Uyandığında etrafı ucubeler tarafından sarılan Tarkan, Miceal'ın kendisini Yamyamlar diyarına tutsak ettiğini anlamıştı. Kaynayan kazanı gördüğünde bütün yaşamı gözünün önünden geçiyordu. ▪ Aliesin kendisini terkettiği gün, ▪ Yetimhanede geçirdiği günler, ▪ Beyfendiye hizmet ettiği günler, ▪ Sevgilisiyle geçen güzel günleri ve sevgilisinin kendisini terektmesi ▪ Miceal'ın anne babasını yanlışlıkla öldürmesi ▪ Hapishanede geçirdiği günler ▪ Bety'le geçen güzel günleri ....
İri yarı iki siyahi adam geldiğinde birden yaşadığını farketti. İki ayağı kan içinde kalmıştı. Bir ayağında hâla ok duruyordu. Yürümekte zorlansa da ite kaka götürülüyordu. İdam masasına getirildiğinde diz çöktürüldü ve boynu büküldü. Zorluk çıkarmıyordu Tarkan çünkü bu kötü sondan kaçışı yoktu. Bety'ye kavuşmanın vakti gelmişti. Cellah baltasını kaldırdıııı ve....
▪Sizce Tarkan ölecek mi?
(Temsili bir resim)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tam indireceği sırada ileriden bir ses yükseliyor. Bu ses yamyam kabilesinin liderinden geliyor. Silahlı adamlar tarafından esir alınan lider "matçunka, matçunka" diyerek bağırıyordu. Bu sesi duyan cellat geriye çekildi ve baltasını intirip kenara bıraktı. Etrafımdaki yamyamlar çil yavruları gibi dağılıyordu. Ayağa kalktım ve ne olup bittiğini öğrenmek için meraklı gözlerle bakınmaya başladım. Silahlı adamlar yamyam lideri esir almış, yamyamlarsa silahlı adamların etrafını sarmıştı. Yamyamlar beni artık umursamıyorlardı ama ayaklarım yaralı olduğu için kaçamıyordum. Uzaklardan bir helikopter geliyordu. Yaklaştı yaklaştı ve üstümde durup aşağı doğru bir ip uzatıldı. İpe tutundum beni yukarıya doğru çekmeye başladılar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yukarıya çıktığımda helikopterin içinde beni Beyfendi karşıladı. Yüzü gülüyordu. Şimdiye kadar bana onca iyilik yapması bir yana şimdi de hayatımı kurtarmıştı. Bunu neden yapıyordu bilmiyorum. Bana sımsıkı sarıldı ve az daha tahtalı köydeydin dedi ve üzüntüyle karışık bir kahkaha attı. Sadece gülümsedim. Ayaklarımdaki kanları gördü ve takma bunları kafana hallederiz dedi. Çantasını eline aldı ve çantasından küçük bir şişe çıkardı. Bunu içmemi söyledi. Ayaklarımı iyileştirecek bi ilaç olsa gerek diye düşünüp içtim. Beyfendi boş şişeyi eline aldı ve bana şu soruyu sordu. " Ölümsüz olmayı ister miydin Tarkan?" Önceden olsa evet. Bety'yi tanımamış olsaydım, Edım'ı hiç tanımamış olsaydım. Arkamda bir ailem olmasa bile dostlarımdan oluşan koskocaman bir ailem varken ölümsüz olmak istemezdim çünkü onların teker teker ölmesini izleyemezdim, hele ki dünya bu haldeyken ölümsüz olmak istemezdim.
