26-DOĞUM GÜNÜ

3K 103 238
                                    

Yorucu günler geride kalmıştı.Şimdi ise daha yorucu günlere ilerliyordum.Haftanın son okul günüydü ve çıkışta dans kulübünün provası vardı.Açıkcası hiç gitmek istemiyordum ama Elif'e ayıp olmasın diye kendimi zorluyordum gitmeye.2 gün önce provalara katılmam için özel olarak konuşmuştu benimle.Hâla düşünme aşamasındaydım,malesef.Malum,Ceyda gibi bir iblis vardı.

Okula kendimi hazırlamak için yayıldığım yatağımdan kalktım ve tuvalete gittim.Tuvaletteki aynadan kendimi görünce lanet ettim.Biri saçımı başımı yolmuş gibiydi.İhtiyaçlarımı bitirince elimi yüzümü yıkadım ve dolabımın önüne geldim.Bugün kendimi rahat hissetmem gerektiğini hissettiğim için mavi bir kazak ve siyah tayt çıkardım dolaptan.

Üzerimdeki kokmaya yüz tutmuş pijamalarımı üstümden söküp kirliliğe attım.Çıkardığım kıyafetleri giyip aynadan kendime baktım.Bu aralar bir zayıflamıştım sanki.Oradan oraya koşturunca böyle oluyordu veya psikolojik olarak çökmem vücuduma da yansımıştı.

Oradan oraya koşturunca böyle oluyordu veya psikolojik olarak çökmem vücuduma da yansımıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Temsili kıyafetler)

Aynanın karşısından çekilip elime bir tarak aldım.
Acıtıcağını bildiğim halde saçımı taramayı denedim.
Uzun mücadelem sonucunda saçımı taramayı başardım.Tarağı masaya atarken gözüm bileğimdeki bilekliğe takıldı.Bu bilekliğe saplanmıştım resmen.
Gereğinden fazla anlam yüklemiştim ve umarım bu hikayenin sonu iyi biterdi.

Odamdan çıkıp aşağı indim.Annem muhtemelen bana kahvaltı hazırlıyordu çünkü mutfaktan "bana doğru gel" kokuları geliyordu.Ben de köpek misali kokuyu takip ettim ve kaynağını buldum.Annem omlet yapıyordu.

"Günaydınn!"dedim ve buzdolabından portakal suyu çıkardım.

"Günaydın,kuzum."diye karşılık verdi annem.
Tavadaki omleti tabağa koyup masaya yerleştirdi.
Sabah yumurta yemek her zaman midemi bulandırırdı ama yine de yemek istiyordum.

"Bugün biraz geç kalabilirim.Eğer gelmezsem beni beklemeden uyu,kuzum."dedi ve saçıma öpücük kondurdu.Omleti doldurduğum ağzımla "Tamam."
dedim.Bir günüm daha yalnız geçecekti yani.

"Ben gidiyorum şimdi.İyi dinle derslerini."dedi ve göz kırpıp çıktı mutfaktan.Annemi genellikle günde bu kadar görüyordum.İzmir'deki şirketi amcama versek de İstanbul'a gelince burdaki şirketin yükleri anneme binmişti.Neyse ki bu konularda eğitimliydi annem.

Portakal suyumu zevkle yudumlarken telefonuma bakıyordum,belki biri bana mesaj atar umuduyla.
Sonuç ise sessizlikti.Hayır yani,acaba kimsede numaram mı yoktu?Mesela,eski okulumdaki arkadaşlarım öldüğümü mü sanıyordu?Zevki kalmayan portakal suyumu kafama dikip ayağa kalktım.

Çıkış kapısına gelip siyah montumu ve beyaz spor ayakkabımı giydim.Hava hafif yağmurluydu ama yine de bot giymek istemiyordum.Dün yere attığım çantamı da sırtıma geçirip evime son kez baktım.
Okulun son gününe özel eve gelince uyuyacaktım.

Siyah Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin