri bir yabancı girmiş gibi hissediyorum."

Oliva'nın bedeninden elini çekip elimin üzerine koydu. Mükemmel masmavi gözleriyle şefkatle bana baktı.

"Belki de kapıları artık açabilirsin. Bilirsin yabancılar hep kötü değildir. Hatta sana hayatının fırsatını getirmiş bile olabilir."

"Haklısın. Bu yüzden sevgili olduk."

Saatlerce sohbet ettik. Taylor içmeyi teklif etti ama yarın yine çekimler var diye içmedim. Kendisi sarhoş olup saçmalamaya başladığında yatağına yatmasına yardımcı oldum ve yanına ufak bir not yazdım.