Zincirden tutan Bety önde, bende arkasında gidiyordum. Sonra birden bana doğru döndü ve annecik dersen zinciri çözerim dedi. Lafını ikiletmedim ve ona duymak istediği şeyi söyledim. Bu kadar çabuk olacağını beklemiyormuş gibi yüzüme baktı. Sonra ellerini boğazımda gezdirdi ve zinciri çözdü. Ve konuşmaya başladı.
Bety: Birazdan seninle dışarıya çıkacaz ve arabaya binecez, eğer kaçmaya kalkarsan arkamızda bulunan korumalar seni acımadan öldürecek.
Tarkan: Hiç yapar mıyım öyle şey annecik. ( küçük bir kahkaha atarak )
Bety: Afferim benim uslu çocuğuma. (Dedi ve yürümeye başladı.)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
O önde ben ise arkasında hapishaneden dışarıya çıktık. Söylediği gibi bir araba vardı, arabaya bindik. Biner binmez başını omzuma koymaya çalıştı izin vermedim. Bu davranışım onu sinirlendirmişti. Miceal ölsün mü istiyorsun? Dedi. Bu sözleri duyunca omzuma başını koymasına izin verdim. Ellerimdeki kelepçeyi çözeceğini, eğer yanlış bir şey yaparsam Miceal'ı bulunduğu hapishanede paramparça ettireceğini söyledi. Sonrada kelepçeleri çözdü. Hafif bir tebessüm ederek başını omzuma koydu. Saçlarımla oynar mısın Tarkan? Dedi. Söylediğini yaptım, iki saattir yoldaydık Bety ise yolbiyunca omzumda uyumuştu. Bu iki saatin ardından çok lüks bir villanın önünde araç durdu.
Bety, aracın durduğunu hissetmiş olmalı ki biraz doğruldu. Sonra araçtan indi, bende indim. Benim yanıma geldi ve bir elini bana uzattı hadi gel bakalım uslu çocuk dedi. Elini tuttum ve içeri girdik. İçerisi çok sessizdi. Kapının önünde takım elbiseli bir uşak bizi karşıladı. Bety beni sürüklüyor bende ona ayak uyduruyordum. Çocuksu hareketleri aslında çok hoşuma gidiyordu ama Miceal, benim dostumdu. Anne ve babasını öldürdüğüm dostum. Bunu benden başka kimsenin bilmemesi iyiydi çünkü henüz Miceal'a bunları açıklayamazdım.
İçeriye girince Bety beni mutfağa doğru sürükledi. Tezgaha yaklaşınca ince ve çocuksu bir sesle "hadiii bana mama hazırla" dedi ve gülümsedi. Tezgahta bulunan bıçağı aldım ve yine tezgahta bulunan önceden yıkanmış malzemeleri doğramaya başladım. Bety, arkadan belime kollarını dolamıştı. Başını sırtıma yaslamış ve teşekkür ederim demişti.
( umursamaz bir eda ile konuştum )
Tarkan: Önemli değil!
Bety: Soğuk davranıyorsun bana.
Tarkan: Sen Miceal'ın sevdiği kadınsın bu bir, ikinciside beni Miceal'ı öldürmekle tehdit ettiğin için buradayım.
Bety: Öyleyse burada kalmaya devam et. Ben birazdan gelirim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
( Aradan uzunca bir müddet geçmişti. Bende tavuk sote ve salatayı hazırlamıştım bu geçen süre zarfında. Bety kırmızı bir elbise giymişti. Elinde de bir takım elbise vardı. Kendisinin masayı hazırlayana kadar benimde üzerimi değiştirmemi söyledi. Söylediğini yapmak için elindeki takım elbiseyi alıp mutfaktan ayrıldım. )
( Ben geldiğimde masa hazırlanmıştı. Hatta mumlarla süslenmişti...)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bety: Lütfen! Otur. ( Gösterdiği yere oturdum. Ayağa kalktı ve tabağıma yemek koydu. )
Bety: Başka bir emrin var mı?
Tarkan: Teşekkür ederim.
Bety: Yemeği yedikten sonra film izleriz. Sonra da çatıda yıldızları seyrederiz. Olur mu? ( Sanki seçme şansım varmış gibi birde soruyordu. )
Tarkan: Nasıl isterseniz küçük hanım.
( Tam ağzıma bir kaşık yemeği götürüuordum ki... )
Bety: Miceal, senin anne babasının katili olduğunu biliyor mu?
( Yemek boğazıma düğümlenmişti. Nefesim kesilecek gibi olmuştu. )
