29. Bölüm

141 15 7
                                    

Amk önceki bölümleri hatırlamıyorum bile ama olsundu~~~~~

*Ah be aklıma Friends'den Ross ve Rachel takıldı bugün, onların arasındaki bir sahneyi copy yapmaya çalıştım hakkınızı helal edin krdşlerim.*

Neredeyse güneş batmak üzereydi. Olduğunca hızlı adımlar atarak ilerlemeye çalışıyordum. Louis beni aramış ve buluşup buluşamayacağımızı sormuştu.

Ne yalan söyleyeyim beni arayacağı aklımın ucundan bile geçmemişti. Yani bugün Sophia ile beni gördükten sonra bu ihtimali silmiştim kafamdan. Ama daha sonra aramasının nedenini bana kızacağına bağladım. Ki evet, haklıydı. Sophia'yı engelleyebilirdim ama yapamadım. Ama cidden, cidden beklemiyorum ve çok ani olmuştu. Ve Louis bu konu hakkında ne söylerse söylesin yerden göğe kadar haklıydı.

Çok geçmeden parka geldiğimde neredeyse kimsenin olmadığını fark etmiştim. Muhtemelen insanlar hava bulutlu olduğundan yağmur yağacağını düşünüp parka gelmemişlerdi.

Bana arkası dönük salıncakta oturan Louis'ye doğru ilerledim.

"Hey." Sesim oldukça alçak çıkmıştı fakat beni duyduğu gibi arkasına döndü. En başta ne düşünüyordu bilmiyorum kaşlarını çatmış oturuyordu fakat beni görünce yüzüne rahat bir ifade yerleşmişti.

"Selam." Dedi oldukça yumuşak bir sesle. Salıncaktan kalkıp köşedeki banklardan birine oturduk. İkimiz de bir şey söylemiyorduk ve hava oldukça soğuktu.

O sırada Louis ellerini cebinden çıkarıp bankın üzerinde duran elimin yanına yerleştirdi.

Sonra serçe parmağını parmaklarımın üstüne attı. Adım adım ilerleyerek eliyle elimin üstünü kapladı.

Bunların hepsini bir şey demeden yapıyordu ve yüzü dümdüz bir şekilde karşıya bakıyordu. En sonunda tamamıyla elimi kavradı ve bana daha çok yaklaşarak birbirine kilitlenmiş ellerimizi arkasına sakladı. Muhtemelen kimse görmesin diye yapmıştı bunu ama park zaten bomboştu.

Acaba bana sinirli mi?

"Harry-"

"Louis bak gerçekten özür dilerim." Anlamamış gibi yüzüme baktı.

"Nasıl?" Ne nasıl ya... "Ne için özür diliyorsun?"

"... Bugün beni Sophia ile..."

"Harry..." Yorgunca gülümseyerek başını geriye attı. "Bunun için mi bu kadar tedirgin görünüyordun?" Yerinde biraz kıpırdadı.

Açıkçası böyle tepki vereceğini hiç düşünmemiştim ve bu beni bayağı bir şaşırtmıştı.

"Senin onu değil, onun bir anda seni öptüğünü gayet görebildim. Yanlış anlamadım yani, rahatla." Dedi sırıtarak. Ben de kesik bir nefes alarak anladığımı belirtmek için başımı aşağı yukarı salladım.

Yüce İsa'ya şükürler olsun.

Fazla üstüne gitmemeyi düşünerek bir şey söylemedim. Yanlış bir şey söylemekten korkuyordum. Kısa süreliğine bir sessizlik oluşmuştu. Esen rüzgarın ortaya çıkardığı ses yine tedirginleşmemi sağlamıştı.

Her şey o kadar hızlı ve tesadüfi ilerliyordu ki bir adım sonrasını bile tahmin edemiyordum. Gerçekten mutlu hissediyordum fakat aynı derecede tedirgindim de.

"Kalk." Dedi gülümseyerek. Afallayarak suratına baktım.

"Ne? Nereye?" Dudaklarım çoktan yukarı kıvrılmıştı, aptal aptal sırıtıyordum.

Cԋɾιʂƚɱαʂ Gιϝƚ ☆ Larry StylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin