•Misafir Çocuğu• |¾Texting

🌜🌛 •15•

Şarkı: Willow - Wait A Minute

İyi okumalar 💜

Topu elimde çeviriyordum ve son sayımız için servis atacaktım. Tribünlerden destekleyen bir sürü ses geliyordu. Üzerimde milli forma vardı. Kendi kendime mırıldanmaya başladım topu elimde çevirirken.

"Hadi sen yaparsın. Çünkü sen koskoca-"

"Ben motor tırım. Ben motor tırım." Kafamın altındaki yastığı yüzüme bastırdım ve şu an kafamda dolanan sesin kabus olmasını diledim.

"Seni küçük yer elması Taha. Rüyalarıma bile giriyorsun." Yatakta dönüp yüzüstü yattım ve yastığı kulağıma daha da fazla bastırdım.

"Ama ben motor tırım."

"Seni o motor tır çarpsın hatta önce Thor çarpsın. Şimdi git başımdan." Ayağımla üzerimdeki battaniyeyi tekmelemeye başladım.

"Açelya abla ben geldim ya hadi kalk." Sırtıma bir şey çıkmıştı.

"Üç boyutlu anasını satayım. Motor tırın buraya gelmesi motor tırın olma gerçekte olasılığından daha düşük hatta benim Thor ile evlenme olasılığımdan da düşük."

"Hadi ya Açelya abla ta nerelerden geldim ben."

"Cehennemin ta dibinden. Şimdi geldiğin yere seni geri sokmadan rüyamı kabusa çevirmekten vazgeç."

"O zaman kalkınca bana kızmak yok." Kafamdaki yastık gittiğinde rüyada olmadığımı anlamaya başlıyordum. Gözlerim kocaman açıldı ve hızlıca yataktan kalkmaya çalıştım. Küçük yer elmasının elini son anda tuttum.

"Lan Taha seni gerbertirim. Su ile mi uyandıracaktın sen beni?" Bardak olan elini tutmuştum ve elimle elini hareket ettirip suyu onun yüzüne döktüm. Ama gülmeye başladı. "Biz buna burada ettiğini bulmak deriz. Sen kalk ta Şam'dan gel şanlı Açelya'ya su dökmeye kalk. Yok öyle dünya."

"Ben Şam'dan gelmedim ki." Hızla avuç içimi alnıma vurdum. O da küçük elleri ile yüzündeki suyu silmeye çalışıyordu ve gözlerini kocaman açmış beni izliyordu.

"Bunu ben de biliyorum küçük. Şimdi bana rüya olmadığını kanıtlayacak bir şey söyle. Çünkü şu an uyku ile gerçeklik arasındaki ince çizgideyim ama bana göre baya kalın."

"Anlamadım ama ben motor tırım."

"Kesinlikle gerçek. Ve ayrıca sen motor tır falan değilsin. Ve uykuma ettiğin için bir cezayı da hak ediyorsun." Gıdıklamaya başladım ve kendini yatağa atıp ayaklarıyla bana vurmaya çalışıyor ve bir yandan da kolları ile de karnını kapatmaya çalışıyordu.

"Nein. Ich heisse motor tır."

"Ne diyon lan? Büyü falan mı yapıyorsun yoksa? Dur yanlışlıkla derste dinlemiş olmam lazım bunu. Hayır, ben motor tırım dedin sen. Oha zekamı konuşturdum."

"Ja. İyi iş. Şimdi beni şöyle yapmayı bırak."

"Neyi bırakayım ha? Söyleyemiyor musun? Bana olmayan Almancanla hava atıyordun daha demin."

"Beni gılıklamayı bırak."

"Ne dedin sen? Bir daha de bakayım." Gıdıklamaya devam ediyordum. Onun kahkahası ise tüm odada dolmuştu.

"Gılıklama beni. Bırak. Mein Vater-"

"Bana bak bıdık, abin ve ablana çekip az Türkçe öğren. Oradan bakınca Almanca bilen biri miyim?"

"Unutuyorum bazen ve alışkanlık olmuş. Hem benim Türkçem en azından seninkinden daha iyi." Gözlerim şaşkınlıkla açıldı ve gıdıklamayı bıraktım.