specific to 800k

12.1K 1K 2K
                                    

"Taehyung bir şey yap! Jungkook'u elimden alıyorlar." dedi Yoongi ağlayarak. Tanrım bu çocuk neden böyleydi?

Mendilli gözlerine sokup başını öne eğdi. "Tanrım! Lütfen evlendikleri an Lisa, silahlı saldırıya uğrayıp bitkisel hayata girsin ve düğün iptal olsun."

Gözlerim büyürken Jungkook sertçe Yoongi'nin kafasına vurdu. "Kendine gel hyung! Kafayı mı yedin?!"

Şaşkınca Yoongi'ye baktığımda gözlerini kıstı ve bana baktı. "Seni sinsi! Jungkook'u bizden nasıl alırsın he?" Birden bana doğru koşmaya başladığında gözlerim büyüdü. Tam bana saldırıyordu ki Jungkook önüne geçti. "Hyung, ne içtin sen?"

Taehyung göz devirip arkasına yaslandı. "Elmasız kaldı birkaç gün, ondan böyle."

Yoongi'nin yüzü ağlamaklı bir ifade aldı. "Hatırlatma! Piç seni... Elma sezonu bitti. Yarama basıyorlar. Sizin gibi arkadaşın amınakoyayım. O kadar paranız var, bana elma almaktan acizsiniz."

Jimin kaşını çattı. "Senin paran yok mu?"

Dudağını büzüp peçeteyi gözüne soktu. "Yok tabi. Elmalar beni batırdı." Kafasını kaldırıp Jungkook'a baktı. "Şu fakiri sevindir lan."

"Kimi?" dedim şaşkınca.

"Beni beni." diye çığırdı Yoongi. "Sinsirella sus sen. Zengin ve yakışıklı çocuğu kaptı, kıza bak ya."

Ağlamaya başladığında şaşkınca onu izliyorduk. Biz bugün Jungkook ile evleniyorduk fakat Yoongi hala bunu kabullenmemişti. Sürekli bana sataşıyordu, beni gördüğü yerde ittiriyordu. Cidden psikolojik sorunları vardı.

Jimin, Rose'nin arkasına geçip ellerini beline sardı. "Artık bahçeye çıkma vakti gelmedi mi? Gelin ve damat hanım."

Yoongi birden arkasını döndü ve çığırdı. "Sen de sus! Cücük. İyy bir de çarpık bacağa sarılıyor. Dikkat et yürürken bacakların birbirine takılmasın."

Rosé şaşkınca Yoongi'ye bakarken Jimin gözlerini kıstı. "Bacakları takılır mı bilmem ama umarım sana bir beyin takılır."

Taehyung gülmeye başladı. "Girdi mi? Girdi." Jennie şirince gülümsedi. "Yoongi tam bir salak ya."

"Sensin o, poker suratlı cüce."

Jungkook göz devirip bana döndü. Yüzünde tatlı bir tebessüm varken içimi ısıtacak kadar güzel bakışlar yolluyordu. Damatlık ile o kadar yakışıklı gözüküyordu ki... Gerçek olduğuna inanamıyordum. Kahve saçlarını ortadan ikiye ayırmıştı. Kulakları küpelerle doluydu. Benim üstümde ise uzun, düz ve sade bir gelinlik vardı. Sarı saçlarımı dalgalı yapmıştım. Beyazın bana çok yakıştığını düşünüyordum.

Sarı saçlarımı parmaklarının arasına dolayıp kulağımın arkasına koydu ve eliyle yanağımı okşadı. "Sen benim karım mı olacaksın şimdi?"

"Yok kocan."

Yoongi'ye bakıp göz devirdiğimde Jin sinirle ona doğru yaklaşıp eliyle ağzını kapatmaya çalıştı. "Sus lan artık. Tüm romantik anın içini siktin."

Yoongi'nin gözleri büyürken Jin eliyle ağzını kapatıp sıkmaya devam ediyordu. Yoongi ayaklarını yukarıya kaldırıp koltukta çırpınmaya başlarken şaşkınca onları izliyorduk. Yoongi can çekişiyordu. Jimin ve Taehyung gülme krizine girmişti.

"Jin." dedi Jisoo sakince. "Bırak hayatım, alıştık artık."

Jin elini Yoongi'nin ağzından çektiğinde Yoongi birden ayağa kalktı ve ağlayarak bağırmaya başladı. "Nefessiz kaldım! Zürafa seni. Öldürecekler beni ya. Tipsiz. Dünya çapında itici."

imkansız Where stories live. Discover now