8. Bölüm

267 30 78
                                    

*Bayağı uzun bir bölüm olduuu 2425 kelimecikk bu yüzden eğer yazım hataları vs varsa affolaaa! Neyse size iyi okumalarrr*

Garajda oturmuş, çocuklarla birlikte Louis ve Lottie'nin çocukluk fotoğraflarına bakarak gülüşüyorduk. Açıkçası Louis'nin çocukken pembe bir elbise giydiği bir fotoğrafı görmeyi hiç beklemiyordum. Ki Lottie'nin dediğine göre ilkokula başlayana kadar ortalıkta 'ben bir prensesim' diye dolaşması ayrı bir alay konusu olmuştu.

Louis'nin üzerimdeki Guns n Roses tişörtünü göstererek Louis'ye fısıldadım. "Bayağı istikrarlı bir değişim yaşamışsın." Louis iki eliyle yüzünü kapatarak kahkaha atmaya başladı.

Garajdaydık ve ışıklar disko topu gibi rengarek yanarak odayı dolduruyordu. Radyoda Eminem'in bilmediğim bir şarkısı, küçücük garajı her geçen saniye daha da ele geçiren içki şişeleri ve ses telleri kısılana kadar kahkaha atan o kadar insanın arasına nasıl oldu da dahil olabildim bilmiyorum. Kendimi bildim bileli sadece ben ve Niall vardık. Birbirimizden başka pek arkadaşımız yoktu, olanlarla da birbirimizle olduğumuz kadar yakın değildik zaten. Ki kaldı ki bir hafta önce gelip bana şu an olduğu gibi bir evin garajında 7 kişi içkileri fazla kaçırmış bir ortamda bulunup deli gibi dans ederek kahkaha attığımı söyleseydiniz bir 'siktir ordan ne alaka' cevabını yapıştırırdım.

Hayat ne kadar da garip öyle değil mi? Nerden nereye... daha kaç hafta önce hiçbir alakam olmayan, asla arkadaş olabileceğimi düşünmediğim bu tiplerle aynı garajda partiliyorduk resmen. Her ne kadar başta içkiyi fazla kaçırıp kustuktan sonra gecenin bittiğini düşünsem de şu anki ortam kesinlikle yanıldığımı gösteriyordu. Zayn'in de tam dediği gibi... parti daha yeni başlıyordu...

Eminem'in şarkısı bittiği an kulağımı tanıdık bir melodi kapladı. Yüzümdeki sinsi sırıtış iyice yerleşirken masanın üzerindeki içki şişesini alıp ağzıma diktikten sonra ayağa kalktım.

Yüce Britney Spears çalıyordu radyoda. Ve son yüzyılın en kutsal şarkısı.

Ayağa kalkıp dans etmeye başladığım sırada herkes bana gözlerini kısarak küçümseyici bir ifadeyle bakarken gözlerinin içi parlayan Niall ile göz göze geldim. Çığlık atarak ayağa kalktı ve yanıma gelerek benimle dans etmeye başladı. İşte gerçek arkadaş!

Herkes bize garip bir şekilde bakarken başına geçirdiği(?) mavi çukur tabakla ayakta duran Zayn de elindeki içkisinden bir yudum alarak bize katıldı. Kaldı geriye 4.

Koltukta oturanlardan kahkahalar yayılırken Britney sözlere başlamıştı bile. Elimdeki şişeyi mikrofonmuş gibi kullanarak dudaklarıma yaklaştırdım ve şarkıya eşlik etmeye başladım.

He is a hustler, he's no good at all
O bir dolandırıcı, hiç de iyi biri değil

Louis ile göz göze geldiğim an birkaç sözü kaçırdım ve kendime gelmek için başımı iki yana sallayıp sözleri yakalamaya çalıştım.

He lies, he fluffs he's unreliable.
O yalan söylüyor, tökezliyor o güvenilmez biri

He is a sucker with a gun (gun gun gun).
O, silahlı bir manyak

I know you told me i should stay away.
Biliyorum, bana ondan uzak durmam gerektiğini söylemiştin

Gemma ve Lottie ellerini tutarak havaya kaldırıp şarkıya eşlik etmeye ya da daha doğrusu anırmaya başladılar. Gemma yüzünü Liam'a döndürüp söylemeye başlayınca yüzümü ekşitip kusuyormuş gibi dalga geçtim onlarla. Bunu gören Louis'nin dudağının bir tarafı yukarı kıvrıldı. Gözlerini ayırmadan izliyordu beni. Hah, tam onluk şarkı zaten. Serseri tipli bebek.

Cԋɾιʂƚɱαʂ Gιϝƚ ☆ Larry StylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin