piranhas

477 38 30
                                    

Sanırım koşmuştu. Nefes nefeseydi. Mr. Travel'ın yanına gitti.

Finn: "Geç kaldığım için üzgünüm, Mr. Travel." dedi. 

Mr. Travel: "Sorun değil evlat. Boş yer bul ve otur. Derse geçeceğiz." dedi

Finn sınıfa bir göz attı, arkada bazı kızların yanı boştu, ve benim sıram. Benim sırama oturmayacağını bildiğim için bir şey yapmadım. Sadece çantama eğilip defterimi çıkarttım. O sırada biri yanıma oturdu. 

Finn Wolfhard.

Finn yanıma oturmuştu, şoktaydım. Ama bu bir şey ifade etmez. Sadece adımı biliyor diye oturmuştur. O sırada bana baktı.

Finn: Merhaba Millie.

Adımı hatırlıyordu. İnanamıyorum. Heyecanlı bir şekilde:

Millie: "S-Sana da merhaba Finn." dedim. En azından konuşabilmiştim.

Finn: "İyi ki yanın boştu, yoksa ayakta kalacaktım." dedi.

Millie: "Arkada boş yerler vardı. İnan ayakta kalmazdın herkes pirana gibi seni bekliyor." dedim ve güldüm. O da bana bakıp gülümsedi. Sanırım eridim...

________

Merhaba, ben Finn. Finn Wolfhard. 

Okula geldiğimiz zaman herkes bana ve Noah'a bakıyordu. Çok rahatsız ediciydi. Ünlü olmak gerçekten çok zor. Egolu değilim, yanlış anlamayın. Sadece zor...

Zil çaldı ve herkes sınıflara geçti. Ben Noah ile beraber aynı sınıftaydım. Sınıfa girdiğimizde öğretmen kendimizi tanıtmamızı istemişti. Biz de tanıtmıştık. O sırada bir kız ilgimi çekti. O kızın kim olduğunu bilmiyordum. Ama çok güzel görünüyordu. Kahverengi hafif dalgalı saçları, yanlardan sarkıyordu. Güzel bir yüzü vardı. İyi birine benziyordu. Umarım adını öğrenebilirim diye düşünüyordum. 

O sırada öğretmen, kimin kimle oturacağını seçiyordu. O kızı tanımak istediğimden dolayı onun yanına oturmayı ummuştum. Keşke seçmeli derslerde olduğu gibi kiminle oturacağımızı kendimiz seçebilsek. Noah'ı satmış olurdum ama, o beni anlardı. 

Öğretmen Angela, beni Noah'la beraber, o tanışmak istediğim kızın önüne otutturdu. Yanında değildim belki ama en azından önündeydim. Kim olduğunu çok merak ediyordum. Çok tatlı görünüyordu. Ve bir anda ona kanım ısınmıştı. 

Teneffüs olduğu zaman tüm kızlar Noah ile benim başıma toplanmıştı. Asla rahat bırakmıyorlardı. O sırada o kız geldi. Herkese şunu söyledi "Bugün onların ilk günleri, onları rahat bırakın" dedi. Bende "sonunda biri anladı, teşekkür ederim..." dedim. Adını hala bilmiyordum. O an sormaya karar verdim. Ve sordum. "ee, adın ne?"

Bana baktı ve adının Millie olduğunu söyledi. Sonunda öğrenmiştim. Sonra "Teşekkürler Millie" dedim. Sonra Millie sınıftan çıktı.

O sıkıcı ders bittikten sonra bahçeye çıktım. Noah lavaboya gideceğini söyledi. O yüzden tek başımaydım. Bahçede yanıma gelen kızlardan uzaklaşmaya çalıştım. Ben herkes başıma toplanmasın diye bahçeye çıkarken, bahçede bile rahat vermiyorlardı. Uzun süre onlardan uzaklaşmaya çalışmalarımdan sonra saatime baktım, geç kalmıştım. Koşarak sınıfa doğru ilerledim. Dersimin hangi sınıfta olduğunu bilmediğim için koşarken defterimin arasına koyduğum kağıdı bulmaya çalışıyordum. Orada hangi sınıfta hangi ders olduğu yazıyordu. 

Okudum, 

 Sınıfım,C sınıfıydı. Ders Sosyal Bilgilerdi. Öğretmen ise Bob Travel'dı.

Hemen sınıfı buldum. Biraz terlemiştim. Nefes nefeseydim. Kapının önünde bir süre düzgünce nefes almaya çalıştım. Sonra da kapıyı tıklatıp sınıfa girdim. Ama gördüğüm şey karşısında şok olmuştum. Millie, ikinci sırada tek başına oturuyordu. Öğretmene döndüm ve 

Finn: "Geç kaldığım için üzgünüm, Mr. Travel." dedim. Neyse ki o kağıtta öğretmenlerin isimleri yazıyordu. O da bana sorun olmadığını, ve bir yere geçip oturmamı söyledi. Sınıfa bir göz attım. Arkada yanları boş olan kızlar vardı. Bazı kızlar benim onların yanına oturmam için yalvarıyorlardı. Ama ben Millie'nin yanına oturmakta kararlıydım. Onu daha çok tanımak istiyordum. Millie çantasına doğru eğildi. O sırada yürüdüm ve sıraya oturdum. "Merhaba Millie" dedim. O da bana:

Millie: "Sana da merhaba Finn" dedi. Ses tonu çok güzeldi. Sonra ben de:

Finn: "İyi ki yanın boştu, yoksa ayakta kalacaktım." dedim. O da:

Millie: "Arkada boş yerler vardı. İnan ayakta kalmazdın herkes pirana gibi seni bekliyor." dedi. Sonra gülümsedi. O gülümsemenin içinde yok oldum sanırım. Çok güzel gülüyordu...
















🦋

Eveet. 

Umarım beğeniyorsunuzdur. 💞

Beğendiyseniz lütfen belirtin. 💗

Olayları Finn'in açısından yazmam güzel oldu mu? Bu şekilde yapayım mı ara sıra?

Bu arada herhangi bir öneriniz varsa yazabilirsiniz. 

Bu bölümü biraz uzun yapmak istedim çünkü 5 gün yeni bölüm atmamıştım. 🤔

Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın! 💕💕

Devamı gelecek...

🦋







bae | fillieWhere stories live. Discover now