"Düello"

55 4 4
                                    

Martin Wes


Odanın cıvıl cıvıl sarı ve siyah renklerinin ahengi Wes'in mutlu olmasına neden olurken, bal rengi tahta masalardan birinin üzerine oturdu. Tek ayağı destek alabilmesi için yerdeyken diğeri zeminle olan ilişkisini kesmişti. Gözlerini etrafta gezdirip renkli bitki ve çiçeklere baktı. Yüzünde hafif bir gülümseme oluşurken neden bu binada olduğunu düşünüyordu. Hufflepufflar herkese göre ezik ve sinik tiplerdi ama Wes bunun böyle olmadığını Hogwarts'a gelmeden önce de biliyordu. İyi kalbi, pratik zekası ve adalet duygusu onun tipik bir Hufflepuff olduğunu işaret ediyordu. Bitkilerden gözünü çekip bina arkadaşı Leon'un adımlarını izledi. Kendisine doğru yaklaştığını fark ettiğinden oturduğu cilalı bal rengi tahta üzerinden kalktı ve gülümsedi.

"Merhaba porsuk."

Leon hem sinirlenmiş hem de gülmeye başlamıştı. Kütüphaneye gidip ders çalışmaları gerekiyordu ama Wes'in içinde olmaması gereken bir huzursuzluk vardı. Leon bunu fark etmiş olacak ki "İyi misin Wes?" diye sormuştu merhaba demeden.

"İyiyim iyiyim. Hadi gidelim ve şu sıkıcı dersleri alt edelim!"

Wes her zaman çok neşeli bir çocuk olmuştu. Çevresindekileri sürekli güldürür, bitmek bilmeyen bir enerjiyle bazen de onları hayattan soğuturdu. En dikkat çeken özelliği ise olması gerekenden fazla olan merhametiydi. Hiç kin tutamaması ona zarar veriyordu ama elinde değildi. Kendisine nasıl davranılmasını istiyorsa aynı davranışları gösteriyordu sadece. Bu hem vicdanını rahat tutuyor hem de onun mutlu olmasını sağlıyordu.

"Evan ve Evelyn de bizi bekliyor. Haberin olsun canım arkadaşım." Leon özellikle Evan ile iyi anlaşamıyordu ama Wes'e olan sevgisinden dolayı bunu gözardı ediyordu. Evan ona göre fazla umursamaz ve asiydi. Leon'a sorsalar 'Bunlar ikiz!' diyemezdi. Çünkü Wes ve Evan gerçekten bambaşka kişiliklere ve görünümlere sahiplerdi.

"Wes..." Bıkkın bir ifadeyle konuşmaya başlamıştı ama Wes onu dinlemeden yürüyordu.

"İtiraz yok Leon. Zaten son senemiz. Belki bir barış anlaşması imzalarsınız." Arkasında kalan Leon'a döndü ve göz kırpıp yürümeye devam etti.

Kütüphanenin devasa kapılarına geldiklerinde Alandra da onları ellerindeki kitaplarla bekliyordu. Wes aniden atılıp Al'ın yanağından öptü ve elindeki kitapları aldı.

"Evan ve Ev gelmedi mi?"

"Hayır."

Leon gözlerini devirmişti. "Biz çalışmaya başlayalım. Onlar gelir." Wes hafifçe tebessüm etti ve kütüphanenin kapısından geçip içeri girdi. Alandra yanında Leon ise arkasında yürüyordu. Upuzun raflarda sayısız kitap vardı. Yine de Wes genelde ilgisini çekebilecek kitabı bulmak da çok zorlanırdı. Boş buldukları masaya doğru ilerlediler ve koyu kahverengi, tahta sandalyeleri çekip oturdular. Wes Alandra'nın kitaplarını masaya koyduğunda "Hepsine çalışmayacağız değil mi?" diye sordu.

"Çalışacağız."

Gözleri büyümüştü ve arkadaşlarına bakıyordu. "Biliyor musunuz bu adil değil."

Wes ve Alandra gülmeye başlamışken Evan ve Evelyn de kütüphaneye gelmişlerdi. Evelyn elindeki kitapları hevesle Evan'a gösterse de onun umurunda değildi. 'Kitapları taşıma nezaketi gösterseydin bari Evan.' Wes bunu düşünürken onlar çoktan masaya gelmişler ve oturmuşlardı.

The Mirror of ErisedWhere stories live. Discover now