bölüm yirmi iki

En başından başla
                                    

Bade dehşet içinde telefonunu elinden bıraktı. Sanki beyni donmuştu, ne düşüneceğini, ne hissedeceğini... hiçbir şey bilmiyordu. Adını bile bilmediği o kızın kahverengi gözleri, o gözyaşları çıkmıyordu aklından. Acı bir şekilde o kadar tanıdıktı ki hikayesi... Bunun olabileceğini nasıl görmemişti? Kendi hikayesine, kendi acısına o kadar odaklanmıştı ki o adını bile anmak istemediği pisliğin başka bir kadına ona verdiği zararı verebileceği aklının ucundan bile geçmemişti. Sinem'in aramasını reddetti, şu anda kimseyle konuşacak hali yoktu.

 Sinem'in aramasını reddetti, şu anda kimseyle konuşacak hali yoktu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Başını sertçe yatağın arkasına yaslayıp saçlarını çekiştirdi. Kalbine inanılmaz bir ağırlık oturmuştu. Öncekiler gibi değildi bu.. Yüreğinin daha önce hiç ağrımayan bir yeri ağrıyor, göpüs kafesine baskı yapıyordu. Vicdan azabı çekiyordu. O zavallı kızın gözleri, çaresiz sözleri gözünün önünde belirdikçe aklını kaybedecek gibi oluyor, kafayı yiyordu. Belki, diye geçirdi içinden acıyla. Belki ben seneler önce konuşsam, şu lanet çenemi kapalı tutmasam o kadınlara zarar vermezdi.. Belki korkardı. Belki onu gerçekten de insanlardan uzak bir yerlerde hapsederlerdi!

Sonra dehşet içinde bir nefes aldı... İnanılmaz ağır bir soru sinsice çöreklendi kalbinin üzerine,

Ya ona bu cesareti ben verdiysem? Ya ben sustuğum için bunu başkalarına yapabileceğini düşündüyse?

O düşünceleri içinde kıvranırken, telefonu tekrardan çaldı. İlk önce önemsemedi, kafasını kaldırıp bakmadı bile, sadece çalmasına izin verdi ama telefon birkaç çalışın ardından hala susmadığında kafasını kaldırdı. Tam Sinem'e konuşmak istemediğini söyleyecekken, arayanın Sinem değil, Atabey olduğunu gördü.. Telefonu açıp kulağına götürürken tereddüt bile etmedi,

"Bade..." dedi diğer tarafta Atabey'in şefkat akan sesi, "Bade'm.. iyi misin?"

Yanaklarındaki ıslaklıkla ağlamaya başladığını fark etti. "İyiyim." dedi kırık sesiyle ama iyi olmadığını ikisi de çok iyi biliyorlardı. Atabey, "Bade.." diye mırıldandı. "Çok üzgünüm aşkım. Çok.." Dişlerinin arasından bir şeyler mırıldandı, Bade küfür olduğunu tahmin etmişti. "Evde misin? Yanına geleyim.."

"Yok," dedi Bade hızlıca, elinin tersiyle gözünün altında biriken yaşları sildi. "Gerek yok Atabey. Ben iyiyim."

"Bade, yapma." dedi Atabey. "Beni itme. Lütfen. İyi değilsin, biliyorum, tanıyorum seni. İzin ver, yanında olayım.. Bari.." Titrek bir nefes aldı, "Bari bu defa yanında olayım. Lütfen aşkım." Adamın sesinin tonu karşısında gözlerini yumdu, içindeki ses delice bir tutkuyla Atabey'in yanına gitmek, adamın kolları arasına girip kendini rahatlatmak, korunmak istiyordu. Ama kendine olan saygısı bunu yapmaması için onu dürtüp duruyordu. Yıllar önce genç bir kızken başına gelen her şeyle kendisi başa çıkmıştı, şimdi yetişkin bir kadın olmuşken bir erkeğin kolları arasına sığınıp her şeyden kaçmayı kendine yediremezdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 30, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YAKALA BENİ (devam edecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin