Şarkı: The Chainsmokers, Illenium- Takeaway ft. Lennon Stella
İyi okumalar 💜
"Ay anam babam öldüm. Beni gömün. Bu ne?" Kendimi sahanın tam ortasına atmıştım yukarıya bakıyordum. Üç saat antrenman nedir? Ben motor tır mıyım abi?
"Açelya kalk yerden. Şu topları sen kaldıracaksın."
"Ama koç. Ne yaptım yinr? Ay lütfen yeter. Öldüm ben."
"Şaka yaptım zaten." Şaşkınlıkla oturur pozisyona geldim ama yüzündeki ifade ciddiyken nasıl şaka yaptım diyordu?
"Şaka kısmı burası değil de lütfen." Birden gülmeye başladı.
"Hadi git git. Yağmur yağar birazdan hızlı ol." Ben de gülüp ayağa kalktım.
"Seni çok seviyorum koç biliyorsun değil mi?"
"Onu değil de her gün beddua ettiğini biliyorum."
"Estağfurullah. Hiç öyle şey yapar mıyım ben?" Gülüp kafasını iki yana salladı. Hızla üzerimdeki kıyafetleri değiştirdim ve İrem'in yanına gittim. Tribünlerde oturuyordu. Daha doğrusu beni bekliyordu.
"Yarım saattir senin orada uzanmanı izliyorum ve hazırlanmanı. Hadi kalk gidelim." Çantamı sırtıma attım.
"Ay kalk kalk gidelim. Zaten burada durmaktan canım sıkıldı. Öldüm de zaten. Hem abim olacak şerefsiz benden önce gitmiş. Neymiş efendim önemli işleri varmış. Benden önemli daha ne olabilir ki?"
"Gömeyim mi seni?" Dil çıkardım direkt. Güldü oda. "Aman ne olacak ıslanmak isteyen sensin."
"Hayırsız. Koynumda yılan beslemişim bunca zaman. Hem beraber romantik bir yürüyüş yaparız." Omzumla omzuna sertçe vurdum ve az daha yere yapışıyordu.
"Kızım sen beni öldürmek mi istiyorsun? Bak yağmura yakalanmadan gidelim hızlıca."
"Acelemiz mi var be? Ben amcamlara gideceğim zaten. Seni yolda fırlatırım. Hem sen de gelsene."
"Sınavlar yaklaşıyor. O yüzden başka zamana. Şu sıralar çalışamadım zaten."
"Senin dersle olan aşkını unutmuşum. Umarım bana hiçbir zaman geçmez. Dersten geçsem bana yeter."
"Ben de sen ve ders arasındaki kinliği unutmuşum. Uzun zamandır düşmansınız."
"Tabii ki hasım düşmanım." Üstümü değiştirdikten sonra ikimiz yola çıkmıştık hatta yolda gülerek ilerliyorduk. Evlerinin önüne geldiğimizde ona sıkıca sarıldım. "Bak kafayı yersen ders çalışırken beni arayabilirsin. Ya da imdat falan yaz." Gülmeye başladı. Ben de gülüyordum. Yakın arkadaşın ile saçmalayamayacaksanız anlamı neydi ki? Değil mi yani?
"Ama bazıları engeli kaldırsa falan güzel olur." Yüzümü buruşturup kafamı iki yana salladım. "Dur sana şemsiye vereyim. Sen bir de bana gerizekalı diyorsun. Sen daha da gerizekalısın. Bak yağmaya başladı."
"Ay gerek yok." Kapüşonu kafama geçirdim. "Oldu mu?" Kafasını iki yana salladı. "Aman da aman beni düşünürmüş. Hadi ben gidiyorum." Giderken öpücük attım ve o da attığında el sallayıp ilerlemeye başladım. Kulaklığı kulağıma geçirdim ve ilerlemeye başladım. Beş on dakikalık bir mesafe vardı neredeyse. Yağmur hızını biraz arttırmıştı. Birden birisi sırtıma abandığında durdum.
"Lan yavaş. Bak belanı bana şey ettirme. Kimsin lan sen?" Kafamı çevirip kim olduğuna baktım. "Misafir bozuntusu? Ne halt yemeye beni bu erken yaşta öldürmeye çalışıyorsun?"
BẠN ĐANG ĐỌC
•Misafir Çocuğu• |¾Texting
Teen FictionSiz: Neden misafir çocuklarından nefret ettiğimi sormuştun ya. (✓) Şimdi söyleyeceğim. Mesajların gitmemesine rağmen. Göremeyeceğini bildiğim için söylüyorum.(✓) Çünkü misafir çocukları evine geldiğinde her şeyi dağıtıp gider toplamaya bile yardım...
