yirmi beş

1.2K 146 21
                                    

hwangjin neden okumaya odaklanamadığımı bilmiyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

hwangjin neden okumaya odaklanamadığımı bilmiyorum...

•••

minho
eminim bilmiyorsundur niye odaklanamadığını
bizi mi yiyorsun sen

hyunjin
hayır
kek yiyorum?

minho
gözlerimi devirdim

hyunjin
yani?

minho
jae hyungın kafesi mi orası
seungmin de orada değil mi?

hyunjin
evet ama çalışıyor

minho
jisung'la geliyoruz

hyunjin
davet etmedim bile

minho
kes sesini
sürpriz yapacağız

hyunjin
changbin'i de çağır bari
dışlanmış hissetmesin

minho
tamamdır ;)

•••

"ne dedi?" sırıtan suratı konuya odaklanmamı güçleştirse de "changbin'i de çağıralım." dediğinde güldüm. seungmin efendi şimdi görürdü. tüm grubu tam olarak bugün topluyordum. hem de ondan habersiz. ilhamımı ise hyunjin'in attığı posttan almıştım. sosyal medya böyle bir nimetti.

"felix'e haber verdin mi? şu sarışın çocuk da gelecek değil mi?" telefonumdaki bakışlarım yavaşça tekrar minho'nun suratına çıktığında mideme yumruk yemiş gibi hissediyordum. bozuntuya vermemeye çalışarak "sarışın çocuk derken?" diye sorduğumda suratındaki yavşak ifadeden ödün vermeden "chris miydi neydi işte o." dedi. kaşlarımı çattım. nasıl bu kadar aptal olabilirdi? ona nasıl davrandığımı hiç mi fark etmiyordu bu şerefsiz?

"yanlış sularda yüzüyorsun lee minho." kanepeden kalkıp bana verdiği odaya yürüyorken sinirlerimin tümü tepeme çıkmıştı. hazırlanmaya başlamadan önce felix'e bir mesaj çektim. christopher'ın olası ilişkim için bir sorun teşkil etmesini istemediğimi de ekledim.

on dakika geçmiş ya da geçmemişti, minho odama damladı.

"sorun ne?" suratına bakmadım. somurtmaktan nefret ediyordum, bana çok ters bir şeydi fakat neden bu lanet eve taşındığımdan beri kendimi onun tarafından bu halde bulup duruyordum?

"az önce takılıyordum jisung, herife yanladığım falan yok yani." üzerime geçirdiğim kapüşonlunun şapkasını geriye attığımda "sorun olduğunu nereden çıkardın?" diyerek güldüm.

"bozulduğunda anlayabiliyorum kör değilim." dedi. kahkaha atmamak için kendimi zor tutarken içimden sövdüm. lee minho tanıdığım en aptal insanların başını çekiyordu. tabii ki ilk değildi. hayatımdan bir aptal sürüsü geçmişti.

"yemek işini duyunca ağzın kulaklarındaydı, kabul etmezsin diye düşünmüştüm." ağzını aramak amacıyla tereddütle mırıldandığımda gözlerini kaçırdı. seungmin ve felix'le olan konuşmamızdan sonra tüm bu 'hoşça-kal-yemeği' durumuyla ilgili olanları anlatmıştım ona. fazla sevinmişti?

"aslında neden o kadar sevindim ben de bilmiyorum." eli ensesine gittiğinde tek kaşımı kaldırdım. hiçbir ifadesini kaçırmamaya çalışıyordum. "uzun süredir evime kimse uğramıyor. yani, hyunjin bile geçenlerde ilk kez geldi bana ama seungmin yüzündendi. sonra sen... sen de mecburiyetten buradasın. arkadaş bile değildik."

hayal kırıklığı içimde kol gezmeye başlıyorken gülmeye çalışarak "beni arkadaş olarak görmüyor muydun yani?" diye sordum ama hemen karşı çıktı. "hayır! senin beni öyle görmediğini düşünüyordum." tabii ki seni arkadaş olarak görmüyorum demek istesem de sustum. "mecbur kaldığım için burada değilim minho." diye mırıldandım. "seninle kalmak istediğim için geldim." şaşkın ifadesi yerini bir gülümsemeye bırakıyorken bana doğru yaklaştı. tüm terim içime akmaya başlamışken ağzım kupkuru kalmıştı. bu heyecanlanmak oluyordu galiba. dengemi altüst etmişti şerefsiz.

"o zaman..." dedi sırıtarak. kaşlarımı havaya kaldırıp beklentiyle suratına bakmaya başladığımda ise "artık iyi arkadaşlarız, tereddüt olmaksızın?" dedi ve o sıra yan sandalyedeki saç kurutma makinesini kafasına geçirsem nasıl olur, hıncımı alabilir miyim diye düşünmeden edemedim.

derin bir nefes aldıktan sonra "minho," diye mırıldandım sıktığım dişlerimin arasından. "çocuklar bizi bekliyorlardır." kafasını sallayıp hazırlanmak için odadan çıktığında ağzı kulaklarındaydı. yatağa çöküp telefonumu elime aldım.

jisung
eğer cuma günkü yemekte bir halt olmazsa
ben pes ediyorum çocuklar
bu sik kafalıyla daha fazla uğraşamam

victon cb yaptı skz cb'i ise yolda hiçbir şey üzemez beni ulan sESE SENİ ÇOK SEVİYORUM *umarım kalleş nurşah da bir an önce benimle stanlemeye başlar*

streetlight • skzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin